• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKYapı Kredi Step

Dokuz aylık hamile eşiyle 11 aylık bebeği öldürülen Suriyeli El Rahmun o günü anlattı

28/08/2017 12:02

 

Sakarya’da dokuz aylık eşi çalıştığı yerdeki iki kişinin tecavüzüne uğrayıp, 11 aylık oğluyla birlikte öldürülen Suriyeli Halid El Rahmun, olay gününü anlattı.

Fotoğraf: Hürriyet


Temmuz ayında medyada Suriyelilere yönelik ayrımcı dildeki haberlerin arttığı bir dönemde Sakarya’dan gelen vahşet dolu haber Türkiye’yi sarsmış, birkaç gün sonra doğum yapacak olan Suriyeli Emani El Rahmun’un 11 aylık çocuğuyla kaçırılarak ormanlık alanda öldürüldüğü öğrenilmişti. Vahşet dolu cinayeti işleyen iki kişi tutuklanmıştı.

‘Birol’un kafası karışıktı’

Hürriyet’ten İsmail Saymaz’ın haberine göre, eşi ve oğlunu kaybeden El Rahmun, 6 Temmuz günü 04-12 vardiyasında çalışırken eşini hastaneye götürmek için eve geldiği andan sonra gördüklerini şöyle anlattı:  “Evden çıkarken Emani ayaktaydı, oğlum odada uyuyordu. Eşim kapıyı kilitledi. Servise binmeden önce Birol’un kafası karışıktı. ‘Servise mi, arabaya mı binsem’ diye düşünüyordu. Bizimle servise bindi. İşe gittik. Cemal Bay’i güvenlikçi odasında sandalyede uyurken gördüm. Birol ile soyunma odasına girdik. Üzerimi değiştirirken Birol’a telefon geldi. Biraz uzağa gitti. Ne konuştu, bilmiyorum. Biraz sonra amir geldi, ‘Birol nerede?’ dedi. ‘Belki tuvalete gitmiştir’ dedim. Sabah saat 6.30’da, eşimi hastaneye götürmek üzere izin aldım. Doğuma birkaç gün kalmıştı.”

‘Bağırdım, Emani, Halef!’

El Rahmun, evde gördüğü manzarayı ağlayarak şöyle anlattı: “Binaya girdim. Kapı yarı açıktı, kilitli değildi. Baktım eve, kimse yok… Emani’nin çantası, terlikleri, ayakkabıları, eteği oradaydı. Yattıkları oda karışıktı. Öptüm… Bağırdım: Emani! Halef! Telefonla aradım, ulaşamıyordum. Birol’un eşi geldi. Dedi ki ağlama, belki hastaneye gitmiştir. ‘Bir şey duydun mu?’ dedim, ‘Duymadım’ dedi. Birol’u aradım. ‘Neredesin?’ dedim. ‘Babam hastalandı, onun yanına gittim’ dedi. Hastaneyi aradım. Emani yok… Saat 7.30’a doğru Birol geldi, evine girdi. Bakmadı bile bana. Şüphelenmedim. Şüphem olsa öldürürdüm.”

‘Birol sık sık arıyordu, komiser şüphelendi’

Katillerden Birol Karacal’ın sık sık kendisini arayarak eşini sorduğunu da anlatan El Rahmun, “Saat 8’de polise gittim. Birol beni sık sık arıyordu. ‘Ne oldu, buldun mu eşini?’ diye… Başkomiser şüphelendi. Birol ve eşini gözaltına aldılar. Polise Birol, ‘Cemal ile inek çalmaya gittik’ demiş. Ama bana ‘Babam hastalandı’ demişti. Yalan söylediğini anladım. Birol ‘Ben yapmadım, Cemal yaptı’ dedi. Ben ağlıyordum. Başkomiser geldi, yavaş yavaş olayı anlattı. Kendimi tuttum. Hastaneye gittik. Emani ve oğlumu görmeden önce bana iğne verdiler. (Ağlıyor) Emani’yi görünce kendimi tutamadım. Hep kan… Bayılmışım. Beni hastaneye yatırmışlar” diye konuştu.

‘Bu ikisi Türkiye değil’

Hem eşini hem de iki çocuğunu kaybeden El Rahmun zanlıların gözleri döndüğü için bu cinayetleri gerçekleştirdiklerine inandığını söyledi. Birol Karacal’ın eşinin bir şey duymadığına inanmadığını söyleyen El Rahmun, “Bu kadın nasıl bir şey duymadı” diye sordu.

Türkiye’ye kızgın olmadığını belirten ancak soruşturmanın ağır ilerlediğinden yakınan El Rahmun şöyle devam etti: “Türkiye’de bunu yaşayacağım aklıma gelmezdi. Aklıma gelse bir dakika durmazdım. Toprak yer, durmazdım. Niye yaşıyoruz, şerefimizi korumak için. Türkler bana ağabey ve kardeş gibi davrandı. Çok iyi insanlar tanıdım. Bir liram kalmadığında yardım ettiler. Bu ikisi nasıl çıktı, bilmiyorum. Zaten o iki kişi Türkiye demek değil. Türkler ben hastaneye yatarken bana destek verdiler.”

El Rahmun Türkiye’ye nasıl gelmişti?

El Rahmun 1990 yılında Şam’da doğmuştu. Suriye’de yüzbinlerce aileyi yurtsuz bırakan iç savaştan önce El Rahmun Suriye ordusunda askerlik yapıyordu. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a küfrettiği iddiasıyla altı ay tutuklu kaldı, bu dönemde işkence görüp ordudan kaçtı. İdlib’deki köyüne dönen El Rahmun, daha sonra kaçakçılarla birlikte Türkiye’ye geçti.

Önce Adana’da 30 lira yevmiyeyle fıstık topladı, odun kesti. Ardından Sakarya’da Alifuatpaşa ilçesinde tavuk fabrikasında iş buldu.

Bir yıl para biriktirdi, Suriye’ye dönüp köylüsü Emani ile evlendi. Eşini de kendisi gibi kaçakçılarla yolculukla Türkiye’ye getirdi. 2017 yılının başında işe girdiği piliç fabrikasında katillerden Birol Karacan’ın bulduğu eve yerleşti. Karacal karşı komşusuydu, arkadaş olmuşlardı. Ancak aynı iş yerindeki Cemal Bay’dan hoşlanmıyordu. Cemal Bay ise El Rahmun’a göre ‘pis’ bir adamdı. El Rahmun dahil diğer işçilere bağırıyor, sataşıyordu. Bu yüzden onu olaydan önce şefine şikayet etmişti.

 

Kategori:Aktüel

SON HABERLER

Nobel Barış Ödülü’nü Nergis Muhammedi adına çocukları aldı

Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen ve kadın hakları konusundaki çalışmalarından dolayı cezaevinde bulunan İranlı aktivist Nergis Muhammedi’nin ödülünü çocukları aldı.

National Geographic’e göre 2024’ün en iyi seyahat rotaları

2024’e girmeye sayılı günler kalmışken, gelecek yılın seyahat planlarını yapmadan önce National Geographic’in listesine göz atmayı unutmayın.

Seri katiller birbirine benzemez

Seri katil psikopatolojisi hayli karmaşıktır. Ne olur da bir insan seri katile dönüşür sorusunun cevabı tam olarak bilinmemekte.

Unutkanlığı tetikleyen sekiz neden

Nöroloji uzmanı uzmanı Dr. Nil Çetin, unutkanlığı tetikleyen en önemli sekiz nedeni sıraladı.

Fahiş fiyat: İstanbul’da 822 fırın hakkında tutanak tutuldu

İstanbul’da, ekmek fiyat tarifesine uymayarak fahiş fiyatla satış yapan 822 fırın hakkında tutanak tutuldu.

Sunucu Vatan Şaşmaz’ın öldürüldüğü otele giriş görüntüleri ortaya çıktı
Uludere’de yol işçilerine PKK saldırısı: Üç işçi yaşamını yitirdi

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 231 gündür hapiste

YAZARLAR

Seri katiller birbirine benzemez

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Çar, Şeyh ve Fatih

Bahadır Kaynak

Zülfü Livaneli’nin mi’si

Mustafa Dağıstanlı

Kurtuluş son durakta bir tuhaf dörtlü: Minik, Mafya, Kamil Koç ve ben

Behzat Şahin

Kamusal entelektüel, akademi ve elitizm üzerine birkaç satır…

Murat Sevinç

Medeniyetler çatışması, Batı karşıtlığı ve İslamcılığın yeniden inşası

İhsan Dağı

Çok özel bir halk mıyız, neler oluyor, ne yaşıyoruz?

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Ali Sirmen: Meral Hanım AKP’ye payanda olmayı yeğledi

Ozan Gündoğdu: Adaletin bir motokurye cinayetiyle sınavı

Taha Akyol: Eğitim alarm veriyor

Gözde Bedeloğlu: Yurttaşını elin 7 günlük vize muafiyetine sevindirenler utansın 

Gökhan Aktürk: Penaltı pozisyonunda dört sarı kart ülkemize özgün bir durum

Can Ataklı: Yaşasıııın, Yunan adalarına gidiyoruz

Esfender Korkmaz: Faiz yine kaybettirdi

Saygı Öztürk: İYİ Parti’de taban ile tavan arasında müthiş bir görüş ayrılığı yaşanıyor

Uğur Meleke: Siyah-beyaz formalı gri adamlar

Bilal Meşe: Ne yaparsan yap, bu kadroyla kafa tutamazsın arkadaş!

Can Kakışım: İktidarı en zayıf argümanı üzerinden vurma zamanı gelmiştir

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×