Önce tiyatronuzu başınıza yıkarlar, sonra mesleğinizi nasıl yapacağınızı size öğretmeye kalkarlar, yetmez, arkadaşlarınızı fikirlerinden ötürü kapının önüne koyarlar.
Biri çıkar: “Sanatı siyasete alet etmeyelim” der.
Bilmez olur mu hiç, her iyi sanat yapıtı alabildiğine siyasaldır. Hayat siyasaldır, tiyatro hakikattir, bildik yaşamdan öte bir yaşamdır, kaçınılmaz olarak siyasaldır!
Levent Üzümcü sosyalist bir oyuncu! Doğal olarak memleketine karşı duyarlı… ‘Gezi Dirilişi’ süresinde en önde yer aldı. Üstelik ülkenin en paralı dizilerinde başrol oynarken, bilerek isteyerek tutuştu kavgaya. Görüyordu gericiliğin, yobazlığın insanımızı nereye sürüklediğini.
Susmadı. Fikrini açıkladı. Önce ekranlar kapandı Üzümcü’ye, sonra, evi saydığı Şehir Tiyatrosu’ndan kovuldu!
Levent Üzümcü’nün kovulması herhangi bir olay değildir. Artık Şehir Tiyatrosu sanatçıları bunu iyice anlamalı ve başlarını gönüllü biçimde giyotine uzatmamalılar. Er ya da geç sıra onlara gelecek. Bazı meslekleri yapmanın sorumluluğu başkadır. Hekimlik, gazetecilik, yargıçlık gibi! Sanatçı toplumun haysiyeti için direnmeye mecburdur.
Levent Üzümcü yeniden tiyatroya dönene dek provalar, gösteriler durmalı!