Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, ‘Erdoğan’a hakaret’ suçundan yargılandığı davada ilk celsede beraat etti.

Mavioğlu (sağdan dördüncü) ve destekçileri duruşma çıkışında… (Fotoğraf: @RSF_tr)
Gazeteciye 20 Temmuz 2015’te 33 kişinin can verdiği Suruç katliamından sonra yaptığı Twitter paylaşımı nedeniyle dört yıl sekiz ay hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
Cumhuriyet’ten Canan Coşkun’un haberine göre Mavioğlu, bugün İstanbul 33’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı.
Mavioğlu, savunmasının başlangıcında suç tarihinin 2016 olarak yazıldığını belirterek, davaya konu Twitter paylaşımının tarihinin 20 Temmuz 2015 olduğunu söyledi.
Mavioğlu, katliamın insani değerlerini henüz yitirmemiş olan herkeste derin bir acı ve infiale sebep olduğunu ifade ederek Twitter’da katliamın ardından katliamı savunanların ve gençlerin öldürülmesini destekleyenlerin türemeye başladığını kaydetti.
Gazeteci “7 Haziran 2015 seçimlerinin üzerinden bir buçuk ay bile geçmemişken, katliamı AK Parti’nin 400 milletvekili kazanamamış olmasına bağlayanlar, troll hesaplar üzerinden ölen gençlere nefret dolu sözlerle saldırmaya başladılar” diye konuştu.
‘Norveç’te nefret cümleleri yoktu’
Kendi ve kendisi gibi katliam karşıtlarının çeşitli bahanelerle, hukukun eğilip bükülmesi pahasına paylaştıkları kınama mesajları nedeniyle yargılandıklarını, katliam destekçileri ve ‘nefret kusanlar’ hakkında tek bir soruşturmanın bile olmamasının garip olup olmadığını soran Mavioğlu, Twitter paylaşımının ardından ‘trol’erin linç girişimlerinden örnekler verdi.
Mavioğlu, 2011’de Norveç’teki Utoya adasında Norveç İşçi Partisi’nin gençlik kollarının kampına Anders Behring Breivik adlı ırkçının silahlı saldırısını hatırlatarak saldırının ardından Norveç’e gittiğini ve hiç kimsenin öldürülenlere karşı nefret cümlesi kurmadığına vurgu yaptı.
‘Tek delil yok’
Mavioğlu, dava konusu Twitter paylaşımından cumhurbaşkanına hakaret edildiği sonucuna nasıl ve hangi saiklerle varıldığını anlamadığını dile getirerek şöyle devam etti: “Savcı görevini yapmamış, iddianamede bu cümlenin neden cumhurbaşkanına hakaret suçu kapsamında görülmesi gerektiğine ilişkin tek bir delil dahi ortaya koymamış, makul bir değerlendirmede bulunmamış, sadece niyet okumaya çalışmış, onda da fena halde yanılmıştır.”
Mavioğlu, savcının dava konusu tweet’in atıldığı tarihte henüz partili olmayan cumhurbaşkanının 400 milletvekiliyle ne işi olabileceğini düşünüp düşünmediğini sorarak, tarafsız bir cumhurbaşkanının parti üyesi bile olmadığı için 400 milletvekilini almasının da mümkün olamayacağının açık olduğunu söyledi.
Mavioğlu ardından “Elbette ki Suruç’ta 20 Temmuz 2015’te meydana gelen katliamı gerçekleştirenler, bu katliamı destekleyen ve teşvik edenler aşağılık birer katil değil midir?” diye sordu.
Horoz-yumurta örneği
Gazeteci, katliam nedeniyle ‘yüreklerde açılan yaralar’ın bugün tazeliğini koruduğunu belirterek bu davada bakılması gereken yerin bir türlü kapanmayan o yaralar olduğunu vurguladı.
“Horozdan nasıl yumurta çıkmazsa, bu mesajdan da cumhurbaşkanına hakaret suçu çıkmaz” diyen Mavioğlu, bunun cümlenin kendisinden de arkasındaki niyetten de çıkmayacağını; ‘hukuku, yasaları eğip bükmekle, niyet okumaya dayanarak üretilen iddianamelerde sadece adaletin oyalanacağını’ savundu.
Sanık avukatı Rozerin Kip’in ve Mavioğlu’nun esas hakkındaki savunmalarının da sorulmasının ardından mahkeme, suçun işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle beraat kararı verdi.