Kuşkusuz ki otoriter rejimler böylesine kararlı duruşlar karşısında taviz veriyor görünmekten çekinirler. Bu nedenle her şey bitmiş değil. Aksine, üniversiteye ve bilime saldırılar sürecektir. Elbette mücadele de. Kaldı ki ülkemizde demokratik, bilimsel ve kamusal bir üniversite talebi, baskı dönemlerinde genel demokratikleşme mücadelesinin önemli bir parçası olmuştur daima.
Baskı rejimi kurmak isteyenlerin önce üniversiteleri, bilimi, gençliği denetim altına alma; bilim insanlarını da eleştirmez, susar, “ekmeğine, kadrosuna, makamına bakar” duruma getirme hevesleri de boşuna değildir.
Dolayısıyla ne Boğaziçi Üniversitesi’ne dönük bu tutum Türkiye’nin genel görünümünden ve tarihinden yalıtıktı ne de Boğaziçi Üniversitesi’nde verilen mücadele, Türkiye’nin demokratikleşmesi mücadelesinden bağımsız.