Erdoğan, Brüksel’de Merkel’e, “Sizde çok Deniz var, ben size bunların dosyalarını da verdim” dedi. Geçtiğimiz hafta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise daha tehlikeli bir ifadeyle “Gizli servisler gazetecileri ajan olarak kullanmaya başladılar” dedi.
Ortada henüz iddianame bile yokken Yücel hakkında karar verilmiş, tutukluluğu bir rehine pazarlığına çevrilmiş durumda. Aynı gerekçeyle alınan, Almanya’yla ilişkilerde ‘rehine değeri olmayan’ diğer üç gazeteci neden hâlâ cezaevinde bilmiyoruz, daha doğrusu onlar neyin rehinesi onu bilmiyoruz.
Günümüzde iktidarların yol açtığı sorunlar sınırlarla çevrili değil. Erdoğan’ın basın özgürlüğüne açtığı savaş da artık sadece Türkiye’nin sorunu değil… İşini yapmaya çalışan herhangi bir gazetecinin kendisini bir pazarlığının ortasında bulması çok olası.
İçeride “Ayağınızı denk alın mesajı vermek” dış politikada el rahatlatmak amacıyla gazeteciler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, Fransız Gazeteci Mathias Depardon gibi geri gönderim merkezinde neyle suçlandığını bile bilmeden bir ay tutuluyor, sınır dışı ediliyor.