• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Erdoğan'dan açık başkanlık mesajı: Meşveret meclisimle çalışmalar yapıyorum

28/04/2016 08:48

 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın ‘dindar anayasa’ talebinin ardından başlayan laiklik tartışmasıyla ilgili kendi bakışı için AKP’nin kuruluş programını işaret ederken, başkanlık sistemi için danışmanlarıyla çalışma yürüttüğünü söyledi.

CUMHURBASKANI RECEP TAYYIP ERDOGAN, CUMHURBASKANLIGI SARAYINDA MUHTARLAR TOPLANTISI DUZENLEDI. (FOTO: UMIT KOZAN/DHA)

Fotoğraf: DHA


Kahraman, laikliğin yeni anayasada olmaması gerektiğini savunarak,“Dindar anayasa meselesinden anayasamızın kaçınmaması lazım. Dini olarak bahsetmesi lazım” demişti.

Erdoğan, Kahraman’ın açıklamasından kısa bir süre yaptığı konuşmada, “Meclis başkanımız kendi kanaatlerini ortaya koymuştur. Devlet tüm inanç gruplarına eşit mesafededir, laiklik budur” ifadelerini kullanmıştı.

Hırvatistan ziyaretinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Kahraman’ın sözlerinin bir kez daha ‘kişisel görüşü’ olduğunu söyledi.

‘Laiklikle ilgili düşüncemizin ne olduğu belli’

Hürriyet’ten Vahap Munyar’ın aktardığına göre Erdoğan şöyle konuştu: “TBMM başkanının ağzına herhalde kimse kalkıp kilit vuracak değil. Bu insan, hayatı siyasetin içinde geçmiş biri. Ortada bir anayasa çalışması var, o da görüşünü söylemiş. Beğenirsin beğenmezsin, o ayrı mesele. ‘Peki bu konuda, Tayyip Erdoğan olarak siz ne düşünüyorsunuz?’ diye soruyorsanız, benim düşüncem AK Parti’yi kurduğum dönemden itibaren belli. Laiklikle ilgili düşüncemizin ne olduğu, kurucusu olduğum AK Parti’nin programında kayıtlı. Kaldı ki İsmail bey de AK Parti’nin mensubu olarak parlamento başkanı seçildi. Bu da onun, AK Parti programında belirtilenleri kabul ederek oraya gelmiş olduğunu gösterir.”

Mısır’da 2011 yılında laiklik tanımıyla ilgili yaptığı bir konuşmayı da hatırlatan Erdoğan, “Laikliğin, devletin tüm farklı inanç grupları için bir güvence olduğunu, bütün farklı inanç gruplarına eşit mesafede durması olduğunu anlattım. Laikliği, ladinilik, din karşıtlığı gibi sunar ya da uygularsanız, elbette itirazlarla karşılaşırsınız. Oysa laiklik, devletin, tüm inançlara, ateistler dahil tüm gruplara eşit mesafede olması; tüm inanç gruplarının devletin güvencesi altında olmasıdır” dedi.

‘Bunların hepsi boş şeyler’

Kahraman’ın sözleriyle yaygara koparılarak bir yere varılacağını düşünmediğini aktaran Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklendi: “Muhalefette her olayda sadece hakaret peşinde koşanlar olduğu da malum. Başlarındaki zatın sağda solda benimle ilgili hakaretamiz konuşmaları ortada.”

Erdoğan, Munyar’ın “AK Parti içinde, ‘Nüfusumuzun yüzde 99’u Müslüman, dolayısıyla anayasada laikliğe dokunmadan, İslam’a biraz daha vurgu yapalım’ görüşünü savunanlar olduğu söyleniyor” sözlerini şöyle yanıtladı: “Bunların hepsi boş şeyler. Anayasa’da bu ülkedeki tüm dini grupların inançları güvence altına alınıyorsa, devletin tüm inanç gruplarına eşit mesafede olması esas alınıyorsa, özellikle İslam’a vurgu yapmaya ne diye ihtiyaç olsun? Ben bir Müslüman olarak inancımı istediğim gibi yaşayabiliyorsam mesele bitmiştir. Hıristiyan Hıristiyanlığını yaşayabiliyorsa, Musevi Museviliğini yaşayabiliyorsa, ateist ateistliğini yaşayabiliyorsa onun için de bitmiştir.”

‘Anayasacı arkadaşlarım tüm dünyayı tarıyorlar’

Yeni anayasa konusunda önemli olanın ‘ülkemize yakışanı yapmak’ olduğunu söyleyen Erdoğan, gerekiyorsa ABD’de olduğu gibi belli ana başlıklardan ve içeriği fıkralardan oluşan kısa bir anayasa yapılması gerektiğini belirtti.

Erdoğan şöyle devam etti: “Bir başkanlık sistemini konuşuyorsun kıyamet kopuyor. İtirazları da biz söyledik diye! Ama önerebildikleri bir alternatif de yok. Patinaja son vermek lazım. Ülkenin, çift başlılık görüntüsünden kurtulması lazım. Halk buna hazır aslında. Benim kendi meşveret meclisimdeki danışmanlarımla bu konuda çalışmalar yapıyorum. Anayasacı arkadaşlarım tüm dünyayı tarıyorlar, araştırıyorlar. Amacımız alternatifleri de değerlendirebilmek.”

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

Kılıçdaroğlu’nun elini sıkmaması

“Birileri hem Cumhurbaşkanı’na kalkıp kalpazan diyecek, her türlü hakareti edecek, hem de gelip elinin sıkılmasını bekleyecek… Böyle bir şey olabilir mi? Ben parlamentoda değilim. Bu ülkenin cumhurbaşkanıyım. Dolayısıyla bir insan saygı duyarsa, biz de ona saygı duyarız. Bu makamdayız diye, sağ yanağımıza vuranlara hiç ses çıkarmayıp bir de sol yanağımızı çevirecek değiliz. Kusura bakmasınlar Tayyip Erdoğan böyle biri değil.”

İsrail-Türkiye ilişkileri

“Önemli olan, İsrail’in Türkiye ile girdiği bu süreçteki hatasını anlamış olması. Biz üç şarttan söz etmiştik. Bunun ilk adımı özürle atıldı. Diğer iki şart ise tazminat meselesi ve Gazze’ye ambargonun kalkmasıydı. Şu anda tazminatta bir yere gelindi. Gazze konusunda da ciddi mesafe alındı. Gazze’nin en önemli sıkıntısı enerji. Almanlarla birlikte bir santral kurmamızı önerdiler. Temenni ederim ki çözülür. İnşallah bu meseleler hallolduğunda farklı bir noktaya gelinecek.”

Vize muafiyeti

“Vizelerin kalkması konusu başbakanlığım dönemimde Ankara Palas’ta açıklanmıştı zaten. 2016 Ekim’de vizenin kalkacağı o gün söylenmişti. Koşul moşul diye de bir şey yok. Ankara’da imzalar atılmıştı. Bu yılın ekim ayında da yürürlüğe girecekti. Şimdi bunu hazirana yani dört ay önceye çekmenin bir kazanımmış gibi sunulmasını anlayamıyorum. G-20’de açık açık söyledim. ‘Ya siz Türkiye’ye lütufta mı bulunuyorsunuz? İane mi yapıyorsunuz? Proje diye tutturmuşsunuz. Katkıda bulunacaksınız bulunun, ne projesinden bahsediyorsunuz. Bu nasıl mantık?’ dedim. Bakalım, sözünü ettikleri katkının yıl sonuna kadar ne kadarını ulaştırdıklarını hep birlikte göreceğiz.”

AB yardımı

G-20’de açık açık söyledim. ‘Ya siz Türkiye’ye lütufta mı bulunuyorsunuz? İane mi yapıyorsunuz? Proje diye tutturmuşsunuz. Katkıda bulunacaksınız bulunun, ne projesinden bahsediyorsunuz. Bu nasıl mantık?’ dedim. Bakalım, sözünü ettikleri katkının yıl sonuna kadar ne kadarını ulaştırdıklarını hep birlikte göreceğiz. İşte şu 3 milyar euro meselesinde en büyük yükü Almanya alıyor falan deniliyor. Halbuki cüzi bir miktar hariç, henüz Türkiye’ye gelen bir şey yok. Sözünü ettikleri katkı için Türkiye’den proje isteme eğilimlerine de anlam veremiyorum. Mesela Merkel, Nizip’i gezip gördü aslında. Türkiye olarak bizim yaptıklarımız ortada. Bizden neyin projesini istiyorsunuz? Sizin proje dediklerinizi biz çoktan hayata geçirmişiz. Proje vesaire diyerek hiç kimse bizi aldatmaya kalkmasın. Birileriyle fotoğraf verebilmek için böyle şeylerin içine girmeye gerek yok.

Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’un Türkiye’ye yönelik eleştirileri

“Seviyesizliğe ve kalitesizliğe, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak bir cevap vermek çok uygun düşmez. Ben bu tür davranışları, adeta Alman ekolünün Türkiye’ye bir operasyonu gibi görüyorum.”

* Erdoğan’ın sözünü ettiği meşveret meclisi, Osmanlı Devleti’nde önemli ve ‘olağanüstü’ konuların görüşüldüğü danışma meclisi anlamına gelmektedir.

Kategori:Aktüel

SON HABERLER

Dolar, avro ve altında haftanın bilançosu

Bu hafta avro yüzde 0,39, gram altın yüzde 0,37, dolarsa yüzde 0,03 değer kazandı.

Borsada en çok kazandıran ve kaybettiren hisseler

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 8,89 değer kazanarak 11.294,48 puandan tamamladı.

ABD, Suriyeliler için 'geçici koruma'yı kaldırdı: 60 gün süre

ABD, Suriye vatandaşları için geçici koruma statüsünü kaldırıp ülkeden ayrılmaları için 60 gün süre verdi.

İki ayrılık daha: AKP'de istifa eden il başkanı sayısı yediye çıktı

AKP’nin Ordu ve Bitlis il başkanları da görevlerinden istifa ettiklerini duyurdu.

Rus ve Belaruslu sporcular, kış olimpiyatlarında 'tarafsız' yarışabilecek

Rus ve Belaruslu atletlerin 2026 Kış Olimpiyatları’nda ‘tarafsız bireysel sporcu (AIN)’ statüsüyle yarışabilecek.

Erdoğan, Ergenekon'u 'sek' istiyor: Bu konuların sulandırılması doğru değil
Baykal, 'kaset komplosu'nda Erdoğan'ın yanı sıra Kılıçdaroğlu'nu da işaret etti

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 881 gündür hapiste

YAZARLAR

Masama önce itfaiyeci Can, sonra Beşiktaş geldi

Behzat Şahin

Bir tepki ve hatırlatma şekli olarak 'seçilmiş' sıfatı!

Murat Sevinç

'Kızılcık Şerbeti'nden 'Kaos Şerbeti'ne: Adalet ve sansürün yerli melodramı

Zehra Çelenk

Alışkanlıklar özgürleştirir mi zincirler mi?

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Bir atkının iki ucundaydı aşk ve hayat!

Ayhan Tinin

Kıdemli diplomat Alon Liel: 35 yıl hizmet ettiğim ülke bu İsrail değil

Arda Ekşigil

Yenikapı Kahvesi, edebiyat, aşk ve dostluk üzerine

C. Hakkı Zariç

GÜNÜN 11’İ

Murat Ağırel: Hakemlerin suç duyurusuyla futbola da soruşturma başlatıldı

Ali Gültiken: Futbolla alakası olmayan beş kişiye 'Beşiktaş'a kadro yap' desek böyle bir orta sahayla uzun süre oynamaz

Ayşen Şahin: Hangi naifliğin izleyicisi olalım?

Onur Çanakçı: Dolar artıyor ama enflasyon daha hızlı koşuyor

Serhat Demirel: Sahte ilaç konusunda dikkatli olmak lazım

Atilla Aşut: Yargısı teslim alınmış bir ülke, düşman ordularınca işgal edilmiş bir ülkeden daha savunmasızdır

Mustafa Karaalioğlu: Ölçümler sınırsız güç kullanımının iktidara yaramadığını söylüyor

Umur Talu: Artık iktidarın iki de 'playlist'i var; ikinci 'playlist'te hemen 'pause'a basılıyor

Deniz Zeyrek: Sadece sürecin sahibi değil, sonucu ve parametrelerde de görüş ayrılıkları var

Damla Doğan Tuncel: Altı ayda en çok değişen toplumun ruh hali

Ömer Önhon: Türkiye ile İsrail açıktan silahlı vuruşmaya dönüşmemiş temkinli bir çatışma ortamında karşı karşıya

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×