GÜLBEN ÇAPAN
gulbencapan@diken.com.tr / Instagram: @istanbulartsnob
Contemporary Istanbul, nam-ı diğer ‘Ci’ bu yıl 13’üncü yaşını kutluyor. 84 galerinin 23’ünün yabancı olduğu ve yaklaşık 650 sanat eserinin satışa sunulduğu bir fuara tanıklık ettik. Bu sebeptendir ki İstanbul’da çeşitli mekanlarda birçok ‘sanatsever’ eşliğinde kutlamalara doyulmadığı bir hafta geride bırakıldı. Her sene olduğu gibi gazete başlıkları fuarın ne kadar iyi geçtiğini ve ‘akın akın’ bir durum yaşandığını ifade ediyor. Bütün bu şampanya şişeleri, kahkahalar ve selfie’lerin başrolü oynadığı bir haftada, fuarı gerçek anlamda değerlendirebildik mi? Gerçekleri görebildik mi? Yoksa yansımalar ve yanılsamalara devam mı?
Contemporary Istanbul bu yıl belki de en zor yılını geçirdi. Fuardan toplamda beş Türkiyeli galeri geri çekildi. Merkur, ArtSümer, Pilevneli Galeri, The Pill ve Rem Art Space. Listede en şaşırtan isim, Murat Pilevneli. Pilevneli Galeri geçtiğimiz yıl Johan Creten ile açılışını yaptı ve devamında çok başarılı bir sergi takvimiyle sezonu kapattıktan sonra geçtiğimiz yıl fuarda yerini almasına rağmen bu yıl katılmadı.
Merkur Galeri’nin kurucusu Sabiha Kurtulmuş ve ArtSümer’in kurucusu Aslı Sümer fuara katılmak yerine Bilgili Holding işbirliğiyle Akaretler’de fuarla eşzamanlı olarak çok hareketli bir projede yer aldı bu yıl. Akaretler’de 37 numaralı evin en üst katında karşılıklı iki odayı sergi alanı haline getirmişler, sanatçılarını adeta fuardaki standlarda olduğu gibi tanıttılar izleyiciye.
Sabiha Kurtulmuş, “Son iki senedir fuar benim için iyi geçmiyor. Türkiye’nin ekonomik ve siyasi durumunu ve koleksiyoner ilişkilerimi değerlendirdiğimde bu sene fuara katılmamaya karar verdim” diyor.
Aslı Sümer, “Katılmıyor oluşumun, fuara veya fuar yönetimine karşı bir tutum değil kesinlikle. Beklediğini bulan galeriler katılmaya devam edecek, bulamayanlar ise katılmayacak” diye konuşuyor.
Rem Art Space’ın kurucusu Mehmet Kahraman ise yine geçtiğimiz yıl katılıp da bu yıl geri çekilenlerden biri olarak şunları söylüyor: “Geçen sene katıldım, bu yıl katılmadım, gelecek seneyi ise öngöremiyorum. Maddi değişkenler yüzünden katılmadım. Fuara katılmayışımı galerimin yan kısmında yarattığım bir mekanda yapacağım sunumlar ve davetler ile telafi edeceğim.”
Contemporary Istanbul rakipsiz bir sanat fuarı. Rakipsiz olmasının başlıca sebebi başarısından ziyade gerçekten de hiçbir alternatif fuarın bu coğrafyada yer almamasından dolayı. Türkiye’nin tek çağdaş fuarı olarak ve 13 yıldır varolduğu için bu gibi durumlar üzücü olabiliyor. Biraz da gelecek endişesi yaratıyor.
Katılmayanların aksine her yıl rutin olarak yer alan Pg Art Galeri kurucusu Pırıl Güleşçi Arıkonmaz bu yılın çok zor bir fuar yılı olduğunu vurgulayarak söze başlıyor: “Bu yıl katılım ücretine gelen zam ve üzerine bir de oynayan kur işimizi hiç kolaylaştırmadı. Çok fazla genç sanatçı temsil ediyorum ve onların görünürlüğe ihtiyacı olduğu için her şeye rağmen katıldım. Fakat bizler de bu kadar fedakarlık ve özveriyi ne kadar daha sürdürebiliriz bilmiyorum. Buraya kuruluma gelirken şaka ile karışık da olsa bu yıl jübilemi yapacağım diyerek geldim. Fakat seneye bu fiyatlara rağmen katılır mıyım bilmiyorum çünkü Art Dubai ile aynı fiyata geliyor. Hesabını siz yapın.”
Türkiye’de yaşayan uluslararası sanat eleştirmeni Arie-Amaya Akkermans her ne kadar yurt dışındaki fuarlara VIP olarak davet edilse ve Contemporary Istanbul için edilmese de fuarı ilk gezenlerden biri olarak, kendisine “Contemporary Istanbul’un sonu mu geldi” diye soruyorum. Yanıtı şöyle: “Sonunun gelip gelmediğini bilmiyorum ama kesinlikle acil bir tazelemeye ihtiyaç var. Fuar, sadece ziyaretçilere sunduklarıyla değil, kendi galerilerine sunduklarıyla da pek çok açıdan yetersiz. Bu yüzden galerilerin alternatif arayışında olmaları sürpriz değil. Buna uluslararası olarak bakarsanız, galeriler iki üç yıl boyunca bir fuara katılır. Kar ediyorlarsa devam ederler, etmiyorlarsa başka bir yol seçerler. Istanbul için de aynı şey neden söz konusu olmasın ki?”
Sonuç itibariyle bir dönüşüm söz konusu. Çağdaş sanat için yavaş ama Contemporary Istanbul için hızlı olması en hayırlısı olur. Bu dönüşüm sırasında fuara alternatif bir fuar yaratmak için kollar sıvanabilir, Bilgili Holding ile Akaretler projesi genişletilebilir ya da doğru işbirlikleriyle küçük ama ayakları yere sağlam basan servet kadar bir bedel ödenmediği alternatif bir fuar kurulabilir. Ana akım fuarlara rağmen kurulmuş ve talebe uygun olarak gelişmiş birçok fuar örneği var. Liste fuarı örneğin bunlardan biri ya da Sao Paulo’daki Semana de Arte ya da Torino’daki DAMA ve Saatchi Galeri tarafından yürütülen The Other Fair.
Neden aynısı Türkiye için de olmasın?
Yabancı direktöre rağmen yerli koleksiyoner
Contemporary Istanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli’nin kararı üzerine son iki yıldır İran asıllı İngiliz Kamiar Maleki fuarın direktörlüğünü yapıyor. Londra’da yaşayan koleksiyoner bir ailenin oğlu Maleki, sosyal medya hesaplarından gördüğümüz üzere, yılın her haftası İstanbul’da fuar için toplantılar yapıyor. Yabancı fuarları çok sık ziyaret ediyor. Uluslararası sanat piyasasına gayet hakim ve Londra’da önemli isimlerin katılımı olan davetler veriyor. Peki bu denli yabancı ‘network’a sahip bir direktörün yönettiği ve çok sıkı bir çalışma takvimi ortaya çıkarttığı fuarda en bariz eksiklik nasıl oluyor da yabancı koleksiyoner eksikliği oluyor?
Ali Güreli’nin Maleki’yi ataması çok doğru bir karar. Fakat acaba mevcut direktörümüz beklentiyi karşılayamadı mı?
Bu beklentiyi karşılayamama durumu bazı galeriler için fuara katılmama sebebi olarak bile gösteriliyor.
Örneğin üçüncü kez fuara katılmayan ArtSümer kurucusu Aslı Sümer, “Biz zaten Türkiye’de yaşayan koleksiyonerlerin çoğu ile çalışıyoruz. Benim fuardan beklentim daha ziyade yurt dışından gelen koleksiyonerler ile tanışmak. Bunu sağladığını gördüğüm zaman tekrar katılmak bir ihtimal olacaktır. Şimdilik, bu fonu beklentilerimi sağlayacak farklı opsiyonlar için kullanmayı düşünüyorum” diyor.
Bilgili Holding, Club Fine Arts ve Merkur Galeri kurucusu Sabiha Kurtulmuş işbirliğiyle gerçekleşen ‘Akaretler’de Sanat Haftası’ projesi dahilinde Merkur Galeri ve ArtSümer karşılıklı aynı katta ayrı bölümlerde, geçmiş fuarlardaki standlarını aratmayacak şekilde yerlerin aldılar. Proje dahilinde partiler, konuşmalar ve davetler verildi.
Kurtulmuş, “Fuarın misyonu önemli ancak özellikle Türk galerilerinin satış beklentilerini karşılamalı. Benim için daha çok halk ağırlıklı bir ziyaret kitlesine hitap eder oldu. O da önemli ama o misyon müzelere ve galerilere ait olmalı. Fuarlarda ise asıl beklenti satış yapmak ve yeni ilişkiler kurmaktır. Ben son iki senedir bu konuda mutlu olamadım. Dolayısıyla katılmadım” diyor.
Contemporary Istanbul’un en büyük sıkıntılarından biri uluslararası olabilmek konusunda gayret sarf etmesine rağmen yerel kalmak. Fuarın en başta, yurt dışından koleksiyoner getirebilecek birine ihtiyacı var. Türkiyeli sanatçıların yurt dışıyla köprü kurması konusunda ortam sağlayan tek yer yılda bir kere gerçekleşen Contemporary Istanbul fuarı.
Tabii ki 15 Temmuz sonrası Türkiye bambaşka bir yöne doğru evrildi, politik ve ekonomik birçok sıkıntıya girdi. Fakat bir fuar eğer ki öncelikle yerel galerilerinin ve sanatçılarının beklentisini karşılamada sorun yaşıyorsa, bu durumu masaya yatırıp tekrar bir düşünmek lazım.
Pilevneli Galeri’nin kurucusu Murat Pilevneli, konuyla ilgili görüş belirtirken, “Kamiar Maleki doğru bir karar ancak yabancılarla ileri noktada iletişim kurabilecek çok yetkin Türkler de var. Çift taraflı gitmek ve onları da devreye sokmak gerekli. Türkiye’yi en iyi şekilde, alanında güvenilir Türkler anlatabilir. Seferberlik şeklinde yapılacak böyle bir çalışma, fuarı iki sene içinde zirveye taşıyacaktır. CI’ın uluslararası alanda önemli bir fuara dönüşebileceğine inanıyorum” diyor.