• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Castro, Chavez ve Erdoğan

27/11/2016 20:27


levent gultekin kelleLEVENT GÜLTEKİN

[email protected] / @acikcenk

Sabah akşam demokrasi, özgürlük, insan hakları, evrensel değerler, bağımsız yargı, bağımsız medya diyenlerin, ölümü üzerine Fidel Castro’ya düzdükleri övgüleri görmemiş olsaydım böyle bir yazıya ihtiyaç duymayacaktım.


Amacım Castro’yu yermek değil.

Emperyalizme kafa tutmuş, onların çarkına yem olmamış bir lidere, yenilmiş dünyanın çocukları olarak hepimiz duygusal bir yakınlık hissediyoruz.

İşte bu duygum beni Küba’ya kadar götürdü.

2.5 yıl önce önce dünyaya meydan okumuş bu liderin neler yaptığını, bu meydan okumanın ardından nasıl bir ülke yarattığını görmek için Küba’ya gittim.

Size uzun uzun Küba’yı anlatacak değilim.

Çünkü o günlerde “Küba’dan bildiriyorum!” başlıklı bir yazı yazmış, izlenimlerimi anlatmıştım.

Ülkede, Erdoğan’a muhalif olup; Castro, Chavez gibi sosyalist otoriter yönetim anlayışına sahip liderlerden büyük övgüyle bahseden, onları göklere çıkaran sözüm ona kimi solcu demokrat zevatın yaşadığı derin çelişkiye dikkat çekmek istiyorum.

Önce Küba’da yaşadığım bir olayı anlatayım, sonra esas meseleye geçeceğim.

Küba’da kaldığımız evden ayrılırken bize hizmet eden garsona, arkadaşım 100 dolar bahşiş verdi.

O çocuğun yüzünü görmeliydiniz.

“Niçin bu kadar şaşırdın?” diye sordum “Ben doktorum, aylık 20 dolar maaş alıyorum. Akşamları buraya gelip size hizmet ediyorum. Ay sonunda 30 dolar da buradan alıyorum, 100 dolar benim için çok büyük rakam” dedi.

Ülkedeki yoksulluğun boyutunu görüp ve bu çocuğun söylediğini duyunca “Eşitliği yoksullukta sağlamışlar” demiştim.

Neyse dediğim gibi sosyal medyada aklı başında görünen insanların Castro’yu göklere çıkaran, onu kutsayan mesajlarını görmeseydim belki ben de yanlışlarıyla, doğrularıyla tarihe adını yazdırmış bu lidere bir kaç güzel cümle eder konuyu kapatırdım.

Fakat ülkemizdeki “bizden olanı” kayırma hastalığından, aklı değil duyguyu ön plana koyan bu yaklaşımlardan artık tiksinti geldi.

Bu ülkenin niçin iflah olmadığının, olmayacağının bir kez daha görülmesi için yaşadığımız bu sefalete neden olan hastalığın kaynağına dikkat çekmek için yazıyorum bu konuyu.

Castro için söylenecek elbette çok olumlu cümleler var. Ama yanlışlarına vurgu yapmadan sadece övmek bizi savunduğumuz değerleri önemsemez durumuna düşürüyor.

O nedenle sormak istiyorum:

Biz Erdoğan’ı niçin eleştiriyoruz? Demokrasiyi yok ettiği, özgürlükleri askıya aldığı, ifade özgürlüğünü kısıtladığı, bağımsız medyayı, bağımsız yargıyı ortadan kaldırdığı, dış politikada aklı selimi bir tarafa bırakıp dünya ile ilişkileri kesmeye çalıştığı için eleştirmiyor muyuz?

Bütün bunları yaptığı için kimileri Erdoğan’a diktatör demiyor mu?

Dış politikada diplomasiyi bir tarafa bırakıp, akılla değil duyguyla hareket etmesinin bu ülkeyi bir felakete sürükleyeceğini söylemiyor muyuz?

“Boyun eğmemek başka, hamasetle meydan okumak başka” demiyor muyuz? Bütün bunları yaptığı için Erdoğan’ı eleştirmiyor muyuz?

Peki Erdoğan’ın yaptığı neyi Castro geçmişte yapmadı?

Bağımsız medya mı bıraktı Küba’da? 3 gazete, 2 TV var hepsi devlet kontrolünde. TV, gazete açmak yasak Küba’da. Bağımsız yargı mı var?  Özgürlük mü var? Muhaliflerine ifade özgürlüğü mü tanıdı?

İnsan hakları mı var? Gece gündüz Erdoğan’ın ensesinde boza pişirip “kopma, uzaklaşma” dediğimiz o evrensel değerlerin tek bir tanesi uygulanıyor mu Küba’da?

Erdoğan Twitter’ı iki saat kapatıyor diye diktatör ilan ediyoruz. Küba’da bırakın Twitter’ı bu çağda doğru düzgün internet bile yok. İnternete bağlanmak izne tabi. Evinde bilgisayar olanların oranı yüzde 3.

Türkiye’de demokrasi yok ediliyor diye Erdoğan’a kızıyor, eleştiriyoruz.

Peki Castro’nun ülkesinde demokrasi var mı?

Ne demokrasisi seçim bile yok. 50 yıldır ülkeyi kafasına göre yönetiyor.

Erdoğan damadını bakan yapınca bu hareketi yakışıksız, sakil bulduk.

“Bunu ancak diktatörler yapar” dedik. Peki 50 yıldır halka görüş sormadan ülke yönetmiş giderken de yerini kardeşine bırakmış bir lidere sırf ideolojik yakınlıktan dolayı hayranlık duymak, onu göklere çıkarmak entelektüel sefalet değilse nedir ki?

Bu anlayışa sahip bir lider özlemi mi çekiyorsunuz? O zaman Erdoğan’a niçin muhalifsiniz Allah aşkına? Niçin?

Bir Ak Partili “Castro’yu sevdiğinize göre Erdoğan’ı niçin sevmiyorsunuz?” diye sorsa ne cevap verirsiniz?

Anti-emperyalist olmak, dünyaya meydan okumak bir lideri sevmek, hayran olmak için yeterli gerekçeyse Erdoğan da meydan okuyor, herkese kafa tutuyor.

Böyle yaptığı için peki ona niye kızıyorsunuz?

“Ama Castro halkı için yaptı tüm bunları, halk da onu çok seviyor” diyorsunuz. Halk seviyor da olabilir. Fakat 50 yıldır seçim olmamış, baskının hüküm sürdüğü bir ülkede halkın ne  düşündüğünü nereden biliyorsunuz?

Kaldı ki halkın takdiri yeterli bir veriyse, Erdoğan 14 yıldır girdiği bütün seçimlerde halkın desteğini almış.

Siz Chavez, Castro gibi liderlere hangi gerekçelerle hayransanız bu halk da aynı gerekçeyle Erdoğan’a hayran.

O zaman Erdoğan’a olan hayranlık niye zorunuza gidiyor? Niye burada halka hakaret edip duruyorsunuz? Bu durumda sizin onlardan ne farkınız kalıyor ki?

Amerika’nın kumar üssü haline gelmiş bir ülkeyi bu girdaptan kurtarmak için Castro belki de iyi niyetle bir devrim yaptı. Fakat Küba’yı çeşitli nedenlerle yaşanabilir bir ülke yapamadı. Bu başarısızlığını da 50 yıldır hamasetle, ideolojik kılıfla örtmeye çalıştı.

Bunun sonunda ülke adeta yok oldu. Yetişmiş insanları ülkeyi terk etti.

Yoksulluk o ülkeyi çürüttü. Tek bir değer bırakmadı.

“Ama emperyalistler Küba’ya ambargo uyguladı o yüzden böyle oldu” diyorsanız, Erdoğan’ı bahane eden Batı, yarın Türkiye’ye ambargo uyguladığında bunun suçunu da Batı’ya atarsınız. Öyle mi?

Gidin o çok hayran kaldığınız liderin ülkesindeki kadının durumuna, statüsüne bir bakın. İnsanlığınızdan utanırsınız.

Demokrasi, özgürlük, insan hakları, eşitlik gibi değerlere dikkat etmeyip ilkelere göre değil, insanlarla kurduğunuz ideolojik yakınlığa göre hareket edebilirsiniz.

Bu yakışıksız durum sizin sorununuz.

Fakat hem böyle yapıp hem de bu halk bizi niçin duymuyor, bize niçin güvenmiyor, demokrasi, özgürlük diyoruz, bize niçin inanmıyor diye yakınmanız çok tuhaf.

Tarafgirlikle tutum belirlediğinizde toplum sizin esas derdinizin özgürlükler, demokrasi, insan hakları gibi değerler değil ideolojik bir saplantı olduğunu düşünüyor.

Böyle gördüğü için de bunca defosuna rağmen Erdoğan’ı terk etmiyor.

Eminim ki Castro’ya düzdüğünüz o övgüleri gören AK Partililer demokratlığınızın sahiciliğine gölge düşüren bu  tavrınızdan sonra Erdoğan’a olan bağlılıklarını bir kez daha tazelemişlerdir.

Diğer taraftan başta ana muhalefet partisinin kimi mensupları olmak üzere “içerideki diktatörden” yakınanların bir kısmı da Castro’ya Atatürk’le ilgili olumlu sözlerinden dolayı hayranlık duyuyor.

Sevdiğimiz, beğendiğimiz birine övgü düzdüğü için yaptıklarına, ettiklerine bakmadan birine hayran olmak, onu göklere çıkarmak…

Ne korkunç bir aşağılık kompleksi, ne büyük bir sakillik.

Düşünce, akıl, değer yoksunluğu ve ilkesizlik her tarafı teslim almış.

Herkes hatasına, yanlışına rağmen kendinden gördüğüne sahip çıkacak, hayran olacaksa biz neyin mücadelesini veriyoruz ki?

Filed Under: Agora

Tüm yazılar: Levent Gültekin

SON HABERLER

Muhalefet nasıl bir adayla seçimi kazanabilir?

İHSAN DAĞI @ihsandagi Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayını tespitte … Devamı...

Vaka sayısı bugün de 1000’in altında

Türkiye'de son 24 saatte 966 vaka kayda geçerken, üç kişi hayatını … Devamı...

Funda Arar ve Derya Uluğ’un Isparta’daki konserleri iptal

Şarkıcı Derya Uluğ ve Funda Arar, Isparta'daki konserlerini iptal … Devamı...

‘Sosyal medya yasası’ ifade özgürlüğü kısıtlanmasın diyeymiş

AKP Sözcüsü Mahir Ünal, yeni sosyal medya yasasını ifade özgürlüğünü … Devamı...

Varşova Modern-Salt ortak sergisi: Bilinmeyene Doğru

Salt'ın Varşova Modern Sanat Müzesi işbirliğiyle düzenlediği 'Bilinmeyene … Devamı...

Dünyanın en büyük viskisi 1,4 milyon dolara satıldı

Dünyanın en büyük şişe viskisi düzenlenen açık artırmada 1,4 milyon dolara … Devamı...

Akşam Postası / 28 Mayıs 2022

Moody’s Türkiye’nin notunu güncellemedi Uluslararası kredi … Devamı...

Deniz Seviyesinde Tiyatro Festivali bu yaz Ayvalık’ta

Deniz Seviyesinde Tiyatro Festivali'nde Ayvalık'ta ünlü oyuncular sahneye … Devamı...

‘Stranger Things’in tanıtımı için açılan pizzacının girişi Twitter kullanıcılarının diline düştü

Netflix dizisi 'Stranger Things'in merakla beklenen yeni sezonunun tanımı … Devamı...

Metaverse’den arsa toplayanlara Epic Games yöneticisinden kötü haber

Epic Games şirketinin yöneticisi ve Unreal Engine'in genel müdürü Marc … Devamı...

Tahir Elçi, em te ji bîr nakin (*)
Yakınlaşmaya devam: Trump Jr.’ın İstanbul seferi

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1670 gündür hapiste

YAZARLAR

Muhalefet nasıl bir adayla seçimi kazanabilir?

İhsan Dağı

Az kalsın konsolide oluyordum, verilmiş sadakam varmış!

Murat Sevinç

Ukrayna’dan Suriye’ye uzanan faylar

Bahadır Kaynak

Benim mezhepçi tanışlarım, aslında yok muydu?

Murat Sevinç

‘Hikaye’ olma hikayeler yaşa

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazarlar yazılarından sessizce çekilmesini bilmeli!

Mustafa Dağıstanlı

Kılıçdaroğlu aday olursa…

Levent Gültekin

GÜNÜN 11’İ

Mustafa Karaalioğlu: İki kanat da cümbüşe iştirak etmekte beis görmedi

Deniz Zeyrek: Dosta düşmana nasıl izah edeceğiz?

Uğur Dündar: Kılıçdaroğlu iktidar cenahında paniğe neden oldu

Ahmet Takan: Nebati, saray divanında Tayyip Erdoğan’dan esaslı bir fırça yemiş

Esin Övet: Bunların hepsi gerçek mi? Ne oluyor bir bilen var mı?

Mustafa Balbay: İktidar halkı susturma arayışında

Remzi Özdemir: Hiçbir şey vatandaşa gösterildiği gibi değil

Mehmet Barlas: Yunanistan, PKK’nın yerini hızla alacak gibi

L. Doğan Tılıç: ‘Göç’ haberi sadece ‘göç’ haberi değildir

Zeynep Gürcanlı: Suriye çok hareketli

İhsan Çaralan: Suriye’ye operasyon, iktidarın en önemli kozu

Köpeğe benzemek için 2 milyon yen harcadı

Binlerce kilometre göç: Küçük akbabalar üremek için Kars’ı ‘tercih etti’

‘Stranger Things’in yeni sezonu uyarı mesajıyla başladı: Texas okul katliamıyla benzer sahneler var

Sıcakta arabada bıraktığı dört köpek öldü: Gözaltına alındı

Dünyanın en yaşlı köpeği tahtını Pebbles’a kaptırdı

Sıradışı bir vaka: Seksten sonra hafıza kaybı yaşayan adam

Bitki zararlılarına karşı ‘yapışkan tuzak’la mücadele

Market zincirine ‘destek kedimi içeri almadın’ davası

Jodie Foster ilk kez televizyonda: True Detective’de oynayacak

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi