Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Daha çok yurt dışından tedarik edilen Hepatit A aşısı, artık dünya standartlarında ülkemizde de üretilecektir. Böylece Türkiye bu aşıyı en üst standartta üreten dördüncü ülke olacaktır” dedi.

Hepatit, en basit anlamıyla karaciğerin iltihabı. Hepatitler, tüberkülozdan sonra en sık ölüme yol açan enfeksiyon hastalığı. Viral hepatitlerse başta hepatit A, B, C, D ve E virüsleri olmak üzere farklı virüs tipleri sebep oluyor. Hepatit B ve hepatit C virüsleri uzun vadede kronik karaciğer hastalığı, siroz veya karaciğer kanserine yol açabildiği için ayrı bir öneme sahip.
Hepatit A aşısı, hepatit A virüsünün neden olduğu hastalığın önlenmesinde kullanılan inaktif bir aşı. 2012’den beri genel bağışıklama programında yer alan aşı, ücretsiz olarak 18 ve 24’üncü ayların sonunda olmak üzere her çocuğa iki doz uygulanıyor.
Erdoğan, Başkent Organize Sanayi Bölgesi’ndeki KeyVac Aşı Üretim Merkezi açılış törenindeki konuşmasında, açtıkları hepatit A aşısı üretim fabrikasının ‘Ankara’ya, ülkeye ve Türk milletine hayırlı olmasını’ diledi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
*14 bin metrekare kapalı alanı, 12 bin metrekare fabrika üretim hattı ve 2 bin metrekare ofis alanından oluşan fabrikamız en son teknolojiyle donatılmış. Toplam 29 bin 500 metrekare fabrika sahasıyla KeyVac, üretmeyi planladığı diğer aşılarda da inşallah öncü bir rol üstlenecektir.
*Kronik karaciğer hastalığı ve pıhtılaşma bozukluğu olanlar ile risk grubunda olan birçok insanımız aşılanıyor. Daha çok yurt dışından tedarik edilen hepatit A aşısı, artık dünya standartlarında ülkemizde de üretilecektir. Böylece Türkiye bu aşıyı en üst standartta üreten dördüncü ülke olacaktır. Açılışını yaptığımız bu önemli tesisle, hepatit A aşısında yurt dışına bağımlılığımız azalacaktır. Ayrıca bu alanda, ülkemiz ileri teknolojiye ve yetişmiş insan kaynağına kavuşacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a konuşmasının ardından günün anısına Alagöz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alagöz ve Sinovac Yönetim Kurulu Başkanı Yin Weidong hediye takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekilerin kurdele kesiminin ardından fabrika törenle açıldı.
Açılış törenine ata ittifakının Erdoğan’a desteğini açıklayan adayı Sinan Oğan dahil birçok davetli katıldı.
Türkiye aşı üretebiliyordu
Osmanlı İmparatorluğu dönemi ve genç Türkiye Cumhuriyeti aşı üretebilirken yıllar içinde değişen politik ve ekonomik tercihler ülkeyi aşı ve ilaçta dışa bağımlı yaptı.
Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesinde Osmanlı ve cumhuriyet dönemindeki aşı üretimi kronolojik olarak anlatılıyor.
1928’de Hıfzıssıhha Enstitüsü’yle aşı üretimi merkezileştirildi. 1940’lara gelindiğinde tifo, tifüs, difteri, BCG (verem), kolera, boğmaca, tetanos, kuduz aşıları seri üretilmeye başlanmıştı. 1968’de kurulan serum çiftliğinde tetanos, gazlı gangren, difteri, kuduz, şarbon akrep serumları da üretildi. Ülkede hastalıkların yok olmasıyla 1971’de tifüs, 1980’de çiçek aşısı üretimi sonlandı.
Türkiye’de aşı üretimi 1996’da DBT (difteri, boğmaca, tetanos) ve kuduz aşısı, 1997’de BCG aşı üretiminin kesilmesiyle sona erdi. Bu aşıları üreten Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün geliştirilmesi yerine, kapatılması (2011’de) tercih edildi. Bunun ne kadar yanlış bir karar olduğu, Covid-19 pandemisinde ve bu sene bahar aylarında tetanos ve hepatit B aşıları kıtlığında bir kez daha anlaşıldı.