Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılması ve tutukluluk süresini 5 yılla sınırlayan yeni kanunun yürürlüğe girmesinin ardından, Ergenekon davasında 19 tahliye tahliye gerçekleşti.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, akademisyen Yalçın Küçük, gazeteci Merdan Yanardağ, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, Eski 1. Ordu Komutanı, emekli orgeneral Hasan Iğsız ve Sedat Peker de tahliye edildi. İşte cezaevinden çıkan Ergenekon sanıklarının tahliye sonrası demeçleri;
Doğu Perinçek: “Bizleri Ergenekon’a hapsettiler, Türkiye’yi bölmek için. Ve şimdi Ergenekon’dan çıkıyoruz. Türkiye’yi birleştireceğiz. Bizi Ergenekon’a hapsettiler, Cumhuriyet’i yıkmak için, Türkiye’yi şeyhler, müritler, dervişler, meczuplar, cemaatler ülkesi haline getirmek için. Şimdi Ergenekon’dan çıkıyoruz. Cemaatlerin, tarikatların kökünü kazıyacağız. Cumhuriyet’i ayağa kaldıracağız.”
Yalçın Küçük: “Yaşasın cumhuriyet, yaşasın emekçi cumhuriyet, yaşasın aydın cumhuriyet, kahrolsun cumhuriyet düşmanları. Cumhuriyet tahrip olmuştur. Cumhuriyeti tahrip edenlerle, cumhuriyeti yeniden kurmak üzere savaşa devam edeceğiz. Bunları yapanlar, bunların karşılığını görecekler Bizleri, Türkiye Cumhuriyeti’ni tahrip ettiklerini, yok ettiklerini düşündükleri için bizleri sembol olarak, o cumhuriyet olarak hapse attılar. Ama şimdi kendileri eriyorlar. Bizleri burada tutacak güçleri yok. Biz onun için dışarıya çıkıyoruz.”
Merdan Yanardağ: “Teslim alan çetenin tertibi nihayet bozuldu. Özgürlüğe kavuştuğum için çok mutluyum. Ancak Türkiye henüz özgürlüğüne kavuşamadı. Bu kumpası ve komployu kuranlar sadece şu anda suçlanan cemaat ya da paralel devlet dedikleri güç değildir. Suç ortakları bugün hala hükümeti işgal etmektedirler. Tren soyguncularının ganimiyeti paylaşamayıp bir birini ihbar etmesinden farklı bir tablo değil bugün Türkiye’deki durum. Laikliğin tasviye edilmesi durumunda hukukun ne hale geldiğini gördük. Ortalık kasetlerden geçilmiyor. Önümüzde bu ülkeyi yeniden kurma görevi var. Hiç kimse bir daha adı belli olmayan delillerle özgürlüklerinden yoksun bırakılmamalı.”
Hasan Iğsız: “Bugün özgürlüğümün çalınmasının üzerinden 2 yıl 7 ay geçti. Normal olarak özgürlüğümün bana verildiği bugün çok mutlu olmam gerekir. Ama size şunu aktarmak istiyorum; biraz önce 2 yıl 7 ayımı paylaştığım koğuş arkadaşlarımı geride bırakarak onların yanından ayrıldım. Arkadaşlarımız Balyoz’dan yargılanan bilinçli arkadaşlarımız. Deniz Kuvvetleri’ne uzun yıllar hizmet etmiş çok başarılı arkadaşlarımız. Ben kendimin suç işlemediğini nasıl biliyorsam, onların da suçsuz olduğunu biliyorum. Bu yüzden onları geride bırakmak bana çok zor geldi”
İbrahim Şahin: “Devlet hayatında bu tür yargılamalar olur. Biz devlete küsmüyoruz. Şuna inanıyorum. Daha önce genelkurmay başkanlarımızda aynı şeyi söyledi. Türkiye çok zor bir dönemeçten geçiyor. Bunun için bütün insanlarımızın çok dikkatli olması lazım. Önemli olan devletin, Türkiye’nin yaşaması. Başka söyleyecek bir şeyim yok. Bugüne kadar nasıl mücadele yaptıysak, bugünden sonrada o mücadeleye devam edeceğiz. Buna emin olun”
Sedat Peker: “Kendimle ilgili hissiyatım bu gelişmelere ve değişmelere uyum sağlayabileceğim, ayak uydurabileceğim yönündedir. Takdir edersiniz ki 10 yıl içinde birçok yeni ülkeler kuruldu, birçok ülkeler de yıkıldı. Gördüğünüz üzere ben hâlâ hem ruhen, hem bedenen hayattayım ve dimdik ayaktayım. Bundan sonra mücadelemize, hayat yaşamımıza, ülkemizdeki pozitif olan gelişmelerle beraber uyum sağlayarak devam edeceğiz. Cezaevlerinde bulunan tüm kader mahkumlarının, tabii ki ırz düşmanları ve zalim olanlar değil, gerçekten haksız şekilde cezaevinde yatan bütün insanların çoluklarına, çocuklarına, ailelerine kavuşmalarını tüm kalbimle yüce Allah’tan diliyorum.”