Şimdiki dönemde 28 Şubat’tan daha yoğun ve daha net bir ‘iktidar tekelleşmesi’ mevcut. İktidar esas olarak Tayyip Erdoğan’ın ‘tek eli’nde toplanıyor…
Bunun medyaya yansıması ise işte ‘Alo Fatih’ ile simgelenen haliyle ana akım medyanın kilit noktalarına, medya konusuyla hiçbir ilişkisi olmayan, hiçbir medya geçmişi bulunmayan ‘siyasi komiserler’ getirilmesidir.
28 Şubat’tan önemli bir fark, o dönemde Genelkurmay’a bir bakıma ‘gönüllü’ boyun eğiş, bu kez, söz konusu değil. Boyun eğiş yine var ama kuruma dönük gönüllülüğün yerini ‘kişi’den duyulan ‘korku’ almış vaziyette.
2014’ün dünyası ve Türkiyesi, kuşkusuz, 1990’ların son yıllarıyla karşılaştırıldığında ‘muhalefet üzerinde kontrol’ sağlamak bakımından çok zor. Böyle bir durumda, ‘korku’ çok etkili bir araç olarak göze çarpıyor.
Türkiye’de medya, ‘Tayyip Erdoğan korkusu’na direnmeden ‘Alo Fatih dönemi’nden çıkılamaz. ‘Alo Fatih dönemi’ ise devamı halinde, Türkiye’nin demokrasisinin ve ekonomisinin çöküşünün habercisi olmaktan başka bir şey değildir.