Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), 3600 ek gösterge vaatlerine ilişkin yaptığı basın açıklamasında “Anayasal bir hak olan kamusal emeklilik hakkımızın seçim malzemesi yapılmasını kabul etmiyoruz” dedi. AKP’nin öğretmenlere vaadettiği 3600 ek gösterge için süre, ‘ikinci 100 günün’ bitimi ile yarın doluyor.

Eğitim Sen’den yapılan ‘3600 Ek Göstergeyi de Haklarımızı da Birlikte Kazanacağız! Mesleğimize, Mesleki İtibarımıza Sahip Çıkıyoruz!’ başlıklı açıklamada hem 24 Haziran seçimleri, hem de 24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde kamuoyuna bu konuya ilişkin açıklamaların yapıldığı, fakat hiçbir adım atılmadığı vurgulanıyor.
Eğitim Sen’in açıklaması şöyle:
“3600 ek gösterge ile ilgili gelinen aşama biz eğitim ve bilim emekçileri açısından ekonomik bir talebin ötesine geçmiş durumdadır. 24 Haziran öncesi seçim meydanlarında, 24 Kasım öncesi kamuoyuna yapılan açıklamalarda, ikinci 100 günlük faaliyet raporunda tarih olarak belirtilmesine rağmen adım atmak bir yana açıklama yapma gereği dahi duyulmamıştır. Taleplerimizin, anayasal bir hak olan kamusal emeklilik hakkımızın seçim malzemesi yapılmasını kabul etmiyoruz. Bu konu bizim açımızdan mesleki itibarımızı hedef alan ve mesleğimize yönelik toplumsal algı yaratma meselesi haline gelmiştir.
Ek gösterge tartışması ile yaşanılan süreç bir kazanımın ötesine geçmiş, mesleğimizin itibarı ve değeri ile ilgili bir noktaya ulaşmıştır. Milli Eğitim Bakanı, ’24 Kasım’da öğretmenlere ek gösterge ile ilgili müjdeleri’ olacağını söylemişti ancak 24 Kasım 2018 tarihinde MEB yetkilileri ek gösterge ile ilgili bir açıklama yapmadığı gibi gün içinde ‘3600’ ibaresi geçen bir cümle dahi kurmadı.
22 Mart’ta vaadedilen süre doldu
Sürecin devamında ikinci 100 günlük eylem planının 26. sayfasının 7. maddesinde ‘Öğretmenlerin ek göstergesinin 3600’e yükseltilmesi’ maddesi ile ‘beklenti oluşturulmaya devam edildi’. 22 Mart 2019 itibariyle ikinci 100 günlük eylem planında belirtilen süre sona eriyor ve iktidar tarafından somut bir adım atılmayacağı da net olarak ortaya çıktı. Bu durum bizim açımızdan kabul edilebilir olmadığı gibi şaşırtıcı da değildir. Eğitim ve bilim emekçileri olarak haklarımızı birlikte mücadele ederek kazanacağımızın geçmişte olduğu gibi bugün de bilincinde ve kararlılığındayız.
İktidar; öğretmenlere yönelik ‘ekonomik beklenti dışında hiçbir talebi olmayan meslek grubu’ algısını ortaya çıkaran tutumuna acilen son vermelidir. Yapılmayan açıklamalar, oluşturulmaya çalışılan beklenti ve sanki bir lütufta bulunuluyormuş algısı mesleğimizin toplumsal itibarı ve değerinde aşınmaya neden olmaktadır.
Milyonu aşkın bir gücüz. Eğitim ve bilim emekçileriyiz. 3600 ek göstergeyi de haklarımızı da birlikte kazanacağız.”