Son olarak kadın-erkek eşitliğini ‘eşdeğerlik’ üzerinden tanımlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, şimdi de ‘tam kadınlığın tanımı’nı yaptı. Erdoğan, anne olmayan kadınların ‘eksik ve yarım’ olduğunu savundu.
Tüm mücadeleleri yıktı, geçti
Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan’ın da üyesi olduğu iktidarın kadın ve aile politikalarına yakınlığıyla bilinen Kadın ve Demokrasi Derneği’nin (KADEM) yeni hizmet binası açılışında yine kadınların tercilerine dair sözler sarf etti.
‘İnsana dair gerçekleri inkar eden bir bakış açısı’ olarak nitelendirdiği görüşlerin, yıllardır kadın hakları konusunu kendi tekeline aldığını söyleyen Erdoğan, bu görüşlerin kadını ‘yaratılış fıtratı’ndan, ‘toplumsal ve biyolojik gerçekliği’nden uzaklaştırdığını öne sürdü.
Kadın hareketinin yıllar süren mücadelesini bir kenara bırakıp kadın haklarında sınırları sil baştan bir erkek olarak kendi çizmeye girişen Erdoğan şunları söyledi: “Altını, onu değerli kılan özellikleri bir kenara bırakıp herhangi bir maden haline getirdiğinizde, daha açık bir ifadeyle altınla demiri eşitlediğinizde adaleti sağlamış olamazsınız. Kadın tartışmalarını da ben bu çerçevede değerlendiriyorum.”
Erdoğan’dan ‘kadınlık’ tavsiyeleri
Bu noktada kadının toplumsal hayattaki konumunu da anneliğe indirgeyen Erdoğan, kadınlara ‘tavsiye’lerde de bulundu. Kadınlara, anne olmadan tam olarak kadın olamayacaklarını söyleyen Erdoğan, böylece kendi kararları ya da biyolojik nedenlerle anne olmayan tüm kadınları da ‘eksik ve yarım’ ilan etti.
Cumhurbaşkanı, ‘samimi düşüncelerim’ dediği görüşlerini şöyle savundu: “Çalışıyorum’ diye annelikten imtina eden bir kadın, aslında kadınlığını inkar ediyor demektir. Bu benim samimi düşüncemdir. Anneliği reddeden, evini çekip çevirmekten vazgeçen bir kadın, iş dünyasında istediği kadar başarılı olsun, özgünlüğünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır, eksiktir, yarımdır. İnsanlığın yarısını oluşturan kadın, anneliğiyle, evinin ve çocuklarının üzerindeki etkinliğiyle, zarafetiyle, estetiğiyle, içgüdüleriyle, sahip olduğu farklılıklarla kadındır. Bu gerçeği bir kenara bırakıp erkekle kadını birbirlerine hasım olarak, rakip olarak gören anlayışı kesinlikle reddediyoruz.”
Görüşlerini ‘dini bir temel’le de destekleyen Erdoğan, “Anneliği reddetmek insanın yarısından vazgeçmektir. Daha geniş tutuyorum. İnsanlıktan vazgeçmektir. Anne olmazsa insanlık olur mu? Anne varsa insanlık var. Bunun için her fırsatta en az üç çocuk tavsiyesi yapıyorum. Bunu ben yapmıyorum. Rabb’im emrediyor, Peygamberimiz söylüyoruz. Üretmek, hayatın her alanında var olmak kesinlikle anneliğe engel değildir” dedi.
Kadınları çocuklarıyla ‘korumak’
Bu sözlerin ardından hükümetin kadınların anne olmasını teşvik etmeyi amaçlayan uygulamalarına atıfta bulunan Erdoğan, “Üretmek, hayatın her alanında var olmak kesinlikle anneliğe engel değildir. Özellikle çalışan kadınların anneliğini teşvik için çok önemli düzenlemeler yaptık. Hamilelik, doğum ve süt izinlerinden, esnek çalışmaya, işyerlerinde kreş zorunluluğuna kadar kadınlarımızın anneliğini kolaylaştıracak pek çok imkanı devreye soktuk. Başbakanlığımdan, Cumhurbaşkanlığım dönemine kadar hiçbir dönemde olmadığı kadar, kadına ve aileye desteği biz verdik” diye konuştu.
Öylesini ‘kabul etmiyor’
Cumhurbaşkanı, konuşmasında kadına karşı şiddete, kadın cinayetleri, iş hayatında mobbing ve baskılara karşı çözüm üretemeyen düzenlemelerden övgüyle bahsederken, bunların kadınları ‘çocuklarıyla korumaya çalıştığı’nı da anlattı: “Her alanda kadınları, çocuklarıyla birlikte kollayan, destekleyen yasal düzenlemeler gerçekleştirdik. Teknolojik imkanlar, kadınlarımızın pek çok işi evinden, çocuklarının yanından yürütebilmesine fırsat veriyor. Velhasıl, iş hayatının anneliğin alternatifi haline getirilmesini kesinlikle kabul etmiyorum.”