Uluslararası anlaşmalarla yasaklanan kara mayınları ve patlayıcı savaş kalıntıları (ERW), sivillerin yaşamını tehdit etmeyi sürdürürken; 2020’de mayınlar nedeniyle dünya genelinde yaklaşık 2 bin 500 kişi öldü, 4 bin 561 kişi yaralandı.
‘4 Nisan Dünya Mayın Farkındalık Günü’ dolayısıyla AA’nın derlediği bilgilere göre insanlara karşı kullanılan kara mayınları ve el yapımı mayınlar; yol, patika, tarla, orman, çöl, ülke sınırları, ev, okul içi ve çevreleri ile insanların günlük yaşamlarını sürdürdüğü yerlerde bulunabiliyor.
‘Antipersonel mayın’ olarak da tanımlanan mayınların dışında tanksavar mayınlar, patlamamış misket bombaları ve diğer patlayıcı savaş kalıntıları, sivil-asker ayrımı yapmaksızın ölüm ve yaralanmaya neden olabiliyor.
2020, kara mayınları ve patlayıcı savaş kalıntıları nedeniyle ölenlerin sayısının üst üste son derece fazla kaydedildiği altıncı yıl oldu ve kurbanların çoğu sivildi.
Mayınların yol açtığı en çok ölüm veya yaralanmalar Afganistan, Burkina Faso, Kolombiya, Irak, Mali, Nijerya, Ukrayna ve Yemen’de görüldü.
1 Mart 1999’da yürürlüğe giren Ottawa Anlaşması veya kısaca ‘Mayın Yasağı Sözleşmesi’ adıyla da bilinen ‘Anti-Personel Mayınların Kullanımının, Depolanmasının, Üretiminin ve Devredilmesinin Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme’; mayınların üretimini, kullanımını, depolanmasını ve devredilmesini yasaklıyor.
Mayın Yasağı Sözleşmesi’ne 164 ülke taraf olurken, bunlardan 132’si anlaşmayı imzalayıp onayladı.
Nobel Barış Ödülü sahiplerinden ‘Kara Mayınlarının Yasaklanması için Uluslararası Kampanya (ICBL)’ girişiminin 2021 raporuna göre, mayınlardan etkilenen anlaşmaya taraf devletlerin çoğunda temizleme çalışmaları hedefin gerisinde kaldı.
Covid-19 salgını da mayın çalışmaları çabalarını aksattı, mağdurlara erişilebilirlik ve yardım sağlanmasında yeni zorluklar yarattı.
Sivil kayıpların yarısı çocuklar
ICBL raporuna göre, 2020’de mayın ve patlayıcı savaş kalıntılarından kaynaklanan zayiat, 38’i anlaşmaya taraf olmak üzere, 54 ülke ve bölgede meydana geldi. 2020’de mayınlar nedeniyle ölüm ya da yaralanmada bir önceki yıla göre yüzde 20 artış görüldü.
En fazla kayıp, anlaşmaya taraf olmayan Suriye’de kaydedildi ve onu anlaşmaya taraf olan Afganistan izledi.
Rapora göre, 2020’de mayın ve patlayıcı savaş kalıntıları nedeniyle dünyada 7 bin 73 mayın nedeniyle ölüm ya da yaralanma kaydedilirken, en az 2 bin 492 kişi öldü ve 4 bin 561 kişi yaralandı.
Bir önceki yılda olduğu gibi, 2020’de de mayın ve patlayıcı savaş kalıntıları nedeniyle meydana gelen ölüm ya da yaralanmaların yüzde 80’ini siviller oluşturuyor.
Çocuklar, tüm sivil kayıpların 645’i ve yaralananların 1218’i çocuk, erkekler ve erkek çocuklar tüm kayıpların yüzde 85’ini oluşturuyor.
Deniz mayınları
Ukrayna işgalinin başlamasının ardından Karadeniz’de görülen ve gündeme gelen deniz mayınları, modern deniz savaşlarında tercih edilen bir silah olmaya devam ediyor.
Ukrayna donanmasının Karadeniz ve Azak Denizi’ne yerleştirdiği mayınlardan 10’unun rüzgarın etkisiyle koptuğu bildirilmiş, bunlardan ikisi Türkiye karasularında görülmüş, güvenlik endişeleri doğmuştu.
İsviçre merkezli bir sivil toplum kuruluşu olan Geneva Call’a göre, deniz mayınlarının kökenlerinin Çin kıyılarında faaliyet gösteren korsanları hedef almak için ilk prototip mayının oluşturulduğu 16. yüzyıla kadar uzandığı biliniyor.
Deniz mayınları, 1904-1905’teki Rus-Japon Savaşı’ndan bu yana ortak bir deniz savaşı aracı haline gelirken; siviller ve ticari nakliye gemileri de dünya genelinde deniz mayınlarının kullanımından muzdarip olmaya devam ediyor.
Gemileri yok etmek veya onlara zarar vermek için tasarlanan deniz mayınları, daha sıklıkla kullanılması durumunda düşmanın operasyonel olarak önemli deniz bölgelerine erişmesini engelliyor.
Deniz mayınları, tarihte Vietnam Savaşı’ndan İran-Irak savaşına, Amerikan iç savaşından Sri Lanka iç savaşına birçok savaş ve çatışmada kullanılırken; sivillerin yaşamı için risk oluşturmayı sürdürüyor.