Eskişehir’deki ‘dergah’ta dolandırıcılık yaptığı ileri sürülen kişinin ‘nitelikli dolandırıcılık’tan 121 yıl hapsi istendi.

İddianamede Sibel Gönül’ün ‘Nursema Edebalioğlu’ takma adını kullandığını ve kendisine ulaşan mağdurlara kendisinin ‘peygamber, dört halife ve ermiş kişiler olarak kabul edilen bazı kişilerle görüştüğünü, kanının şifalı olduğunu, görülmeyen üstatlarla bağlantılarının olduğunu’ söyleyerek mağdurları ikna ettiği öne sürüldü.
Keskin Mahallesi’nde 10 dönümlük arazide ‘dergah’ olarak kullanılan çiftlik evinde, psikolojik rahatsızlığı bulunan kişileri para karşılığında ilginç yöntemler kullanarak tedavi ettiği öne süren Sibel Gönül’ün dolandırıcılık yaptığı şikayetleri üzerine geçen yıl ağustos ayında soruşturma başlatılmıştı.
Çiftlik evine düzenlenen operasyonda gözaltına alınan avukat Sadık Gönenli tutuklanırken, firar eden annesi Sibel Gönül ise kısa süre sonra Sakarya’nın Serdivan ilçesinde tutuklanmıştı.
Soruşturma sonunda, anne ve oğlu, tutuksuz sanıklar Serkan D. ve Hasan C.B. hakkında, ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçundan Eskişehir 3’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava açıldı.
‘Hizmetimin parasını alıyordum’
Davanın ilk duruşmasına Sibel Gönül, suçlamaları kabul etmeyerek, ‘yaşam koçluğunu yaptığını’ savundu. Gönül şöyle konuştu: “Büyücü ya da hoca değilim, ben yaşam koçuyum. Kazandığım paralarda oğlumun hesabını kullandım. Oğlum olduğu için herhangi bir sakınca görmedim. Ben kimseyi dolandırmadım. Bana danışan insanlarla yaptığım görüşmeler sonucu hizmetimin parasını alıyordum. Oğlumun hesabını ben kullanıyordum. Kendi hesabımın şifresini kaybetmiştim, suçsuzum.”

Tutuklu sanık Hamza Gönenli de suçlamaları kabul etmedi. Kimseden para almadığını savunan Gönenli şu ifadeleri kullandı: “Ben kimseden para almış değilim. Birçoğunu tanımıyorum. Suçun ne unsurlarla ne şekilde işlendiği dahi belli değildir. Yaklaşık yedi aydır tutukluyum. Suç işlemedim. Beraatımı istiyorum. Suç işlediğime dair şüphe dahi yoktur. Annem yaşam koçu olarak çalışıyordu. Hesabımı kullanmasında sakınca görmedim.”
‘Üzerimizde büyü olduğunu söyledi’
Davanın tutuksuz sanıklarından Serkan D., Sibel Gönül’ün etkisinde kalarak kendisine 2 milyon lira verdiğini öne sürdü. Serkan D. ifadesinde şunları anlattı: “Sibel benim hesap numaramı istedi. Para geleceğini söyledi. Ben de bu paraları çekip, Sibel’e verdim. Kim neden gönderdi bilmiyorum. Sibel hacizle ilgili sorun yaşamış. O yüzden kendi hesabını kullanmak istemediğini söyledi. Ben Sibel’den yaşam koçluğu desteği aldım. Sibel’e 2012’de kayınvalidemin rahatsızlığı sebebiyle gittim. Doktorlar teşhis koyamıyordu. Hoca olarak söylenen Sibel’in yanına gittim. Kayınvalidemi götürdüm. Seanslar uyguladı. Sibel bizim üzerimizde büyüler olduğunu söylüyordu. Seanslarda büyü olduğunu söyleyerek, seccade üzerine bizi alıyordu. Yumurta veriyordu. Yumurtaları ya yakıyorduk ya da gömüyorduk. Seanslarda ayna, kilit kırıyordu. Bazen de su veriyordu. Suyun ve yumurtaların okunmuş olduğunu söylüyordu. ‘Çıkmaz sokağa gidin, suyu dökün’ diyordu. Döküyorduk. ‘Kör kuyuya dökün’ diyordu. Yapıyorduk.
‘Peygamber soyundan geldiğini söyledi’
Serhan D., Sibel’in kendisinden kan istediğini ve peygamber soyundan geldiğini iddia ettiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Küçük meblağlarla başladı sonra yükseldi. Sibel, bir keresinde beni aradı ve ‘Kan almamız lazım’ dedi. Bizde kendi kollarımızdan kan aldık. Kendisinin peygamber soyundan geldiğini söylüyordu. Üstün niteliklerinin olduğunu söylüyordu. Hz. Süleyman’ın kanını taşıdığını söylüyordu. Sibel, Mevlana’nın, Şeyh Edebali’nin ruhlarıyla iletişim halinde olduğunu belirtiyordu. Biz inanıyorduk. Etkisinde kalarak 2 milyon liramı kaptırdım, yeterince mağdur oldum.”