“Türkiye’deki tarikat, siyaset ve ticaret üçgenini, İslamcı ideoloji ve tarikatların yasaları aşan ayrıcalıklara sahip olduğunu, laikliğin devlet eliyle yok edildiğini, bunun içinde askeri rejimin de yer aldığını, tarikatlere ve cemaatlere alınan genç çocukların 30 yıl sonra general olacağını ve Cumhuriyet’e karşı ayaklanacaklarını” da ondan okumamızın da önemi çok ama çok büyüktür.
Uğur Mumcu’nun yolu yolumuzdur.
27 yıl sonra daha da genişlemiş, uzamış olarak üstelik. Onun katli aydınlatılamasa da; Milli Eğitim’in cemaatlere, tarikatlere teslim edildiği, Yolsuzluk Algı Endeksi’nde Türkiye’nin 180 ülke arasında 91. sıraya gerilediği, bir yıl içinde 13 puan birden düştüğü, bu puanla, dünyadaki yolsuzluk algısının örneğin Suudi Arabistan’ın, örneğin Katar’ın altına indiği bir dünyada, Uğur Mumcu’nun ışığı yolumuzu çok daha güçlü aydınlatmayı sürdürecektir.