Osmanlı deneyiminin ardından gelen Türkiye devletinin kuruluş paradigması, her türlü etnik, dini farklığı engellemek; bunu öne çıkaranları şiddetle bastırmak oldu. Türkiye’nin Avrupalı olmadığına ilişkin en önemli argüman bence toplumun zenginliğinden, farklılığından korkusu olarak öne çıktı.
AKP’nin amacı hiçbir zaman PKK ile uzlaşma ve Kürt sorununu Batılı bir model temelinde çözmek olmadı. Kürt kimliğini Sünni Müslüman kimliği içinde eritip, ekonomik yatırımlar ve bireysel haklar tanıyarak çözebileceğini sandı.
Kürtler’in HDP etrafında birleşip yüzde 10 barajını aşması, sadece Erdoğan’ın başkanlık hayallerini, AKP’nin tek başına iktidarını tehlikeye atmadı. HDP’nin önünü kesmek, Kürtlerin siyaseten etkili olmasını engellemek için planlar devreye sokuldu.
Tarihine kısılıp kalan, değişen dünyaya ayak uyduramayan, Kürtlerle barış içinde bir arada yaşamak yerine çatışmayı seçen Türkiye, esneyememenin bedelini kırılarak ödeyebilir korkarım.