Cumhuriyet gazetesi, örgüt üyeliğinden yargılanan sanıkların beraat etmesiyle sonuçlanan Ergenekon sürecinin kararı açıklanınca, 2008’de gazetenin yayın kurulu başkanı ve başyazarıyken aynı dava kapsamında gözaltına alınan İlhan Selçuk’un ‘geleceği okuyan’ denebilecek nitelikteki yazısını anımsattı.

Gazetenin internet sitesi, ‘Boşuna çekildi bunca acılar… İlhan Selçuk uyarmıştı’ başlıklı haberde yargı kararlarını duyurdu ve dava sürecini özetledi. 83 yaşındayken, evine baskın düzenlenerek gözaltına alınıp 40 saatlik gözaltının ardından 14 saat sorgulanıp serbest bırakılan ve davada yargılanan Selçuk’un 28 Mart 2008’de kaleme aldığı yazıyı ise haberin sonuna ekledi.
21 Haziran 2010’da hayatını kaybeden Selçuk’un, gazetedeki ‘Pencere’ adlı köşesinde, davanın savcılarına ‘abi nasihatı’ vererek, “İş döner, dava çuvallar, bu yük sizi yaşam boyu ezer” ifadeleriyle uyarıda bulunduğu yazının özeti şöyle:
“Her nedense bu ‘abi’ deyişi ben gazeteye girer girmez başladı; hiç unutmam, bir gün Nadir Bey bile gizil şakacılığıyla beni ‘İlhan Abi’ diye çağırmıştı…
Bu kıdemime dayanarak Ergenekon dosyasının savcısına abilik yapayım dedim…
Nasıl?..
Durumu idare ediyoruz; ama, bu yaşlarda insan bıçak sırtında yaşar, her şey kıl payıdır…
Şimdi gelelim sevgili savcımıza…
Nasıl bir tehlikeyi yaşadığının farkında mı?..
Sanırım değil…
Evi bastıkları saatlerde, daha sonra polislerle yolda, Emniyet’te veya savcılıkta bana bir şey olsaydı, pattadak nalları havaya dikseydim, neler olacağını sevgili savcım hiç düşündü mü?..
Damgayı yiyecekti:
– Katil savcı!..
Yazık olacaktı sevgili savcımıza…
İşin altından ömür boyu kalkamayacaktı…
Savcı Bey anlaşılıyor ki çok ağır bir yük üstlenmiş, altından kolay kolay kalkılamayacak bir yük…
Sorgulamadaki karşılıklı konuşmalarda sezinledim ki bu yük onu tüm yaşam boyu ezebilir…
Ne düşünüyordu:
– İlhan Selçuk ‘un evini sabaha karşı basarım, suç belgelerini ele geçiririm…
Operasyon fos çıktı…
Ergenekon dosyasını yaymak; yazarları, fikir adamlarını, emekli komutanları, muvazzafları da içine alarak sonuçta laik orduya ilişkin bir dava harekâtına dönüştürmek akıl kârı değildir…
Savcımız durumu bir daha gözden geçirmeli…
Kişinin kafasındakilerle ‘realite’ arasında bir uygunluk olmadı mı iş tersine döner, dava dosyası da çuvallar…”