HDP’nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman hakkında, “Ben bunu kimsenin yanına bırakmam, hesap sorulacak” sözleri nedeniyle kamu görevlilerini hedef gösterdiği iddiasıyla yargılandığı davada 2,5 yıl hapis cezası aldı.
Önceki yargılamalarda bunu ‘hukuk önünde hesap sormak’ anlamında kullandığını kaydeden Demirtaş, Kocaman’ın nikahını kıydıktan sonra eşini alarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la fotoğraf çektirmesini hatırlatmıştı.
Demirtaş, yargılandığı Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde 1 Temmuz 2020’de ikinci kez tutuklandığı ‘Kobani soruşturması’ kapsamında dosya savcısı Yüksel Kocaman ile yargı önünde hesaplaşacağını söylemişti. Kocaman’ın şikayeti üzerine Demirtaş hakkında ‘tehdit’ suçundan iki yıldan beş yıla kadar, ‘terörle mücadele görev alanları hedef gösterme’ suçundan da bir yıldan üç yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlemişti.
DHA’nın haberine göre Demirtaş’a, Kocaman’ı hedef gösterdiği iddiasıyla verilen 2,5 yıl hapis cezasının, Ankara Bölge Mahkemesi’nce bozulmasının ardından yeniden görülen davada karar açıklandı.
Mahkeme Demirtaş’a ‘terörle mücadelede görev alan kamu görevlilerini hedef göstermek‘ iddiasıyla 2,5 yıl hapis cezası verirken, ‘varsayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanmak suretiyle tehdit‘ iddiasıylaysa suçun yasal unsurları oluşmadığından beraat kararı verdi.
Daha önce nikahını kıydıktan sonra eşini de alarak Saray’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la fotoğraf çektiren savcı Kocoman tepki çekmişti.
‘Baldızı sahte avukat’
Mayıs 2021’deki duruşmada Kocaman’ın AİHM Büyük Dairesi’nin ‘tahliye’ kararını verdiği gün Erdoğan’la görüştüğünü aktaran Demirtaş, şunları kaydetmişti: “Yargı organının başı neden bir partinin genel başkanını görmeye gider, fotoğraf çeker, neden saraya gider? Güçlü bir siyasi rant devşirmeye, arkasında kimlerin olduğunu herkese hatırlatmak istiyor. Bunları kendileri yayınlıyor, gazeteciler ortaya çıkarmadı. Başsavcının baldızı avukat olmamasına rağmen avukat sıfatı kullanarak bir sürü iş yapıyor. Bir gazeteci bunu ortaya çıkarınca, hemen hesabını kapatıyor. Sonra ortaya çıkıyor ki kendisi avukat değil. Eniştesi başsavcının nüfuzunu kullanarak bazı olaylara avukat olarak katılmış. Bu kadının aynı zamanda AKP Çaycuma yöneticisi olduğu ortaya çıkıyor. Bunların hepsi belgeli ortada. Bununla ilgili soruşturma açılmıyor ve hemen üstü kapatılıyor. Ben de bu belge ve bilgilerin hepsini Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada tek tek ortaya koydum.”