Doğrusunu isterseniz medyamızın, siyasetçilerimizin, savcılarımızın iki kişi arasındaki borç/alacak meselesini “yüzyılın yolsuzluğu” gibi abartması bende “Kanada’da yaşıyorum” hissi yarattı.
Aynı hassasiyeti devleti zarara uğratanlar ya da tüyü bitmemiş yetimin hakkına göz dikenler için de gösterebilseler ne güzel olur.
Keşke, Özhaseki izin alabilse ve o iddiaları Yavaş ile canlı yayında tartışabilseydi. O zaman bendeki Kanada’da yaşadığımız hissi daha da pekişecekti.
Bu pek ihtimal dahilinde olmadığından Yavaş bugün iddialara tek başına yanıt verecek, biz de madalyonun arka yüzünü göreceğiz.
Kişisel bir borç/alacak davasının sadece Yavaş aleyhine görünen kısmını gündemde tutmak, yargıyı bu şekilde yönlendirmek, bir tek Yavaş’a borcunu ödemek istemeyen o kişiye yarar.
Özhaseki, Ankara‘yı kazanma umudunu seçimleri ve siyasi konjonktürü kullanarak borç/alacak davasını lehine çevirmeye çalışan bir tüccara bağlamışsa, ters tepebilir, ve işini daha da zora sokabilir.