İngiliz dergisi The Economist, cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını değerlendiren yazısında Tayyip Erdoğan’dan boşalacak başbakanlık koltuğuna oturması en muhtemel ismin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olduğunu ileri sürdü.
Erdoğan’a meydan okumaya cüret etmeyecektir
The Economist, Davutoğlu için, “İslami referanslara ve parti tabanını birarada tutabilecek karizmaya sahip, aynı zamanda Erdoğan’ın liderliğiyle meydan okumaya cüret etmeyecektir” ifadelerini kullandı.
Geçen hafta ‘Despot mu, yoksa kendinden emin bir lider mi?‘ başlıklı makalede Erdoğan’a yönelik ‘usta bir manipülatör’ benzetmesi yapan The Economist, bu haftaki yazıda Erdoğan’ın balkon konuşmasındaki ‘yeni bir çağın başlangıcı’ ifadesinden, ülkeyi cumhurbaşkanlığı köşkünden yönetmeye devam ederek yeni bir anayasayla kendisine de yürütme gücü vereceğinin anlaşıldığını yazdı.

The Economist geçen hafta Erdoğan’ı böyle resmetmişti.
Makalenin öne çıkan bölümleri şöyle:
* Erdoğan cumhurbaşkanı olarak tüm vatandaşları etnik kimliklerine veya inançlarına bakmaksızın kucaklama sözü verdi. ‘Milli irade şimdi cumhurbaşkanlığı köşkünde yer bulacak’ dedi.
Erdoğan’a yönelik eleştiriler geçmişte de benzer sözler verdiğini hatırlatıyor. Kampanyası boyunca gocunmadan kutuplaştırıcı bir dil kullanan Erdoğan, muhalefet lideri Alevi kökenli Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve Zaza kökenli Kürt rakibi Selahattin Demirtaş’ı hedef almıştı.
* Erdoğan’ın bir sonraki adımı cumhurbaşkanlığını resmen devralmadan önce halefini seçmek için 27 Ağustos’ta AKP parti kongresini toplamak olacak. Bu, kendisine yerine kimin geçeceği konusunda tam bir kontrol sağlayacak.
Kazanması en muhtemel aday Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu. İslami referanslara ve parti tabanını birarada tutabilecek karizmaya sahip – ayrıca Erdoğan’ın liderliğine meydan okumaya cüret etmeyecektir.
* AKP’nin kurucularından Gül, Erdoğan’ın en önemli rakiplerinden biri. Bunun böyle olduğu Erdoğan’ın konuşması boyunca Gül’den bir kez bile bahsetmemesinden de anlaşılıyor. Bugünkü (yazı dün kaleme alındı) uğurlama resepsiyonunda Gül, AKP’ye dönmeyi planlandığını duyurdu.
Eski dışişleri bakanı olarak lekesiz bir itibara sahip Gül aynı zamanda yaygın bir şekilde AKP’nin ilk yıllarındaki reformların arkasındaki itici güç olmasıyla tanınıyor. Partinin diğer ağır toplarından ekonominin patronu Ali Babacan ise yıllardır güçlü bir büyümeden yana tavrı ve mali ihtiyatlılığıyla biliniyor; Erdoğan’la zıtlaşan Babacan da Gül tarafına geçebilir.
* Belirsiz bir diğer şey ise Kürtlerin oylamada kendi güçlerini nasıl kullacakları. Kürtlerin, solcuların, liberallerin, dindar Müslümanların, Alevi ve Hristyanların bir karışımı olarak yeni kurulan HDP’den Demirtaş, İstanbul ve İzmir’de partisinin oylarını ikiye, Ankara’da üçe katladı, ülke çapında yüzde 9.7 aldı.
AKP, Erdoğan’a gerekli yürütme yetkileri için anayasal değişiklikleri yapmayı sağlayacak yeterli bir çoğunluğa ulaşamayacak. Kürtlerin ise bu değişimleri siyasi imtiyazlar karşılığında büyük oranda desteklemesi bekleniyor. Gül’ün yarışa girmesiyle Erdoğan’ın Fransız tarzı güçlü başkanlık planı bozulabilir.