Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Kabine değişikliği veya bakanlıkların yapısının tadil edileceği yönündeki spekülasyonlar, içi boş, tamamen masa başında uydurulan haberler” dedi.
Erdoğan, partisi AKP’nin TBMM grup toplantısında konuştu.
Erdoğan, Berat Albayrak’ın ‘sağlık sorunları’ sebebiyle istifasını istediğini belirterek, “Biz de bu talebi kabul ederek, Hazine ve Maliye bakanı olarak yerine Lütfi Elvan arkadaşımızı atamış olduk. Yeni bakanımıza görevinde başarılar diliyorum” diye konuştu.
Kabine değişikliği veya bakanlıkların yapısının tadil edileceği yönündeki spekülasyonlar, içi boş, tamamen masa başında uydurulan haberler olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi: “Biz harekete geçmek için şuraya veya buraya, şuna veya buna değil, sadece millete bakarız. Milletimizden işareti aldığımızda da hiç tereddüt etmeden gereğini yerine getiririz. Bunun dışındaki her türlü haber, dedikodu, söylenti, lafügüzaftan ibarettir ve bu millete de ihanettir.”
Erdoğan, şöyle devam etti: “Dünyanın en güçlü ve zengin ülkelerinin dahi bir sonbahar yaprağı gibi savrulduğu böyle bir dönemde, Türkiye’nin maslahata uygun tedbirlerle yoluna devam etmesi gayet tabiidir. Bunun için yaşadığımız kritik dönemin ruhuna uygun şekilde, gerekiyorsa devlet ve millet olarak fedakarlık yapmaktan, acı da olsa doğru reçeteleri uygulamaktan kaçınmayacağız.”
“Ekonomimizi politikalarını fiyat istikrarı, finansal istikrar ve makroekonomik istikrar olmak üzere üç sacayağı üzerinde inşa ederek hedeflere ulaştıracağız” diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Bunun için uzun vadeli tasarruflar ve yatırımlar açısından elverişli bir ortam hazırlıyoruz. Ekonomide, nitelikli istihdam oluşturan, enflasyona ve cari açığa yol açmayan, ağırlıklı olarak yurt içi tasarruflar ve doğrudan uluslararası yatırımlarla finanse edilen bir büyüme yapısı oluşturuyoruz. Etkin karar alma mekanizmaları sayesinde para ve maliye politikaları ile finansal politikalar arasındaki uyumu artırarak, makroekonomik istikrarı tahkim edeceğiz. Önümüzdeki dönemde ekonomi politikalarında güven ve kredibilite kazanımına daha fazla odaklanacak, ülke risk primini düşüreceğiz. Türk ekonomisine ve Türk Lirası’na güvenen yerli ve uluslararası yatırımcıların kazancını kendi kazancımız olarak görerek, yatırımcılara her türlü kolaylığı gösterecek, desteği vereceğiz.”
Cumhurbaşkanı, küresel ve milli ekonomideki tüm senaryoları çalıştıklarını, ülke için en doğru olanı yapmaya gayret gösterdiklerinin altını çizerek şöyle konuştu: “Yatırım yapıldığında en yüksek ve güvenli kazancın sağlanacağı ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğini tüm dünyaya göstereceğiz. Ekonominin tüm taraflarıyla, tüm sivil toplum kuruluşlarıyla yakın iş birliği halinde hareket ediyoruz. Biz de uluslararası yatırımcılarla bir dizi toplantı yaparak, onlara ülkemizdeki imkanları, fırsatları, potansiyeli ve sağlayacağımız destekleri bizzat anlatacağız.”
‘Yeni bir seferberlik başlatıyoruz’
İstikrar, büyüme ve istihdam odaklı yeni bir seferberlik başlattıklarını bildiren Erdoğan, şunları kaydetti: “Finans tarafında Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile Merkez Bankamız, reel sektör tarafında Ticaret Bakanlığımız, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, diğer bakanlıklarımız, işinsanlarımız, hep birlikte Türkiye’ye yeni bir ekonomik sıçrama yaptırmak için çalışıyoruz. Hazine ve Maliye bakanımızın ve Merkez Bankamızın yeni başkanının, enflasyon hedeflemesini ve para politikası araçlarını, temel yaklaşımlarımıza uygun şekilde, şeffaf, öngörülebilir, istikrarlı bir seviyeye en kısa sürede getireceklerine inanıyorum. Atacağımız her yeni adımla bu olumlu tablo daha iyiye gidecektir. Elbette tüm bunları serbest piyasa ekonomisi kurallarından taviz vermeden, şeffaflığı ve öngörülebilirliği artırmak suretiyle yerli ve uluslararası yatırımcıları harekete geçirerek yapacağız.”
‘Enflasyonu daha da aşağı çekeceğiz’
Cumhurbaşkanı, faizin sebep, enflasyonun netice olduğunu bir kez daha savundu: “İnşallah buradaki engeli aşarak enflasyonu daha da aşağı çekeceğiz. Bunun için en kısa sürede enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmekte, ardından kademeli olarak orta vadeli hedeflerimize doğru indirmekte kararlıyız.”
Erdoğan, şöyle devam etti: “Yatırım ortamının iyileştirilmesi, mali piyasaların derinliğinin artırılması, kamu gelir ve harcamalarının kalitesinin yükseltilmesi, kayıt dışılığın önlenmesi, iyi yönetişim gibi alanlarda da yapısal reformların hazırlıkları içindeyiz.”
Yargıda yeni adımlardan bahsetti
Yargı sistemi konusunda da yeni adımların atılacağını kaydeden Erdoğan, “Önümüzdeki aylarda hukuk devleti ilkesini güçlendirme, öngörülebilir, kolay erişilebilen, hızlı ve etkin işleyen yargı sistemi konusunda yeni adımlar atacağız” dedi.
Karabağ’da anlaşma
Erdoğan, Rusya’nın aracılık ettiği Azerbaycan’la Ermenistan arasındaki anlaşmaya da değindi.
Erdoğan, şu ana kadar henüz ele geçirilememiş Azerbaycan toprakları ve Karabağ’ın kalan kısımlarının Azerbaycan’a bırakılacağını dile getirdi.
Ermenistan’ın, Kelbecer’i 15 Kasım’a, Ağdam ve Kazak bölgelerini 20 Kasım’a, Laçin’i de 1 Aralık’a kadar Azerbaycan’a teslim edeceğini anlatan Erdoğan, Azerbaycan ile Nahçıvan Özerk Bölgesi arasında ulaşım bağlantısının sağlanacağını ve bu amaçla bir yol inşa edileceğini bildirdi.
Erdoğan, Ermenistan ile Hankenti arasında da bir ulaşım koridoru açılacağını, işgalin ardından yerlerinden edilen Azerbaycanlıların, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği gözetiminde evlerine geri döneceğini söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye, anlaşmanın uygulanmasını gözetmek ve denetlemek üzere bölgede kurulacak ortak barış gücünde, Rusya ile birlikte yer alacaktır. Ateşkesin kontrolü ve denetimi için oluşturacağımız Ortak Türk-Rus Merkezi ile ilgili mutabakat zaptı bu sabah imzalandı. Bu merkez, Azerbaycan’ın işgalden kurtarılan toprakları üzerinde kurulacaktır. Dağlık Karabağ’daki ateşkesin ihlalini önlemeye yönelik tüm tedbirler bu merkez tarafından alınacaktır.“
Suriye ve Libya
Cumhurbaşkanı, Suriye’de de Karabağ’dakine benzer bir barış ve huzur döneminin en kısa sürede başlamasını canı gönülden arzu ettiğini söyledi.
Bunun için öncelikle Suriye topraklarını kana bulayan rejimin ve terör örgütlerinin devre dışı bırakılması gerektiğine dikkati çeken Erdoğan şöyle devam etti: “Doğrudan ülke halkının iradesiyle biçimlenecek yeni bir Suriye’nin inşası için, Rusya başta olmak üzere, bölgede etkili olan güçlerle daha yakın çalışmaya hazırız. Bu konuda Rusya Federasyonu ile olan ilişkilerimiz, irtibatımız gerek başta Sayın Putin, bunun yanında ilgili bakanlar, bizimle gerek şahsım, gerek ilgili bakan arkadaşlarım, gerek İstihbarat Başkanı’mız sürekli irtibat halinde olup, Suriye’deki bu süreci de süratle, suhuletle bunu halletmenin gayreti içindeyiz. Karabağ’da nasıl kısa sürede adil bir barış tesis edildiyse, samimi bir iş birliğiyle, Suriye’de de benzer bir adımın atılabileceğine inanıyoruz.”
Cumhurbaşkanı, Libya’da süren siyasi görüşmelerin de tüm kesimler için kabul edilebilir, makul ve sürdürülebilir bir anlaşmayla sonuçlanmasını temenni etti: “Burada da yine ilgili tüm birimlerle görüşmelerimizi yapıyoruz. Zaman zaman arkadaşlarımızı Libya’ya gönderiyoruz. Zaman zaman onları buraya davet ediyoruz. Çalışmalarımızı bu şekilde sürdürüyoruz. Doğu Akdeniz’de Yunan ve Rum tarafının şımartılmasından vazgeçilmesi halinde kısa sürede hakkaniyete dayalı bir anlaşmanın mümkün olduğunu düşünüyoruz.”