• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Elvan ailesinden son açıklama: Davamızın adil sürdürüleceğine inancımız bitmiştir

01/04/2015 20:57

 

Berkin Elvan’ın katillerinin açıklanması talebiyle soruşturmayı yürüten Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı rehin alan iki DHKC üyesinin, savcıyla birlikte öldürüldüğü operasyon sonrasında Elvan ailesi, son kez açıklama yaparak, “Dün bir değil, iki değil tam üç kez daha Berkin’in acısını yaşadık o odada yaşananlarla” dedi.

Fotoğraf: DHA

Fotoğraf: DHA


 

Rehine krizinin yaşandığı sırada “Kimseye zarar gelsin istemiyoruz, daha fazla kan akmasını istemiyoruz” diyen baba Sami Elvan, daha sonra eylemcilerle telefonda görüşerek kendilerini eylemi sonlandırmaya çağırmıştı.

Tüm çabalara rağmen eylemin kanla bitirilmesi karşısında çok üzgün olduğunu dile getiren Elvan ailesi, bunun son açıklamaları olduğunu ve bundan sonra sosyal medya hesaplarını kapatacaklarını duyurdu.

“Ailemizin son açıklamasıdır” başlıklı yazıda Savcı Mehmet Selim Kiraz ve eylemciler Şafak Yayla ile Bahattin Doğruyol’un ailelerine başsağlığı dileyen Elvan ailesi, bundan sonra hukuk mücadelelerini de kendi başlarına sürdüreceklerini belirterek, “Dün itibarıyla bizim davamızın adil bir yargılama ile sürdürüleceğine olan inancımız iyice bitmiştir” ifadelerini kullandı.

Elvan ailesinin açıklaması şöyle:

Aşık Veysel “koyun kurt ile gezerdi fikir başka başka olmasa” demişti. Hiçbirimiz aynı durumu, aynı olayı aynı yorumlamıyoruz. Kalbimiz farklı şeyler dese bile bir şekilde bulunduğumuz taraf o duruma farklı yorum yapmamızı sağlıyor. Berkin vurulduğunda ve öldüğünde böyleydi, savcı Mehmet Kiraz ve iki genç öldürüldüğünde de böyle oldu.

Tertemiz duygularıyla ayrım gözetmeksizin insanların acılarını sahiplenenler, destek olanlar, adaletsizliğe, hukuksuzluğa tertemiz duygularıyla karşı çıkan dostların her zaman başımızın üstünde yeri vardır.

Bunun dışında kalanların görüşüne saygı duyamıyoruz artık. Saygı duymadıklarımız için Berkin, Ceylan, Uğur, Nihat, Burak, Yasin, Mehmet Kiraz, Bahattin, Şafak sadece bir sonraki ölüm olana kadar geçerli gündem ve siyaset malzemesidir. Yeni ölümler yeni gündemler…

İsimler ölüp gider. Onlar için önemli olan sadece ölenin siyasi kimliği, o yoksa etnik kimliği, o da tutmazsa mezhebi… Çocuk olduğu için, genç olduğu için, kadın-erkek olduğu için hepsinden önemlisi insan olduğu için sahip çıkmayanlar yönlendiriyorlar hayatı. Artık yeter. Biz Berkin’e yetiştiremedik gözyaşlarımızı ancak siz başkalarının gözyaşları aksın ve siyaset yapalım diye bekliyorsunuz. Mecliste olsun olmasın, sağ ya da sol görüşlü, iktidar partisinden meclis dışı muhalefetine çoğunuz aynısınız. Bu hayat çok acı, çünkü sizler günlük siyaset yapasınız, gündeminiz dolu olsun diye bizler evlatlarımızı, eşlerimizi, babalarımızı, annelerimizi toprağa veriyoruz.

Burak Karamanoğlu hayatını kaybettiğinde babasını aradım. Eşimden başka kimseye sormadım. Eşimle konuştuk ve evlat acısı yaşayan bir babayı aramak zorundayız, bu insanlık görevidir dedik. Alkışlayan oldu karşı çıkıp eleştiren oldu bundan yararlanmaya çalışanlar oldu. Alkışınız, eleştiriniz sizin olsun. Biz evladını kaybetmiş bir babayı aradık, tıpkı İbrahim Aras’ın, Nihat Kazanhan’ın ailelerini aradığımız gibi.

Ben Sami Elvan, dün yaşananları ilk olarak sosyal medyadan öğrendim ve yıkıldım. Eşim, ben, ailem yıkıldık. Nasıl olabilir böyle bir şey dedik! Daha önce defalarca, Berkin’i öldürenlerin isimleri belli olsun, yargı önüne çıkarılsınlar diye gittiğim o binada bulunmayı çok istedim. Orada olmam dün avukatların ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün talebiyle sağlandı ve adliyeye girebildim. O odada kimse zarar görmesin diye elimden geleni yapmaya çalıştım. Savcı beyin ve o gençlerin kılına zarar gelmesin diye çok gayret ettim. Dün 1 değil 2 değil tam 3 kez daha Berkin’in acısını yaşadım o odada yaşananlarla. Ben kattan ayrılana kadar içeridekilerin sağ olarak çıkması ihtimali vardı. Ancak şu an hepsinin cenazesi var ekranlarda. Bu davanın beklediğimiz bir cezayla sonuçlanacağına zaten inanmıyorduk. Gezi davaları ortada. Öldürülen ve sakat kalan kardeşlerimizin açılmayan, sürüncemeye bırakılan davaları ortada. Dün itibarıyla bizim davamızın adil bir yargılama ile sürdürüleceğine olan inancımız iyice bitmiştir.

Şimdi savcı Mehmet Kiraz’ın ailesine başsağlığı diliyoruz ve biliyoruz ki küfreden, hainsiniz diyen, helal olsun diyen bir dolu insan çıkacak. Umurumuzda değil ne dediğiniz. Biz Berkin’in anne ve babası olarak en içten duygularla ve tüm samimiyetimizle Savcı Mehmet Kiraz’ın acılı ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz, acılarını paylaşıyoruz, çok üzgünüz. Biz Berkin’in anne ve babası olarak Bahattin’in ve Şafak’ın ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz, çok üzgünüz…

Cumhurbaşkanından, sivil toplum kuruluşuna, medyasından, sokağına siyasetleriniz, politikalarınız, çıkarlarınız, hesaplarınız artık bizden uzak olsun. Çocuğumuzu bize geri getirebilen var mı? Varsa öyle birisi o çıksın ve konuşsun ne derse, ne isterse yapmaya hazırız. Yok değil mi?
Susun artık. Berkin öldü. Biz her gün yeniden yeniden öldük.

Biz yokuz artık. Eğer dava açılırsa ve yargılama yapılırsa dosyamızı aile olarak sadece kendimiz takip edeceğiz. Hiçbir avukata ve hukuki desteğe ihtiyacımız yok. Bu bir tepki değil. Bu hukukla aramızda artık kimse olmasın diye… kimse bizim acımızı tam anlamıyor kaldı ki nasıl anlatacaklar bunu mahkemeye… Biz bugüne kadar olduğu gibi orada olacağız ve davamızı takip edeceğiz. Sadece daha önce evladını kaybetmiş anne, babalar, aileler bizimle birlikte katılmak isterlerse davaya onları kabul edeceğiz. Sonuçta hiçbir şey çocuğumuzu geri getirmeyecek. Tek çabamız başka çocuklar ölmesin, başka analar ağlamasın diye sürecek. Bugüne kadar yüzlerce insan Berkin için gözaltına alındı, soruşturma yaşadı, tutuklandı, okuldan ve işten atıldı, yaralandı. Yeter artık. Kimse zarar görmesin. Görüşü, inancı, konumu, kim olduğu önemli değil. İnsan olan kimse artık zarar görmesin.

Ben Gülsüm Elvan, ben Sami Elvan…

Bundan sonra da kimsenin burnu kanamasın, analar ağlamasın diye elimizden geleni yapacağız. Evladını, eşini, babasını, annesini kaybetmiş ailelerle yan yana olacağız. Kan akmasın, silahlar sussun, barış ve adalet olsun, çocuklar öldürülmesin diye hayatımızın sonuna kadar mücadele edeceğiz.

Bugüne kadar hiçbir çıkar gözetmeden bize destek olan tüm dostlarımıza teşekkür ediyoruz. Bugün Abdullah Cömert’in ailesinin yanında Balıkesir’de olamadık üzgünüz. Bugünden sonra sosyal medya hesaplarımızı kullanmayacağız. Bu açıklama son mesajımızdır.

Gülsüm Elvan – Sami Elvan

Kategori:Aktüel

SON HABERLER

Damadını öldürüp İran'a kaçan adam Türkiye'ye getirildi

Bitlis’in Tatvan ilçesinde damadını öldürüp, dünürünü yaraladıktan sonra İran’a kaçan A.H.T. Türkiye’ye getirildi.

Yavaş, bakanlığa seslendi: Ankara'da havaalanı metrosunu hala yapmadılar

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Ulaştırma Bakanlığı’na seslendi: “Ankara’da maalesef kendilerinin yapacağı belli olan havaalanı metrosunu hala yapmadılar.”

ABD, 500 bini aşkın göçmenin oturum iznini iptal etti

ABD İç Güvenlik Bakanlığı (DHS), 532 bin göçmenin ülkede yaşamasına ve çalışmasına izin veren geçici yasal statülerini iptal etti. Göçmenlere geri dönmeleri için tebligat gönderildi.

Eğilmez'e göre sigorta: Biraz altın

İktisatçı Mahfi Eğilmez, İsrail’in İran saldırısından sonra yazdı: “Sepetinizde sigorta olarak biraz altın bulunmasında yarar var.”

IAEA başkanı: Nükleer güvenlik için İran'a gidebilirim

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) Başkanı Rafael Mariano Grossi, “İran’a güvenlik, emniyet ve (nükleer silahların) yayılmasının önlenmesini sağlamak amacıyla en kısa sürede seyahate hazır olduğumu bildirdim” dedi.

'Şiddet'le bitirilen rehine krizinde kafa karıştıran beş soru
Rehine eyleminde öldürülen DHKC'lilerin cenazeleri ailelerine teslim edilmedi

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 782 gündür hapiste

YAZARLAR

Dere Sokak Üçlemesi, 'Körfez'le sona eriyor

Behzat Şahin

Yanlış 'tarafında' bu ısrar acep nedendir?

Mustafa Dağıstanlı

Mutluluk pazarlama

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Eşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi

Murat Sevinç

Bağıran lüks, suskun zarafet

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Halayda kiminlesin?

Ayhan Tinin

İlhan Şeşen'i üne kavuşturan aşkı: Bir adam, iki kadın ve 'ellerimde çiçekler'

Meşerret Şerbetçi

GÜNÜN 11’İ

Fehmi Koru: Sınırlarımızda yeni bir savaş çıkabilir…

Abbas Güçlü: Gençlerimiz mutsuz hem de çok mutsuz

Fikret Başkaya: Bireyler borçlu, aileler borçlu, belediyeler borçlu, şirketler borçlu, devletler borçlu…

Esfender Korkmaz: Türkiye yüksek teknoloji üretmezse, dış açıklardan kurtulamaz

Abdulkadir Selvi: Trump, İran'ı vurmak için vize isteyen Netanyahu'ya, 'Makul ol Bibi' demişti

Murat Muratoğlu: Mehmet Şimşek ne yapmaya çalışıyor gerçekten?

Mustafa Mutlu: İsrail'in arkasında ABD var

Zülal Kalkandelen: VELA, Mersin Limanı'ndan kolayca ayrıldı

Yalçın Karatepe: Raflarda ithalat, tarlada iflas, hanede açlık varken neyin büyümesi bu?

Çiğdem Toker: Milletin canı burnundayken Şimşek'in 'program çalışıyor' ezberi ziyadesiyle sıktı

Zeynep Aktaş: Son bilançolara göre Koç Holding'in esas faaliyet kârı yıllıklandırılmış verilerle yüzde 79 azaldı

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×