MESUDE DEMİR
@mesudedemirr
Diken ‘Yabancı hastalar niye ölüyor?’ başlıklı dosya haber için sektörün içinden pek çok kimseyle görüştü ve sorunun yanıtını aradı. Aktarılanlara göre tüm düzenleme çabalarına rağmen alanda, herkesin bildiği, göz önünde cereyan eden sorunlar var. En başta denetimsizlik geliyor. Peki çözüm ne?
‘Sağlık Bakanlığı denetlesin ve verileri paylaşsın’
Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Bülent Saçak, sağlık turizmi sertifikası bulunsa da kurumların, tıp merkezlerinin, muayenehanelerin, acentelerin denetlenmesi gerektiğini söyledi.
Gelen ölüm haberlerine baktığımızda, sıklıkla karın ve popo büyütme ameliyatları sonrası gelişen sorunları görüyoruz. Bu ameliyatlar, tüm estetik cerrahiler içinde, dünyanın her yerinde yüksek riskli sayılıyor.
Saçak şöyle konuştu: “Anladığımız kadarıyla bizde de bu ameliyatların komplikasyonları yüksek gibi duruyor. Niye anladığımız kadarıyla diyorum? Çünkü Sağlık Bakanlığı bu verileri kamuoyuyla şeffaf paylaşmıyor. Gerçekten yapılan ameliyata oranla, dünyadaki rakamlara oranla yüksek bir komplikasyon riskimiz var mı? Yok mu? Ya da ulusal hastalarda beklenen bir komplikasyon oranıyla seyrederken uluslararası hastalarda gerçekten yüksek komplikasyon oranları mı görülüyor? Onu gerçek anlamda bilmiyoruz ama öyle gibi duruyor.”
Saçak bakanlığın rehberler de hazırlayabileceğini ekledi.
‘Acenteler söylediklerini kabul eden hekimlerle çalışıyor’
Yabancı hastalara verilen bu hizmetin içinde ‘turizm‘ geçse ve bunu içerse de özünde sağlık hizmeti alıyorlar.
Saçak tam da bu noktada, sağlık hizmetinin geri planda bırakıldığına dikkat çekti: “Aracı kurumlar kar amacı güderek ve Türkiye’yi bu uluslararası rekabet içerisinde ucuzlukla konumlandırarak çok ciddi bir rekabete giriyorlar. Tabii ki fiyatlar ucuzladıkça kalite de azalıyor. Sağlık turizmini de ‘turizm’ kısmı baskın şekilde pazarlıyorlar. Daha yüksek volümlü ve hacimli hizmet verilirken, kalite arka planda kalıyor.”
Hekim-hasta ilişkisinin, acente-hasta ilişkisine döndüğünü belirten Saçak, şöyle devam etti: “Hastalar geliyor, yapmak istedikleri ameliyatı söylüyor. Oysa ki önce muayene olur, karşılıklı beklentiler anlatılır, gerekirse ameliyat önerilir, riskler anlatılır. Yani hasta bir ameliyat talep etmez normalde… Bunun da dışına çıkılıyor. Sosyoekonomik seviyesi düşük, beklentileri gerçek dışı hasta grubunu Türkiye’ye getiren acenteler sürümden kazanıyor. Ama bu sürüm devamlı olacak bir şey değil ki. Bir problem çıktığında acente kapı duvar. Bu sağlık turizminin yapısından, hekimlerin bir ara eleman, teknisyen gibi çalışmasından, acentelerin kontrolsüzlüğünden de kaynaklanıyor. Esas kitlesel hasta getirme işlerini acenteler yapıyor ve söylediklerini kabul ettirebilecekleri doktorlarla çalışıyor. Çok kışkırtıcı reklam yapıyor, sağlığı, ameliyatları pazarlanabilir metaya indirgiyorlar.”
Saçak önemli bir konuya daha dikkat çekti. Çok fazla merdiven altı uygulama yapıldığını söyledi: “Günün sonunda biz gerçekten ne kadar ölüm olduğunu, ölümlerin ne kadarının normal, ne kadarının beklenenin üstünde olduğunu açıkçası bilmiyoruz.”
Popo büyütmenin de riski var
Yabancıların en çok tercih ettiği ameliyatlar vücut şekillendirme. Yani karın germe, liposuction, popo büyütme, meme küçültme, meme büyütme ve yüze yönelik ameliyatlar. Estetik ameliyatların da kendine göre riski var. Örneğin popo büyütme ameliyatlarında yağ veriliyor. Yağın doğru anatomik planlarla verilmemesi ciddi sorunlara yol açabiliyor. Saçak şöyle anlattı: “Çok büyük miktarlarda yağ alınıyor. Bu yağlar daha sonra işlem görüp veriliyor. Toplardamarlar, venler yağı vakumlayıp içine çekebiliyor. Bu damar içerisinde yağ tanelerinin, partiküllerinin serbest dolaşmasına sebep olabiliyor. Yağ embolisi bu ameliyatın en sık gözüken komplikasyon nedenlerinden biri. Ameliyatlarda yarayla ilgili problemler de yaşanıyor.”
Cerrahilerden sonra geç dönemde de sorun çıkabiliyor. 1-3 hafta sonra yani hasta ülkesine döndükten sonra hematom, serum toplanması, enfeksiyon ya da yara iyileşme problemlerine bağlı sorunlar gelişebiliyor. Hasta ülkesine döndüğü için hekim takibinden çıkıyor. Acentelerin ne kadar ilgilendikleri meçhul. Ülkelerin sağlık sistemi, komplikasyonlarla uğraşmaktan şikayet ediyor.
Rakipsiz değiliz, hasta kaçabilir
Ancak gerek bu haberler gerekse fısıltı gazetelerinin etkisiyle sağlık turistinde azalma da gözleniyor. Saçak bu manzaranın sürmesi halinde hastaların başka ülkelere kaçmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Türkiye’nin sağlık turizminde rakipsiz olmadığını belirten Saçak, şöyle konuştu: “Sağlık turizminde bir azalma olduğundan bahsedebiliriz. Türkiye gibi otelcilik hizmeti belli bir seviyede, hekimlik kalitesi Türkiye’ye yakın, belki Türkiye’nin bir tık altında belli bazı ülkeler var. Macaristan, Polonya, Bulgaristan, Fas gibi rakiplerimiz var. Avrupalıların destinasyonlarından biri biziz. Ama potansiyelimizi, kalitemizi ortaya koyup bununla kendimizi konumlandırmak, rekabet etmek varken, tamamen ucuzluk üzerine konumlandırdık. Bunu doğru bulmuyoruz.”
Sürecek…