• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Diyarbakırlı ne ister?: 'Baraj aşılsın, süreç sürsün' ister

02/06/2015 10:57

 


mete cubukcuMETE ÇUBUKÇU

Diyarbakır’da bir saatçi dükkânında biri, “1990’larında başında Japon pazarında görüşmüştük sizinle” deyince şöyle geriye dönüp baktım. Neredeyse 25 yıl olmuş, birçok seçimi geride bırakmıştık. En gergin ve kanlı dönemden bugünlere…

Bugün Diyarbakır’da seçim havası geçmiş yıllara oranla bayağı sakin. Kentte seçim havası yok değil ama sanki bir kabullenmişlik, sanki sonucu şimdiden belli bir seçim var gibi. Seçim araçlarının sürekli tur attığı, her yerin bayraklandığı günler geride kalmış.


Seçim bürolarının önünde pek hareketlilik yok; sıcak havadan dolayı akşam üstlerine doğru sohbet edip çay içmeye gelenler var sadece. Sanki ‘Sonuç belli herkes Türkiye geneline bakıyor’ havası hâkim kentte.

1990’lı yıllardan bugüne…

Kürt siyasal hareketi 2002’ye kadar SHP dönemi dışında parti olarak seçimlere girdi, her seferinde barajı aşma umuduyla. Ama 12 Eylül cunta anayasasını yapanların koalisyonları, ama asıl Kürtlerin meclise girmesini engellemek için koyduğu baraj o kadar yüksek ki değil aşmak yanına bile yanaşılmamıştı.

2002’den sonra bağımsız olarak seçimlere girilmeye karar verildi. Bu yıla kadar öyle devam etti. 20-35 arasında milletvekili çıkarılabildi. Diğer cephede ise milli görüş kökenli partiler yer aldı. Bölgede her daim belli oranda oyları oldu.

Herkes ‘Çözüm Partisi’nin arkasında

Kentte seçim havası yok gibi ama heyecan var. Heyecan sohbetlere yansıyor. Herkesin gözü 7 Haziran akşamında. Sohbetlerin baş konusu baraj meselesi; aşılıp aşılamayacağı, aşılamazsa ne olacağı.

İkinci konu çözüm süreci. Bütün Türkiye’de konuşulan iş aş ekmek işsizlik gibi konular Diyarbakır’ın da can alıcı konularından, ancak baraj ve çözüm sürecinin arkasından geliyorlar. ‘Çözüm olmazsa, barış olmazsa iş, aş zaten gelmez; barış olmadan işin aşın anlamı yok’ deniyor.

Bu mevzu, yani çözüm konusu, kim olursa olsun herkesin üzerinde hemfikir olduğu bir mesele. Yani herkes ‘Çözüm Partisi’nin arkasında. Kimse bulunan noktadan geri dönmek istemiyor. Bölgede çalışma yapan bütün siyasiler de bunu biliyor. Zaten alandaki, köylerdeki söylem, kürsüdeki liderlerin söylemlerinden farklı. Yani, ‘Kürt meselesi yoktur, Kürt yoktur, masa yoktur vb.’ gibi konular kürsülerde başka, sokakta, seçim ofisinde başka dillendiriliyor.

HDP’nin barajı aştığını savunanlar çoğunlukta ama yine de herkes temkinli. Sandık sonuçlarıyla oynanacağını iddia edenler var. Yani bir güvensizlik söz konusu.

Şiddete geri dönülmez ama…

Peki, baraj aşılmazsa, HDP meclis dışında kalırsa çözüm süreci ne olur, sokaklar karışır mı?

Bu soruların yanıtları şimdilik belli değil. Ama kahir ekseriyet barajın aşılamaması durumunda şiddete geri dönüleceği kanısında değil. Tabii ki işin aması var. Böyle bir durumda bir kırgınlık olacaktır deniyor. Yani bu kadar uğraştık, Türkiye partisi olduk ama Türkiye bizi kabul etmedi diye düşünenler olacaktır diyenler var. Hele baraj kılpayı bir oyla kaçırılırsa.

Seçim havasının sokaklara coşkulu biçimde yansımamasının en önemli nedenlerinden biri de ülkesinin batısında pek farkında olunmayan cenazeler. Cenazeler Türkiye topraklarından gelmiyor. Rojava’dan, yani Suriye’nin kuzeyindeki Kürt bölgesinden geliyor. Çünkü IŞİD’e karşı hala kıyasıya bir savaş veriliyor. İş Kobane’yle bitmiş değil. Neredeyse gün aşırı bir cenaze bölgeye, Diyarbakır’a geliyor. Kalabalıklar uğurluyor cenazeleri. IŞİD’e karşı savaşmak için Rojava’ya giden çok sayıda Türkiyeli var ve bir kısmı hayatını kaybediyor.

Bölgedeki insanlar IŞİD meselesine karşı tepkili. Kobane meselesi hala bölgede sıcak ve bu nedenle geçen yıl Kobane’yle ilgili söylenenler unutulmuş değil. Bu seçimde de etkisini gösterecek. Kürt kimliği, Kürt sorunu olup olmadığı hatta Kürtlerin olup olmadığı tartışmaları da bölgede sandıkta etkili olacak gibi duruyor.

HDP’ye bakalım: İl merkezi sakin hatta sakinden öte boş bile denilebilir. Adaylar köylerde, ilçelerde. Kendilerinden eminler ama işi de şansa bırakmak istemiyorlar. Baraj aşılırsa yedi ya da sekiz milletvekilini alırlar. İmralı heyetinde bulunan İdris Balüken birinci sırada, emekli müftü Nimetullah Erdoğmuş, Kemal Pir’in yeğeni Ziya Pir, Altan Tan, Ezidi Feleknaz Uca’yla renkli ve HDP’nin Türkiye iddiasına uygun bir liste.

Ak Parti’ye gelince: Ağır toplar Diyarbakır’da. Bakan Cevdet Yılmaz, eski bakan ve kıdemli politikacı Salim Ensarioğlu, bölgenin yine bilinen isimlerinden Cizre kökenli Haşim Haşimi. AK Parti kentin her daim güçlü partilerinden. Başka partiler olsa bile sonuca etki edemiyorlar.

HDP baraj altı kalırsa 11 milletvekilinin hepsi AK Parti’ye gidiyor. Bir ihtimal bir sandalye bağımsız olarak seçime giren Hüda Par adayı Zekeriya Yapıcıoğlu.

Şehirde farklı çevrelerden akil insanlar ne diyor?: Türkiye’nin geleceği, bölgedeki sükûnet ve çözüm sürecinin devamı açısından HDP’nin mecliste olması gerekiyor. Bu AK Parti için de büyük avantaj olacaktır. Bunu söyleyenler arasında AK Parti’liler de var.

İş dünyası ne bekliyor?: Sermaye ve ticaret erbabı barajın aşılmasından yana. Sermaye istikrar ve güven ister. Bu da barajın aşılmasıyla sağlanır. Baraj geçilmezse dünyanın sonu olmaz tabii ki. Ama Meclis’te olan bir HDP ile olmayan HDP’nın etkisi farklı olacaktır.

Özetle HDP-AK Parti dinamiği bölgede batıya göre daha farklı işliyor.

Diyarbakır son dönemin en sessiz, ama en heyecanlı seçimine hazır. Gözlerse Türkiye’nin bütününden gelecek sonuçlarda.

Kategori:Analiz

SON HABERLER

AKOM: İstanbul'da bu geceden itibaren sağanak yağış bekleniyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı Afet Koordinasyon Merkezi’ne (AKOM) göre bu geceden itibaren kentte sağanak yağış bekleniyor

İsveçli gazeteci Joakim Medin tahliye edildi

Protestoları takip etmek için Türkiye’ye geldiğinde ‘cumhurbaşkanına hakaret’ten tutuklanan İsveçli gazeteci Joakim Medin 49 gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi.

Müsilaj Marmara'dan Saros Körfezi'ne ulaştı: Deniz çayırları tehlikede

Marmara’daki müsilaj Saros Körfezi’ndeki deniz çayırlarını tehdit ediyor.

Salman Rüşdi'yi bıçaklayan saldırgana 25 yıl hapis

ABD’nin New York eyaletindeki bir konferansta yazar Salman Rüşdi’ye saldıran ABD’li Hadi Matar’a 25 yıl hapis cezası verildi.

Dünyanın en büyük tavuk ihracatçısında kuş gribi salgını: Acil durum ilan edildi

Dünyanın en büyük tavuk ihracatçısı Brezilya’da ticari kümes hayvanları arasında ilk kez kuş gribi salgını yayıldı. Çin salgın nedeniyle Brezilya’dan ithalatı 60 günlüğüne durdurma kararı aldı.

Sahte entelektüel
Bir 'politik cumartesi' ya da İstanbul'un orta yerinde iki miting

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 754 gündür hapiste

YAZARLAR

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

Yeşil zeytini neden yemedin Sait?

Ayhan Tinin

Editör eksikliği fazlalık yaratır

Mustafa Dağıstanlı

Anne dediğin başlangıçtır

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Dilsiz bir ülkenin çığlığı

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sırrı Süreyya Önder'in 'Cumhuriyet' eleştirisi üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Akif Beki: Özgür Özel'e saldırı ne oldu?

Nuray Sancar: Yerel yönetimlerde seçilmişler ile atanmışlar arasındaki yetki dağılımının atanmışlar lehine düzenlenmesi öngörülüyor

Sultan Uçar: Gençliği, ters kelepçelerle tutuklanırken hukuk fakültelerindeki hocaları neden derin bir sessizliğe gömüldü

Burcu Aydın: Faiz giderlerinde rekor artış

Hakan Okçal: Putin katılsaydı, Trump da İstanbul'a gelir, belki de hızla sonuç alınabilirdi

Esfender Korkmaz: İhtiyaç nedeniyle veya uzun dönemli elde tutmak amacıyla konut almak uygun

Nevşin Mengü: Bu ülkenin seküler demokratları Kürt düşmanı falan değil, manyak nekrofil de değiller

Cem Küçük: Türkiye'de aşırı göçmen var diyenler, gelip Frankfurt'u görsünler

Zülal Kalkandelen: AKP'nin 400'e ulaşana kadar her yolu deneyeceği kesin

Figen Çalıkuşu: Devletle millet de ancak hukuk zemininde barışır

Deniz Kilislioğlu: Rusya ve Ukrayna perşembe bir araya gelemedi ama İstanbul baş döndürücü bir muammaya şahit oldu

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×