RIFAT DOĞAN
Danıştay, Ataköy sahilinde kıyı kenar çizgisinin bilimsel ölçütlere dayanılmadan yanlış belirlendiğine dair işleminin iptaline yapılan itirazı reddetti.
İstanbul 9’uncu İdare Mahkemesi, Ataköy sahilinde kıyı kenar çizgisinin bilimsel ölçütlere dayanılmadan yanlış belirlendiğini belirterek işlemin iptaline karar vermişti. İstanbul valiliği temyiz başvurusunda kararın bozulmasını ve yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep etmişti.
İtirazı değerlendiren Danıştay 14’üncü Daire ise temyiz başvurusunu reddederek kararında şu ifadelere yer verdi: “Uyuşmazlığın niteliğine ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlere göre, olayda 2577 sayılı idari yargılama usulü kanunun 27/2 maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiş bulunduğundan, aynı kanunun 52. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca yürütmenin durdurulması isteminin reddine 12 Aralık 2017 tarihinde oybirliğine karar verildi.”
Ne olmuştu?
Ataköy 1’inci Kısım Koruma ve Güzelleştirme Derneği, Bakırköy ilçesinde bulunan Ataköy sahilindeki yapılaşmalara inşaat ruhsatları verilirken dayanak gösterilen, İstanbul Valiliği Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü tarafından 2004’te belirlenen kıyı kenar çizgisine ilişkin 2010’da dava açmıştı. Mimarlar Odası da davaya müdahil olmuştu.
Dernek, dava dilekçesinde kıyı kenar çizgisinin bilimsel ölçütlere dayanılmadan yanlış belirlendiğini ve kamuya açıldığını, Ataköy sahiline inen beton bloklara kuralsız ve kıyıyı kapatacak bir biçimde izin verilmesi sonucunu doğurduğunu belirterek iptalini talep etmişti.
İstanbul Üniversitesi’nce hazırlanan kıyı kenar çizgisi bilimsel raporunun delil olarak gösterildiği davada, yeni hazırlanan kıyı kenar çizgisiyle kıyı çizgisinin birbirine çok yakın olduğu, oysa bu durumun falez içeren kıyılarda mümkün olduğu, aslında kıyı kenar çizgisinin çok daha kara içinde kaldığı belirtilmişti.
Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda da benzer görüş paylaşılarak şu ifadelere yer verilmişti: “Yeni oluşturulan kıyı kenar çizgisinin sondaj verilerine göre bilimsel verilere dayanmadığı gözlenmektedir. Asıl kıyı kenar çizgisinin mevcuttan daha ötede ve kara içine doğru olduğu kanaatine varılmıştır. Bu bakımdan mevcut yeni kıyı kenar çizgisi bilimsel verilere dayanmadığından ilgili bakanlık komisyonlarınca bilimsel yöntemlere göre yeniden çizilmesinin gerektiği tespiti yapılmıştır.’’
Hazırlanan bilirkişi raporuna rağmen İstanbul 9’uncu İdare Mahkemesi, dört yıl önce, 18 Temmuz’daki kararında, yeni kıyı kenar çizgisine zamanında itiraz edilmediği gerekçesiyle davayı reddetmiş ancak Danıştay 14’üncü Daire, 23 Aralık 2015’te kararı bozarak mahkemeye geri göndermişti.
‘Prosedüre uygun işlem tesis edilmedi’
Dosyayı yeniden görüşen İstanbul 9’uncu İdare Mahkemesi, dava konusu işlemin iptaline karar vermişti.
Kararda şöyle denmişti: “Davacı tarafından yapılan başvuru üzerine, valilikçe oluşturulacak komisyon tarafından inceleme ve gerekli tespitler yapıldıktan sonra bunun sonucuna göre ilgili mevzuatta belirtilen yasal prosedür uygulanmak suretiyle işlem tesisi gerekirken bu yola başvurulmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.”