MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi nöroloji uzmanı Dr. Ebru Ergin Bakar’a saldırmakla suçlanan hasta Feray Yelmen’in tutukluğunun devamına karar verildi.

Olay, 22 Şubat’da hastanenin Yenimahalle Polikliniği’nde meydana gelmişti. Yelmen’in muayene odasında Bakar’ın göğsüne oturduğa ve başını masaya duvara vurduğu ileri sürülüyor. Yelmen ise asıl mağdurun kendisi olduğunu savunuyor.
Davanın ilk duruşmasında Bakar ve Yelmen’in yanısıra tanıklar dinlendi.
Bakar, soruşturmada verdiği ilk ifadesini tekrarladı.
Hedkim: Arkam dönükken saldırdı, sanırım üzerime oturdu
Yelmen’in ilaçlarını reçete edebilmek için rapor gerektiğini ancak yanlarında olmadığı için raporu e-Nabız üzerinden görmeye çalıştığını belirten Bakar, şöyle devam etti:
“İki kez e-nabıza girmeye çalıştım ancak giremedim. Bunun üzerine sanık ‘Nasıl olur, bunu aile hekimi bile görüyor, siz nasıl göremiyorsunuz?’ dedi. ‘Bağlanamıyorum’ dedim. Eşi de bana sakin bir şekilde ne yapabileceklerini sordu. Bu durumda yapabileceğimiz şeyler ya tekrar e-nabıza bağlanmak ya da fiili olarak raporu istemektir. Ben de raporu istedim. ‘Eve mi gitmek gerekiyor?’ dedi. Ben de ‘Gerek yok, karşıda eczane var oradan çıktı alıp getirebilirsiniz’ dedim. Eczane farklı bir sistemden aldığı için bunu teklif ettim. Önce eşi sonra sanık dışarıya çıktı. Ekranımı açıp tanı girmeye başladım, reçete ekranımı açtım. O sırada kapı açıldı. Sanığı gördüm. İlk anda raporu getirdiğini zannettim. Arkam dönüktü bir anda ne olduğunu anlamadan sanık iki eliyle başımı tutup masaya çarptı. O anda gözüm karardı.
Kendimi toparlayamadan iki kere daha başımı kaldırıp tekrar masaya vurdu. O korkuyla masaya tutunmaya çalıştım. Bu sırada sanık benim başımın arkasından çekti ve yere doğru sandalyeyle birlikte düştüm. Ellerimi iki yana açarak kalkmaya çalıştım ancak sanık kollarıma iki bacağıyla basarak engelledi. Sanırım üzerime oturdu. Hareket edemiyordum. Ayaklarımla debelenmeye başladım. Ayrıca bağırdım ve sesimi duyarlar gelirler diye düşündüm. Başımı kavrayarak sayabildiğim kadarıyla beş kere başımı duvara çarptı. Artık kendimi koruyacak gücüm kalmadı ve teslim olmak zorunda kaldım. Sonrasında sanığı üzerimden kim aldı hatırlamıyorum.”
Bakar, ifadesinde sanık Yelmen’in, “Yine olsa yine yaparım, pişman değilim” dediğini de söyledi. Sanığı bekletmediğini belirten Bakar, şikayetçi olduğunu yineledi ve davaya katılmak istediğini belirtti.
Sanık: Bana ‘Sana kim içeriye girmene izin verdi?’ dedi
Sanık Yelmen de soruşturmadaki ifadesini tekrarladı. Eşinin eczanelerden rapor alıp dönmesini beklerken elindeki poşette ilacının kutularını gördüğünü ve Bakar’a bunları göstermek için tekrar odaya girdiğini belirten Yelmen, şunları söyledi:
“Ankara Eğitim Hastanesi Yenimahalle semt polikliniğinde ilaç yazdırmak için randevu aldım. Saat 10 gibi hastanedeydim. Bir bayanın doktor hanımın odasına girdiğini gördüm. Doktor hanımdır diyerek arkasından gittim. Kapıyı çalıp içeriye girmek istedim. Kafamı uzattım. Bana ‘Sana kim içeriye girmene izin verdi?’ dedi. Ben de geri çıktım ve niye böyle davranıyor diye söylendim. Oradakiler bana ‘Biraz kızgın idare et’ dediler. Daha sonra üç hasta geldi. İlk ikisi girdi. Ancak üçüncüsü girdiğinde benim randevu saatim gelmişti. Bu şahıs da çıktıktan sonra çağrıldım ve girdim. Burada sedye bölümünde güvenlikçi bayan vardı. Kendisi de masanın üzerinde oturuyordu. Ben kendisine ilaç yazdırmak istediğimi söyledim ve ilacımın ismini söyledim. Doktor hanım bunun psikiyatr ilacı olduğunu ve kendisinin yazamayacağını söyledi. Ben de raporum olduğunu, bunun psikiyatri değil nöroloji ilacı olduğunu söyledim.
O da bana raporun var mı diye sordu. Ben de sistemde olduğunu, elimde evrak olarak bulunmadığını söyledim. Ben göremem, görmek zorunda değilim diyerek tepkide bulundu. Ben de ‘Sağlık ocağı doktoru bile görüyor siz niye görmüyorsunuz’ diye sordum. ‘Raporu karşıdan eczaneden gidip alabilirsin’ dedi. Dışarıda oturan eşime gidip raporu alıp gelmesini söyledim. O gittiği sırada elimdeki poşette ilacın kutularını gördüm. Odaya girdiğimde ‘Odaya niye girdin?’ diye bana kızdı. Poşeti elimden almak isterken tırmalama şeklinde bir şey yaptı. Ben de kendimi geri çektiğimde sandalye tekerlekli olduğundan dengesini kaybedip yere düştü. Sesimiz yükselince güvenlikçi yerinden kalkarak beni dışarıya çıkardı. Ben müştekiye vurmadım.”
Güvenlik görevlisi: Göğsüne ayağıyla basarak saçını tutuyordu
Duruşmada tanıklar dinlendi.
Güvenlik görevlisi Çiğdem Polat, muayene odasına girdiğinde sanığın yerdeki hekimin ‘göğsüne ayağıyla bastığını ve saçlarını elinde tuttuğunu’ söyledi. Polat, şunları söyledi: “Önce sorumlu hemşire üzerinden almaya çalıştı. Sonra ben müdahale ettim. Üç kerede ancak üstünden alabildim ve ellerini arkadan tutarak dışarıya çıkardım. Biz doktor hanıma buz ve su verdik. Sanık bu sırada izliyordu. ‘Gene olsa gene yaparım, gene olsa gene döverim’ diyordu.”
Hemşire: Üzerine eğilmiş omuzlarından tutuyordu
Hemşire Necla Topçuoğlu ise şöyle ifade verdi: “Dr. Bakar’ın odasındaki güvenlik dışarıya çıktı ve yemekhaneye doğru yöneldi. Sanık yerinden kalkarak doktorun kapısına doğru geldi ve hızlı bir şekilde içeriye girdi. Ben bu şekilde girince güvenlik diye seslenerek peşlerinden odaya girdim. Girdiğimde doktor hanım yerdeydi. Sanık da doktor hanımın üzerine eğilmiş omuzlarından tutuyordu. Ben bayanı çekmeye çalıştım ancak çekemedim. Sonra arkamdan güvenlik geldi. Güvenlik bayanı çekti. Öbür güvenlik de arkasından gelerek sanığı çıkardılar. Ben olayın şokuyla kendimi geriye çektim ve oturdum. Doktor hanım yerdeydi, arkadaşlar gelerek kaldırdılar. Saçları dağınıktı.”
Duruşmada diğer tanıklar da dinlendi.
Sanık avukatları: Sağlık Bakanlığı davaya katılmasın
Sanık avukatları, Sağlık Bakanlığı’nın davalara katılma yetkisi bulunmadığını söyleyerek katılma talebinin reddini istedi. Ancak hakim talebi reddedip bakanlık vekilini dava ve duruşmaya kabul etti.
Sanık avukatları Bakar’ın adli tıp raporuna da itiraz etti. Hakim, Bakar’ın yaralanmasının ‘basit tıbbi müdahaleyle giderilip giderilemeyeceği, duyu ve organlarının birinin işlevini yitirip yitirmediği veya sürekli zayıflaması olup olmadığıyla’ ilgili bir rapor daha almak üzere Ankara Şehir Hastanesi’ne sevk yazısı yazılmasını istedi.
Sonraki duruşma 14 Nisan’da görülecek.