NATO son Varşova zirvesinde ‘caydırıcılık’ ifadesi eşliğinde ‘Soğuk Savaş’ retoriğini canlandırdı. Doğu Avrupa’ya yığınak yapıyor, nükleer anlaşmaya rağmen ‘İran tehdidi’ gerekçesiyle füze kalkanı aktive ediliyor. Gözler Karadeniz’de.
Buna karşın Rusya, Suriye üzerinden Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’e yerleşti. En son WSJ’de hayretler içinde okuduk. Ruslar, Hava-Uzay Kuvvetleri uçaklarıyla16 Haziran’da Ürdün sınırındaki gizli ABD-Britanya üssünü, özel kuvvetler çıktıktan hemen sonra ‘cihatçı üssü zannederek’ vuruvermiş. Koordinasyon eksikliğinin sonucu! Rusların çok zeki hamleler yaptığına şüphe yok. John Kerry’nin 1415 Temmuz’da Moskova’ya gidip Suriye’de yeni işbirliği önerisi sunma sebebi artık daha anlaşılır.
Artık Karadeniz ayağı daha önemli. Epeydir Montrö’ye aykırı olarak NATO’nun Karadeniz’de ‘kalıcılaşması’ konuşulurken, darbe girişimi sonrası Türkiye’nin ‘Rusya’yı çevreleme’ stratejisine katılması çok zor. Erdoğan’ı ilk arayanın Putin olması boşuna değil. İran Dışişleri Bakanı Zarif’in sabahın körü tweet atıp darbeye karşı çıkması da öyle…