ABD ziyareti kapsamında CNN ekranlarında ünlü haberci Christiane Amanpour’la özel bir söyleşi gerçekleştiren Erdoğan, basın ve ifade özgürlüğüyle ilgili soruları savuşturarak ‘basınla savaş içinde olmadığını’ söyledi.

Fotoğraf: Twitter/camanpour
Dün akşam 19 sularında yayınlanan söyleşi sırasında Erdoğan’ın rahat ve kendine güvenli tavrı dikkat çekti. Amanpour, yayın sırasında Erdoğan’ın soruları manüple ederek konuyu değiştirmesine zorlukla engel olabildi.
Amanpour söyleşisinde basın ve ifade hürriyetine özel bir yer verdi.
‘Erdoğan’a hakaret’ davalarını anımsatan Amanpour’a Erdoğan’ın verdiği karşılık “Bugüne kadar basın özgürlüğüne son vermeye dönük hiçbir şey yapmadık. Bilakis Türkiye’de basın bana ve benim hükümetime karşı çok eleştirel, bana ciddi olarak saldırıyorlar. Ve bu saldırılara yanıt verirken de çok sabırlı davranıyoruz” oldu.
Casusluk suçlamasında ısrar
Cumhurbaşkanı Erdoğan gazeteciler Erdem Gül ve Can Dündar’ın MİT TIR’ları haberi dolayısıyla yargılanmaları hakkında ise iki ismin yasaları ihlal ettiklerini savunmakta ısrar etti: “Basınla savaş içinde değilim. Ülkemde kanunlar var. Bir basın mensubu ya da yayın yönetmeni bir casusluğa karışırsa, ülkenin sırlarını dünyanın kalanına ifşa ederse, bu bir dava konusu olur, dünyanın neresine giderseniz gidin. Yasanın izin vermediği eylemler içinde bulunmanın bir bedeli vardır.”
Geçtiğimiz günlerde Alman televizyonunda yayınlanan ve Erdoğan’ı ti’ye alan bir klipten dolayı Almanya Büyükelçisi Martin Erdmann’ın uyarılması da söyleşi sırasında gündeme geldi.
Amanpour’un hiciv ve eleştiriler konusunda neden bu denli ‘hassas’ olduğu sorusuna ise Erdoğan şöyle yanıt verdi: “Eleştiri ile hakareti karıştırmamalıyız, hiciv ya da değil, her şeyin bir sınırı olmalı. Basit bir karikatür, basit bir skeçse tamam. Bunda yanlış bir şey yok. Ancak birini olmayacak bir şeyle eşleştirdiğiniz bir karikatür çizerseniz, bunun kabul edilmesini bekleyemezsiniz.”
‘AB, Türkiye’nin önüne yersiz engeller koyuyor’
Erdoğan, Türkiye’deki bazı yabancı diplomatların Can Dündar ve Erdem Gül duruşmasını izlemeleri hakkında ise, “Gazetecilerin bir davayı takip etmek için gelmelerinde bir sorun yok. Ancak konsolosların topluca duruşmaya katılarak, casusluk iddiasıyla yargılanan sanıklara destek vermeleri tolere edilemez” dedi.
Avrupa Birliği’nin ifade ve basın özgürlüğüne dair eleştirileri ve AB’ye tam üyelik için bu değerlerden vazgeçilmez olduğunun anımsatılması hakkında ise Erdoğan, bunların ‘yersiz engeller’ olduğu yorumunu yaptı: “AB’ye üyelik için ilk başvuran ülkelerden biri olmamıza karşın, hala kapıda oyalıyorlar, hala alakasız engellerle meşgul ediliyoruz, ancak sabırlıyız.” Erdoğan iktidarda geçen onca yılın ardından popülaritesini nasıl halen koruyabildiği sorusuna ise “Siz insanları içten ve derinden sevdiğiniz sürece, insanlar da sizi sever.”
Amanpour vs. Erdoğan
Erdoğan’ın özel söyleşi gerçekleştirdiği Amanpour, 2013’ün haziran ayında Gezi eylemlerine polis saldırılarıyla ilgili yaptığı yayınlar dolayısıyla hükümetin hedef tahtasına oturmuştu.
Türkiye’de medyanın haberleri görmezden geldiği dakikalarda Taksim Meydanı’ndan canlı yayın yapan CNN ekranında Amanpour, dönemin başbakanı Erdoğan’ın başdanışmanı İbrahim Kalın’a bağlanmış, Kalın“Beyaz Saray’a yürünse siz ne yaparsınız?” deyince Amanpour “Şov bitti” diyerek yayını kesmişti.
Erdoğan, hükümet ve iktidar yanlısı medya Amanpour’u ‘Gezi provokatörlüğü’yle itham etmişti.