CANAN COŞKUN
canancoskun@diken.com.tr
@canancoskun
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ÇED Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı ve kızı Cansu Yapıcı’nın Gezi eylemleri sırasında gözaltında çıplak aramaya maruz kalmasıyla ilgili üç polisin ‘işkence’ suçundan yargılandığı davanın beşinci duruşması bugün görüldü.
Mahkeme başkanı, emniyetten nezarethanenin şartları ve çıplak aramayla ilgili ‘siyasi olmayan’ başka tanıkların bildirilmesini tutanağa geçirirken, Yapıcı’nın avukatı itiraz etti.
Başkan, bunun üzerine Gezi eylemleri nedeniyle gözaltında bulunmayan kişilerin listesini istedi.

İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanık polisler katılmadı. Cansu Yapıcı ve avukatlarıyla polislerin avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada olaya ilişkin tanıklarla ilgili ilginç konuşmalar geçti.
Yapıcıların avukatı Meriç Eyüboğlu, 2013’te Gezi eylemleriyle ilgili gözaltına alınan kişilerle avukatların görüştüğünü, milletvekillerinin de ziyarete geldiğini belirtti ve bu kişilerin tanık olarak dinlenmesini istedi.
Sanık polislerden Songül Ekin Kılınç’ın avukatları İbrahim Metinoğlu ve Seçil Güleç Tabanca da olay tarihinde ‘siyasi olmayan suçlardan gözaltında bulunan’ kişilerin tanık olarak dinlenmesini talep etti. Avukat Didem Boz da avukat ve milletvekillerinin tarafsız olmadığını öne sürerek bu kişilerin de dinlenmesinin reddedilmesini istedi.
Mahkeme başkanı Adem Aygün, ara kararları yazdırırken emniyetten olay tarihinde gözaltında bulunan ve ‘siyasi olmayan’ kişilerin mahkemeye bildirilmesini tutanağa geçirecekti. Bu sırada avukat Meriç Eyüboğlu, bu tanıma itiraz etti. Mahkeme başkanı da ‘başka suçlardan gözaltında bulunan kişiler’ olarak düzeltti. Gezi eylemleri nedeniyle gözaltına alınan kişilerle görüşen avukat ve milletvekillerinin de isimlerinin bildirilmesi istendi.
Bir sonraki duruşma 25 Nisan 2023 saat 9:30’da yapılacak.
Ne olmuştu?
8 Temmuz 2013’te Gezi Parkı dönemin İstanbul valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun çağrısıyla açılmıştı. Polis o gün aralarında Mücella Yapıcı’nın da bulunduğu çok sayıda kişiyi gözaltına almış, gözaltına alınanlar dört gün boyunca İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde tutulmuştu.
Olaydan sekiz yıl sonra hazırlanan iddianamede aramayı yapan iki polis ve nezarethane amirinin Türk Ceza Kanunu’nun 94’üncü maddesinde düzenlenen ‘işkence’ suçundan üç yıldan 12 yıla kadar hapsi isteniyor.