Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, başörtüsü konusunu görüşmek üzere Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan randevu talep etti.
Kılıçdaroğlu’nun ‘başörtüsüne yasal güvence’ye dair kanun teklifi sunacaklarını açıklamasından sonra AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘hak ve özgürlükler mücadelelerinin tarihine atılmış çok güçlü bir imza’ konuşması yapacağını söylemişti.
Cumhurbaşkanı grup toplantısında hem böyle bir sorunun bulunmadığını belirtmekle birlikte muhalefete “Gelin çözümü anayasa düzeyinde sağlayalım“ diye seslenmişti. Bunun üzerine CHP liderinden ”Eğer arkasında yine kurnaz bir ajanda çıkmazsa her türlü desteği vermeye hazırız” yanıtı gelmişti.
Daha sonra Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun ‘başörtüsüne yasal güvence’ çıkışını ‘bir pas’ olarak değerlendirerek LGBTİ+ bireyleri hedef almıştı: “Aile yapımızı dejenere etmenin gayreti içine girdiler. Öyleyse biz olması gereken ne ise onu yapacağız.”
Kılıçdaroğlu da “Beklediğim gibi Erdoğan, başörtülü kadınları rehine olarak elinde tutabilmek için, konuyu alakasız yerlere taşıdın. Samimi değilsin. Zorbasın” diyerek muhafazakar genç kadınlara İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe sokma sözü vermişti.
‘Kılıçdaroğlu’nu mahkum etmeye kalkmanız doğru değil’
ANKA’dan Gaye Şeyma Can’ın aktardığına göre bugün partisinin İstanbul İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan başörtüsü konusunu konuşmak üzere randevu talep eden Davutoğlu, şunları dedi:
Sayın Kılıçdaroğlu’nu geçmişteki söz ve eylemleri üzerinden mahkum etmeye kalkmanız da inandığımız değerler açısından doğru değildir. Yaşanan tecrübelerden ders alarak tutum ve görüş değiştirmek, bir zaaf değil bir erdemdir. İşte, son yıllarda gördüğüm bütün baskıları, hakaretleri ve provokasyonları bir kenara bırakarak ve nefsimi bir kez daha ayaklar altına alarak, on yıllarca bu sorunun acısını yaşamış onurlu kızlarımız ve kadınlarımız adına, sizden bu konuyu ele almak üzere kamuoyuna açık bir şekilde randevu talebinde bulunuyorum.
(AKP yöneticilerine) Sayın cumhurbaşkanına yaptığım bu çağrı sizler için de geçerlidir. Bu konuşmamı kaleme alırken her biriniz gözümün önünden geçtiniz. Hanımlarımızın ve kızlarımızın başörtüleri için omuz omuza mücadele verdiğimiz günleri hatırladım. Gözüm doldu, yüreğim yandı. Son yıllarda yaşadığım derin hayal kırıklıklarını ve ihtilaflarımızı da bir kenara bırakarak, geçmişte bu mağduriyeti yaşamış kadınlarımız ve ilerde yaşaması muhtemel gelecek nesillerimiz adına sizlerden de istirham da bulunuyorum; alanı, gençlik yıllarımızdan bugüne yüreğimizi yakan bu sorunun çözümünü başka konularla ilişkilendirerek Sayın Cumhurbaşkanı’na bir siyasi gole çevirme telkininde bulunan Makvayelist çevrelere bırakmayınız. Bilin ki bu fırsatçı çevreler, güç ve çıkar için yarın aynı golü sizlere ve bizlere atmaktan hiç çekinmeyecektir. Son dönemde bazı konuları Sayın Cumhurbaşkanı’na aktarmakta zorluklar yaşadığınızı biliyorum. Ne olur, bu kez yüreğinizin sesini dinleyin ve bu sorunun tam bir toplumsal mutabakat ile çözülmesine katkıda bulununuz ki tarihi bir sınavı hep beraber aşabilelim.”