Karl Marx, kendi yaşam süresi sırasında Fransa’da yaşanan gelişmeyi ‘Louis Bonaparte’ın 18. Brumaire’i’ isimli kitapla anlatmış ve analiz etmişti. Çok muhtemeldir ki tarih, 17 Aralık 2013 tarihini ‘paralel devletin tasfiyesi’nin başladığı süreç veya ‘Tayyip Erdoğan’ın kendisine karşı ‘darbe’yi önleme tarihi’ olarak kaydetmekten ziyade, ‘Tayyip Erdoğan’ın sivil darbesi’ olarak kayda geçirecektir.
17 Aralık’tan bu yana olanları arka arkaya sıralamak –İnternet ve HSYK yasaları- bu değerlendirmenin, elle tutulur, somut kanıtları halindedir. Son olarak Türkiye’yi bir ‘Muhaberat Devleti’ne dönüştürecek, her türlü kurumu ve bireyi Milli İstihbarat Teşkilatı’na ‘online hale getirecek’ hükümler içeren MİT yasa tasarısı, ‘Tayyip Erdoğan’ın sivil darbesi’nin ‘istinat duvarları’ olarak tarih sicilinde yer bulacaktır. Fransa’da 19. yüzyılda ülkenin ‘seçilmiş ilk cumhurbaşkanı’ Louis Bonaparte ile Türkiye’de 21. yüzyılda ülkenin ‘seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olmak isteyen’ Tayyip Erdoğan arasındaki ‘ortak payda’, her ikisinin de iktidardayken ‘sivil darbe’ yapmış olmalarıdır.