İstanbul Silivri Cezaevi’nde ‘kalp krizinden öldüğü’ iddia edilen Ferhan Yılmaz’ın yoğun bakım görüntüleri işkence iddialarını doğruluyor.

Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi, işkence iddialarıyla gündemde.
Evrensel’den Meltem Akyol’un aktardığına göre 6 Nisan’da 60 gardiyan girdikleri koğuşlarda mahpuslara işkence etti ve kendilerini öldürmelerini istedi.
Baskılar sonucu bazı mahkumların topluca intihar ettiği öne sürülürken Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, “Tamamen gerçek dışıdır. Söz konusu iddialar iyi niyetten uzak, kamuoyunda algı oluşturmaya yöneliktir” diyerek iddiaları yalanladı.
Ardından söz konusu cezaevinde bulunan Ferhan Yılmaz’ın öldüğü ortaya çıktı.
10 Nisan Pazar günü hastaneye kaldırılan Yılmaz’ın yakınları, ölüm nedeninin kendilerine ‘kalp krizi’ olarak açıklandığını ancak Yılmaz’ın vücudunda işkence izleri bulunduğunu söyledi.
Evrensel’e konuşan Ferhan Yılmaz’ın ağabeyi Hikmet Yılmaz, şunları dedi: “Bize kalp krizi dediler. Cenazesini yıkarken gördük, sanki boynuna çamaşır ipiyle asılmış gibi iz var, her iki gözü patlamış, gözlerinden kan geliyor, burnu sanki tamamen kırılmış pamuklarla doldurulmuş, göğüs kısmında büyük bir şişkinlik ve morluk var sanki ağaç saplanmış gibi. Üst dudağı neredeyse bir avuç kadar şişmişti. Sağ ayak kısmı dikişliydi.”
Bunun üzerine Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yeni bir açıklamayla Yılmaz’ın, koğuşunda rahatsızlandığını önce Silivri Ceza infaz Kurumu Devlet Hastanesi’ne oradan da Silivri Devlet Hastanesi’ne sevk edildiğini iddia etti.
Müdürlüğün açıklamasında Ferhan Yılmaz’ın 10 Nisan Salı günü saat 18:30’da Silivri Devlet Hastanesi, genel yoğun bakım servisinde tedavisi devam ederken kardiyak arest (kalp durması) sebebiyle vefat ettiği yazıyordu.
‘Bu kalp krizi geçirmiş birisinin görüntüsü mü?‘
Ancak Ferhan Yılmaz’ın Evrensel’e ulaşan yoğun bakım görüntüleri ailenin ‘işkence’ iddialarını doğrular nitelikte.
Görüntülerden sonra konuşan Ferhan Yılmaz’ın ağabeyi Hikmet Yılmaz, “Tam size dün anlattığım gibi. Görüyorsunuz siz de… Dudaklarını, burnunu. Bu kalp krizi geçirmiş birisinin görüntüsü mü? Bu görüntüye bakıp bu çocuk kalp krizi geçirdi diyebilir misiniz” diye sordu.
Sorumlularla ilgili yetkilileri de göreve çağıran Yılmaz, şunları söyledi: “Ne gıda zehirlenmesidir ne de kalp krizidir. Açık ve net kendini gösteriyor ki 90’lı yıllarda Diyarbakır Cezaevi’nde yapılan Silivri’de kardeşime yapılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu fotoğrafa bakıp Silivri Cezaevi müdürüne herhangi bir işlem yapmayacak mı? Bu sorumluların görevden alınmasını ve yargılanmasını istiyoruz. Her kim ki buna sessiz kalırsa yargı, yetkililer, onlar da bunun ortağı olur.”
Belgede ölüm nedeni bulaşıcı hastalık olarak gösterilmiş
Öte yandan Halk Tv’den Hazar Dost ise cezaevinde hayatını kaybeden Yılmaz’ın ölüm belgesine ulaştı.
Belgede, Yılmaz’ın ölüm nedeni, ‘bulaşıcı hastalık’ olarak belirtilirken herhangi bir kalp krizi ya da kalp durması kaydı olmadığı görülüyor.
Başsavcılıktan açıklama
Gelişmeler üzerinde Silivri başsavcılığı açıklama yayınladı.
Yılmaz’ın bedeni üzerinde ‘darp cebir, kesici delici alet, ateşli ateşsiz silah yarası, boğma, boğulma izine ait bulguya rastlanmadığı’ iddia edilirken ‘olayın soruşturulacağı’ yazıldı.
CHP’li Tanrıkulu: Sadece geçen ay 138 vaka var
Bugün HDP’nin grup önerisi üzerine konuşan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Yılmaz’ın başına gelenleri Meclis’e taşıdı.
‘Bunun gibi binlerce vaka olduğunu’ söyleyen Tanrıkulu, “Biraz önce abisiyle görüştüm, gerçekten ağladım telefonda ya, utandım insanlığımdan ya! Ya, siz Türkiye’yi ne hale getirdiniz” dedi.
CHP’li vekil şöyle konuştu: “Sadece geçen ay, şubatta benim telefonuma gelen, sosyal medya hesaplarıma gelen cezaevlerinde 138 vaka var, 138 vaka; işkence vakası. Alt komisyon cezaevlerini ziyaret ediyor, alt komisyon, insan hakları komisyonunun alt komisyonu cezaevlerini ziyaret ediyor; o bulguları lütfen bir okuyun. Sistematik olarak bütün cezaevlerinde kötü muamele ve işkence var, sistematik olarak her tarafta var; onları bir okuyun.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra vizyonunuz değişti; cezaevlerindekilere düşman ceza hukuku uyguluyorsunuz, düşman ceza hukuku! Bu parlamentonun yazdığı raporlar dikkate alınmıyor, hiçbir yerde dikkate alınmıyor. Milletvekillerimiz gidiyorlar, özveriyle çalışma yapıyorlar ama o çalışmalar sonunda yazdıkları bulgular, maalesef, Cezaevleri Genel Müdürlüğü tarafından -bir parti politikası olduğu için, AK Parti’nin politikası olduğu için- yerine getirilmiyor bütün bunlar.
Yoksa Türkiye’nin en berbat cezaevi olan Silivri Cezaevi’nde bu olur mu ya? Bu olur mu ya? Otopsi raporu beş ay sonra çıkacakmış. Bir iddiayı daha burada söylüyorum, bir iddiayı daha: ‘Ya, daha önce nasıl çıkar’ falan diye konuşmaya çalışmışlar, rüşvet istenmiş. Daha dün ya, daha dün Adli Tıp Kurumu’ndan ‘Eğer şu kadar para verirseniz, daha şu kadar para verirseniz bu raporu beş ayda değil de iki ayda çıkaracağız’ diye aileye haber göndermişler ya.
Değerli arkadaşlar, çürüttünüz, gerçekten çürüttünüz Türkiye’yi de. Bu resimden dolayı herkesin utanması lazım, herkesin utanması lazım.”