Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Dün başlayan yargılamada Hemşire Hasan Gök, bu itirafı yaptı ve “Kimse hayrına bir şey yapmıyordu. Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) para almak için yatışlar uzatılıyordu.” dedi.
Bebekleri ölüme gönderen çetenin SGK’yı hedef seçmesi ise bu büyük ve köklü kurumun, Sağlık Bakanlığı ile özel hastanelerle yaptığı geri ödeme anlaşmalarına dayanıyor.
SGK İstanbul İl Müdürlüğü, iddianamede “suçtan zarar gören” olarak anılıyor. SGK’nın zarar görmesi ise hepimizin zarar görmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla şu anda haklı ve doğal olarak eleştirilerin odağında bulunan Sağlık Bakanlığı’nın yanı sıra; bebekleri öldüren ölüm çetesinin de para için hedef seçtiği SGK’nın da bu çürümüş sistemle kamuoyuna kapsamlı bir açıklama yapması gerekiyor.
SGK, bu iddianamenin ilk açıklandığı günlerde, geçen ay bir açıklama yapmış ve “yenidoğan çetesi” soruşturmasında adı geçen hastanelerden SGK ile sözleşmesi bulunanlara yönelik incelemenin 3 başmüfettiş ve 3 müfettişle yürütüldüğünü bildirmişti.
AA haberine göre, SGK açıklaması şöyleydi:
“Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 24 Kasım 2023 tarihindeki talebi üzerine kamuoyunda ‘yenidoğan çetesi’ olarak gündeme gelen konuyla ilgili 29 Kasım 2023 tarihinde inceleme Kurumumuzca başlatılmıştır. Savcılığın soruşturma yaptığı hastanelerden SGK sözleşmesi bulunan hastanelere yönelik gerekli incelemeler 3 başmüfettiş ile 3 müfettişimiz tarafından titizlikle yürütülmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu olarak, mevzuatımız çerçevesinde anlaşmamız olan hastaneleri yalnızca fatura ve mali yönden denetlemekteyiz.”