Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “15 Temmuz’a ‘kontrollü darbe’ iftirası atan gafillerin kıratı yetmez. 15 Temmuz’un sulandırılmasına ne biz ne de milletimiz izin vermeyecektir” dedi.

Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin yedinci yıl dönümünde İstanbul Beylerbeyi Stadyumu’nda düzenlenen ‘Türkiye Yüzyılının Kahramanları’ programına katıldı.
ANKA’nın haberine göre Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
*Kalkışmanın ilk anlarından itibaren sokağa çıkan, kritik noktaları tutarak darbecilere geçit vermeyen herkese şahsım, ailem, milletim adına sonsuz teşekkür ediyorum.
*Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararının kurtardığı o gecede kimin nerede durduğunu not ettik. FETÖ’cü hainleri tanıdığımız gibi hainlere arka çıkan mihrakları, destek veren odakları da hafızamıza silinmeyecek bir şekilde kaydettik. Millet canı pahasına darbeye direnirken hainlere alkış tutan o elleri, insanlar şehadete koşarken darbecilerle anlaşıp tankların arasından kaçan korkakları daha 15-16 yaşındaki gencecik çocuklar toprağa düşerken, bu çocukların katillerine kadeh kaldıran haysiyet fukaralarını unutmadık, unutmuyoruz.
*Biz 15 Temmuz gecesi sadece kanlı ve kalleş bir darbe teşebbüsünü püskürtmekle kalmadık. Aynı zamanda milletçe, nesilden nesile şanla, şerefle, gururla anlatılacak büyük bir destan yazdık. Bunu hep beraber yazdık. Milli iradenin tankla, topla, tüfekle, sivillerin üzerine bomba yağdıran uçaklarla teslim alınamayacağını tüm cihana deklare ettik. Türkiye’nin geçilmez olduğunu, işgalcilere ve piyonlarına çok net bir şekilde yeniden hatırlattık.
*15 Temmuz akşamı Atatürk Havalimanı’nda saat 23.15’te havalimanına gelen bay bay Kemal’in tankların arasından nasıl sıyrılıp gittiğini biliyorsunuz, değil mi? Tankların arasından FETÖ’cüler bay bay Kemal’i alıp nereye götürdüler? Aldılar Bakırköy Belediyesi’ne götürdüler. Ne dedi? “Benim Erdoğan’ın geleceğinden haberim olsaydı ben de beklerdim.” İnanalım mı? Ben de senin öyle gideceğini bilseydim uçağımı biraz daha geç indirmez erken indirir, seninle orada buluşurdum. Bunlar ürkektir, bunlar korkaktır, bunlar pısırıktır, bunlardan bir şey olmaz.
Bir ülkenin bekasının en büyük garantisi olan devlet-millet kaynaşmasını dinamitleyerek, milli bünyemizde onulmaz yaralar açmak istediler. Doğu ile Batı’yı, Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan köprünün işgal edilmesi de kuşkusuz bir mesajdı. İşte, o köprü burada. Ne oldu, işgal edebildiler mi? Edemediler.
*Bir gecede kadını erkeği, genci yaşlısıyla 253 vatan evladını şehit verdik ama yurdumuzu alçaklara uğratmadık. Mabetlerimizin üzerine namahrem eli değdirtmedik. FETÖ’cü alçaklara teslim olmadık.
*Canıyla imtihan edilip imtihandan geçen milletimizin irfanını ölçmeye, 15 Temmuz’a ‘kontrollü darbe’ iftirası atan gafillerin kıratı yetmez. 15 Temmuz’un sulandırılmasına ne biz ne de milletimiz izin vermeyecektir. Türkiye var oldukça 15 Temmuz destanımız bir zafer şarkısı gibi dilden dile aktarılmaya devam edecektir.