İstanbul Eczacı Odası Başkanı Pınar Özcan halkın ilaca erişiminde sorunlara yol açan İlaç Fiyat Kararnamesi’nin yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
Özcan, ilaç firmalarının neden olduğu vatandaş ve eczacı mağduriyetinin sona erdirilmesini istedi.

İstanbul Eczacılar Odası, yaşadıkları sıkıntılara dikkat çekebilmek için çok sayıda eczanenin bulunduğu Çapa’yı seçti. Gazetecilere konuşan Özcan, dağ gibi sorunların karşısında dayanacak güçlerinin kalmadığını söyledi.
Avro kuru nedeniyle pek çok ilaç hala piyasada bulunmuyor. Maliyetlerinin karşılanmadığı gerekçesiyle, çok sayıda ilaç firması ürettiği ve ithal ettiği ilaçları ya hiç getirmiyor ya da çok az, hastaların ihtiyaçlarını karşılayamayacak miktarda piyasa veriyor.
Şubatta ilaç döviz kuruna zam (4,57 liradan 6,29 liraya çıkarıldı) yapılsa da reel fiyatın çok altında kaldığı için sorunlar sürüyor. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) 22 Nisan’da 508 ilaca tekrar zam yapmak zorunda kaldı. Ancak sorunlar sürüyor. Özcan, “Biz eczacılar ilaç yok diyorsak, yoktur” dedi.
Bu da eczacıların yazdığı reçete
İlaç hizmetinde yaşanan sorunların, artık altından kalkamayacakları hale geldiğini belirten Özcan, çözüm için yazdıkları altı maddelik reçeteyi sıraladı:
- Halkın ilaca erişiminde devasa sorunlara neden olan İlaç Fiyat Kararnamesi yeniden düzenlenmeli.
- Devlete iskonto yapmayan ilaç firmalarının neden olduğu vatandaş ve eczacı mağduriyeti sona erdirilmeli.
- Halk sağlığını hiçe sayan, merdiven altı ürünlerin cirit attığı internet ortamındaki satışlar engellenmeli.
- Avro kuru nedeniyle ortaya çıkan ilaç yoklarının önüne geçilmeli.
- Kamu eczacılarının özlük hakları ve çalışma koşulları iyileştirilmeli.
- Plansız şekilde, ardı ardına açılan eczacılık fakülteleri nedeniyle ortaya çıkan istihdam problemlerine son verilmeli.
Parası olan ilaca ulaşabiliyor

Çok sayıda ilaçta üretici firmalar devlete yapmayı taahhüt ettiği indirimi uygulamaktan vazgeçiyor. Aradaki fiyat farkını ödemek hastaya kalıyor. Özcan konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu ilaçların sayısı gün geçtikçe artıyor. Her geçen gün hastanın ilacını alabilmek için ödemek zorunda kaldığı rakam artıyor. Bugün emekli de olsanız, ödeyeceğiniz bedel 100 liralık bir reçetenizde ek ödemelerle 40-50 liraları bulabiliyor. Hele ki devlete indirimi yapmayan bir firmanın ilacını kullanmak zorundaysanız vay halinize. Geçtiğimiz aylarda yapılan bir düzenleme ile bebeklerin diş jellerinden tutun pek çok ilaç geri ödemeden çıkarıldı. Yani artık bu ilaçlara paranız varsa ulaşabiliyorsunuz. Elbette devlet tasarruf yapmalı ancak sağlık, ilaç tasarruf yapabileceğiniz bir alan değildir. Ve bugün gelinen nokta bunun apaçık bir örneğidir.”
Özcan internette, sosyal medyada ‘ne idüğü belirsiz kişiler’in ilaçlar, vitaminler sattığını söyledi: “Tam bir çöplüğe dönmüş bu alan, sahteciliğin, tüketiciyi aldatmanın, sağlığa kastetmenin merkezi haline gelmiş durumda.”
‘İflasa sürükleniyoruz’
Özcan, sağlık sisteminin maddi ve manevi yükünü her gün sırtında taşıyan eczacılar için artık bıçağın kemiğe dayandığı yerin çoktan aşıldığını belirtti.
13 yıldır enflasyon görmezden gelinerek hesaplanan eczacı karlılık baremlerinin eczaneleri hızla iflasa sürüklediğini söyleyen Özcan, şöyle devam etti: “Dünyada hiç kimse, hiçbir kuruluş 2009’dan beri iyileştirilmemiş bedellerle hizmet verebilme ve ayakta kalabilme gücüne sahip değil. Eczacılarımızın yarısından fazlası eczanelerini ayakta tutabilmek için kredi-borç sarmalına hapsoldu. Elektrik, personel maaşları, kira gibi tüm giderlerde enflasyon nedeniyle yaşanan korkunç artışlar, vatandaşlarımızın ulaşabildiği en yakın ve güvenilir sağlık kuruluşu olan eczanelerimizi silindir gibi eziyor.”
Bu gidişle önümüzdeki aylardan itibaren eczanelerin birer birer kapanmak zorunda kalacaklarını söyleyen Özcan, var olma mücadelesini yürütemeyecek noktada olduklarını belirtti. Özcan, “100 bine yakın çalışanıyla her gün 1,5 milyon civarında vatandaşımıza hizmet veren 27 bin eczanemizin bugünkü ekonomik koşullarda yaşama şansı kalmadı” diye konuştu.
Sigortanın anlamı yok
Özcan ayrıca örnek hasta reçeteleri paylaştı. Hastalar raporsuz ilaç bedelinin, emekliyse yüzde 10, çalışansa yüzde 20’sini (ilaç fiyatının) katkı payı olarak ödüyor. Ayrıca reçete parası (üç adet ilaca kadar 3 lira, dört kutu ve fazlası için ilaç başına 1’er lira) ve bazı ilaçlar için (muadiller) ayrıca fiyat farkı veriyor. Devletin fiyatını düşürdüğü ilaçlarda aradaki farkı ödemek hastaya kalıyor.
Özcan, “Hastaların ödediği farkların oranı çok arttı. 100 liralık ilacın yüzde 50-80’ine kadar varan farklar ödeniyor. Böyle olunca sigortanın çok anlamı da kalmıyor” dedi.