Dün bir haber vardı; Osmanlı torunlarından Naz Osmanoğlu: “Dedem içeride altın beşikte uyuyordu, ben buraya 30 TL verip, giriyorum” demiş.
Sarayın biri önünde fotoğrafı da var. Ne güzel bir cumhuriyet tarifi! Kimse altın beşikte uyumayacak, müze gezmek için sıraya girip, parasını ödeyeceksin herkes gibi! Yıkılan budur işte.
Bir ailenin elinden bir ülke kurtulmuş ve halkın olmuştur. Cumhuriyet kullardan, kölelerden oluşmaz. Sahipler, sultanlar yoktur. Hemen sesinizi duyar gibiyim: “Peki ya bugün olan nedir?” diye…
Bugün olan tam kotarılamamış cumhuriyet projesinin çöküşüdür. Yeni bir cumhuriyet kurulmaya çalışılmaktadır. Görgüsüzlüğün, bayağılığın, çıkarcılığın cumhuriyetidir bu.
Bir halk vardır, seçim yapmaktadır, lakin buna cumhuriyet ve demokrasi denemez. Çünkü iradesini devreden bir halk, yurttaş olmaktan vazgeçmiş demektir. Hayatın her alanına müdahil, denetimden uzak, tek adamın buyruğuyla devlet yönetiminin adı diktatörlüktür.