Bakanlar kurulunun 2010’da ‘özel çevre koruma bölgesi’ ilan ettiği Saros Körfezi, dev doğalgaz limanı projesiyle tehdit altında. Resmi Gazete’de cumhurbaşkanlığı imzasıyla Keşan’da ‘acele kamulaştırma’ yapılması talimatı verildi.

Fotoğraflar: DHA
Saros Körfezi kıyısındaki ormanlık alan 2006 yılında Kütür ve Turizm Bakanlığı tarafından ‘Turizm Koruma ve Geliştirme Bölgesi’, 2010 yılında ise ‘Saros Körfezi Özel Koruma Bölgesi’ olarak ilan edilmişti.
Buna rağmen denize yaklaşık 500 metre mesafede bulunan ormanlık alanlarda taş ve kalker ocakları art arda açılmaya başlamış, körfezin ormanlık alanları büyük oranda tahrip edilmişti.
Bakanlığın ‘ÇED raporu gereksiz’ kararı üzerine çevrecilerin başvurduğu mahkemenin ‘ÇED raporu gerekli’ ara kararına rağmen, Saros Körfezi’nde iki yeni kalker ocağı açılması için başvuru yapılmıştı.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Saros Körfezi’nde yeni kalker ve taş ocaklarının açılmayacağını ve ruhsat verilmeyeceğini açıklamıştı. Son olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ‘ÇED raporu gereksiz’ kararı verdiği ormanlık alanlarla ilgili açılan davada mahkeme, ‘ÇED raporu gerekli’ kararı vermişti.
Sivil Sayfalar’dan Seçil Türkkan’ın haberine göre Saros Körfezi’ne FSRU ve Kara Boru Hattı Projesi’nin yapılması için BOTAŞ (Boru Hatları İle Petrol Taşıma A.Ş.) Sazlıdere köyüne bir iskele inşaat edecek. Bu projeyle doğalgaz taşıyan dev yük gemileri Saros Körfezi’ne giriş-çıkış yapar hale gelecek.
ÇED raporu yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca kabul edilen projenin, henüz ÇED onayı gelmeden önce 2 Ağustos tarihinde BOTAŞ’a cumhurbaşkanlığı tarafından ‘acele kamulaştırmalar’ın yapılması talimatı verildi.
‘Proje aktif fay hattı üzerinde’
Avukat Bülent Kaçar olası tahribatları şöyle sıraladı:
* Enerji çeşitliliği gerekçesiyle iki ayrı bölge statüsü ve Barselona Sözleşmesi ile koruma altında olan körfez içinde hem deniz içinde hem de kıyıda 24 ay sürecek çeşitli dolgu ve inşaatlarla ekoloji ve biyoçeşitlilik büyük zararlar görecek.
* Proje alanı Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı ve Edirne Çevre Düzeni Planlarına göre Kültür ve Turizm Koruma ve Geliştirme Bölgesi/Turizm Merkezi olarak planlanmıştı. Aynı bakanlık özel ekolojik değerin yıkım projesinin ÇED başvuru dosyasını uygun bulmuş durumda.
* Danıştay 6. Dairesi’nin verdiği karara göre ‘Enez Dalyan Gölünden Evreşe Ovası kıyısına kadar uzanan kuzey Saros kıyı kuşağının doğal yapısı ve içerdiği ekolojik çeşitliliğin korunması’ gerekiyor. Hukukun üstünlüğü ilkesi gereği Danıştay kararları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı açısından bağlayıcı. Kesinleşmiş olan bu Danıştay kararı Saros kıyılarını koruma altına almıştır. Hiçbir merci, hiçbir bakanlık bu kararın aksine olan bu ÇED raporu başvurusunu kabul edemez.
* ÇED başvuru dosyasındaki flora ve fauna bilgileri Mecidiye İbrice Kalker Ocağı projesi için ‘ÇED Gerekli Değil’ kararı veren Edirne valiliğine karşı açtığımız davada sunulan bilirkişi raporu ve Edirne İdare Mahkemesi dosyasındaki flora ve fauna bilgilerine açıkça aykırıdır.
* Saros Körfezi’nde yer alan sulak alanlar, doğal göller ve delta alanlarının uluslararası gündeme taşınmasına neden olan ‘Önemli Kuş Alanı (ÖKA)’, ‘Önemli Bitki Alanları (ÖBA)’ ve ‘Önemli Doğa Alanı’na (ÖDA)’ yönelik olarak turizm amaçlı plan kararları geliştirilmiştir.
* Mahmutköy Botaş Doğalgaz Ana Dağıtım Hattı’na kadar yapılacak orman kesimleri, tarım arazi tahribatı bölgenin fauna ve florasını da çok olumsuz etkileyecektir. Hem deniz hem kara canlıları öncelikle inşaat ve sonraki gemi faaliyetleriyle sayı ve tür olarak nesilleri tehlike altına girecektir.
* Saros Körfezi 1. derece deprem bölgesidir. Saros Körfezi’ne yapılacak proje aktif fay hattı üzerindedir. Liman ve boru hattının olası bir depremde zarar göreceği ve bu sebeple Saros Körfezi’ne de zarar vereceği açık.
* Bakanlık onayladığı Trakya ve Edirne planlarına aykırı davranarak Anayasa ve Çevre Yasası’na karşı işlemlere imza atmaktadır.
* Bakanlık 19 Temmuz 2018 günü 40 kişi ancak alabilen Sazlıdere köy kahvehanesinde ‘ÇED halkın katılımı toplantısı’nı açamamış ve yapamamıştır. Toplantının yapılamadığını ve ileri ki bir tarihte yeniden yapılacağını bakanlık yetkilileri ve Sazlıdere köy muhtarı imzalarıyla tutanağa bağlamışlardır. Toplantı önümüzdeki günlerde bakanlık tarafından yeniden yapılmak zorundadır.”