Ekonomist Hakan Karar politika faizini yüzde 50’de sabit tutan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’nun (PPK) karar metnini yorumladı: “Tek eksiği bütçe harcamaları ve kamunun kontrol ettiği ürünlere yapılan zamlardan bahsedilmemesi.”
31 Mart yerel seçimlerinden önce sabit tutması beklenen faizi ‘enflasyon görünümündeki bozulma’ nedeniyle yüzde 50’ye yükseltmişti. TCMB, nisan, mayıs, haziran ve temmuz aylarında da faizi pas geçerek yüzde 50’de sabit bırakmıştı.
Banka ağustosu da pas geçerek faizi değiştirmedi.
PPK karar metninde özetle şöyle dedi: “Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri ve jeopolitik gelişmeler enflasyonist riskleri canlı tutmaktadır. Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.“
‘Tek eksik var’
Eski MB başekonomisti Hakan Kara’ya göre metinde tek eksik var:
“Merkez Bankası enflasyonda en kötü geride kalsa da faiz indirimi henüz gündemimde değil demiş. Böylece erken faiz indirimini dayatmaya çalışanlara da net bir yanıt vermiş.
TCMB açıklamasını dengeli ve kararlı buldum. Tek eksiği bütçe harcamaları ve kamunun kontrol ettiği ürünlere yapılan zamlardan bahsetmemiş olması. Bana göre özel sektörün fiyatlama davranışının düzelmesi için öncelikle kamunun kendi fiyatlama davranışını düzeltmesi gerekiyor.“
‘Merkez ultra şahin duruşuna devam ediyor‘
Ekonomist İris Cibre’yse “Merkez ultra şahin duruşuna yepyeni bir metin ile devam ediyor. 2024’te faiz indirimi yok demeye devam ediyor” dedi ve şunları ekledi:
“Kasım 2023’ten beri tam dokuz aydır ‘Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir’ cümlesiyse metnin içerisinde gömülü. Yani dokuz aydır gecikmeli etkilerden bahsediyoruz.
Asıl konu genel talep değildi aslında… Hizmet enflasyonunda iyileşmeyi gecikmeli bekliyor fakat talebin baskılandığı ve enflasyonist etkinin azaldığına işaret ediyor.
‘Para politikasında kararlı duruş ve TL deki değerlenmenin ve beklentilerdeki düzelmenin enflasyonda ana eğilimi düşürecek’ deniyor ve ‘Enflasyonda belirgin bozulma olursa daha da sıkılaşırım’ diyor.
Evet, sıkı duruşu beklentiler açısından korumaya çalışmayı anlıyorum. Zaten bozuk olan beklentileri toparlamak için bu şekilde hareket ediliyor. Fakat yüzde 45 hatta yüzde 40 faizin de sıkı duruş olduğu ve para politikasında gevşeme anlamı taşımadığı anlatılabilirdi.”