Ağrı belediyesi eş başkanlığı görevinden alınan DBP’li Sırrı Sakık, 1994’te DEP milletvekiliyken de benzer bir süreç yaşadıklarını hatırlatarak, Türkiye’nin bir türlü ‘ezberini bozmadığını’ söyledi.
Sakık’ın yerine Ağrı Valisi Musa Işın kayyım olarak atanmıştı.
Cumhuriyet’ten Mahmut Oral’a konuşan Sırrı Sakık, 2 Mart 1994’te DEP Milletvekiliyken tutuklanmasına atıfta bulunarak şunları söyledi: “23 yıl sonra yine aynı yöntem uygulanıyor. Türkiye bir türlü ezberini bozmuyor. Sürekli yanlışlıklarını tekrarlayan evin yaramaz çocuğu gibi. Demokratik siyaset kanallarının açılması gerekirken, uzun yıllardır demokratik siyaseti ablukaya alıp sandıkta alt edemediklerini kayyım atayarak, halkın iradesini yok sayarak, sonuç almaya çalışılıyor. Biz bunun çıkmaz sokak olduğunu hep söyledik ve söyleyeceğiz.”
Sakık, demokratik siyaset kanallarının açık tutulması gerektiğini belirterek, “Yoksa KHK’ler, OHAL uygulamaları, biz bunları geçmişten bugüne kadar teker teker yaşadık” dedi.
‘Biz buraya geri geleceğiz, siz burada olmayacaksınız’
Bu uygulamaların çözüm olmadığını söyleyen eski başkan şöyle devam etti: “Eğer çözüm olsa idi 1994’te çözüm olurdu. O dönem ben kürsüde şunu söylemiştim. ‘Anadolu tabiriyle Allah’a ısmarladık, gidiyoruz ama hayat bizi ne kadar beton yığınlarına hapseder. Biz buraya geri geleceğiz ama siz bugün ne için elini kaldırdığını bilmeyenler, o gün burada olmayacaksınız’. Ve o gün el kaldıranlar bugün tarihin çöplüğünde. Eğer haksız olsak, bugün biz olmazdık.”
Sakık, Kürt sorununun ’emekçileri’ olarak tanımladığı siyasetçilerin demokrasinin bedellerini ödemeye hazır olduğunu belirtirken, asıl amaçlarının Türkiye’yi ‘kan deryası’ndan kurtarmak olduğunu söyledi.
‘Bölgede insanlar baharda ne olacağından kuşku duyuyor’
Eski başkan, anayasa değişikliği referandumu öncesinde ‘bölgede korkunç bir korku tohumu ekildiğini’ de aktardı: “Referandumda insanların can korkusu var. OHAL, KHK, yasaklar var oğlu var. Bölgede her insan baharda ne olacağından kuşku duyuyor. Biz zaten sayın Barzani ile de konuşurken 2013 dönemine dönülmesi gerektiğini söyledik. Artık herkes beyninde bir bahar temizliği yapmalıdır. Tutuklamaların, görevden almaların çözüm olmadığını hayat bize gösterdi. Hepimizin baharla, Nevruz’la birlikte hücrelerimizi temizlemeli ve yarım bıraktığımız yerden başlamalıyız.”