Bir yandaş medya organı dün YouTube denetimi ile ilgili ilk taslağın nasıl olduğunu duyurdu.
Buna göre YouTube yayını yapmak isteyenle RTÜK’ten lisans almak zorunda kalacaklar.
Yani tıpkı televizyon ve radyo yayını gibi olacak, kişiler ya da kurumlar kendi başlarına YouTube kanalı açamayacak, RTÜK’ten frekans satın alacak.
RTÜK lisans almayan kanallara erişim yasağı getirecek.
Eğer yayınları başkanın hoşuna gitmezse lisans almış olsa bile bir YouTube kanalı kaldırılabilecek.
Lisans bedeli 643 bin lira olacak.
Her kullanıcı RTÜK’e aylık gelirinin yüzde 1.5’ini verecek.
RTÜK tıpkı radyo ve televizyonlara verdiği gibi YouTube kanallarına da para cezası uygulayabilecek.
RTÜK başkanının “rüya gördüğünü” yazmak istemem ama bunların olması mümkün değil.
Çünkü YouTube bütün dünyanın kabul ettiği bağımsız bir ortak yayın programı.
YouTube’un çıkış nedeni de “Kişi ve kurumların devletten izin almadan, bağımsız biçimde, bir gelir sağlayarak ya da bundan yararlanmayacak yayın yapmalarına olanak tanımak” diye tanımlanıyor.
Devletler YouTube yayınlarına karşı kendi hukuk kurallarını uygulayarak yaptırımda bulunabilirler elbette ama ana verici kaynağı bir başkasında olan sistemin içinden frekans satışı yapamazlar.
RTÜK başkanının ve tabii ki sarayın hedefi beğenmedikleri YouTube yayınlarını engellemek.
Ancak YouTube sadece siyasi konuşmalar yapan gazeteci ve akademisyenlerin platformu değil ki.
Bu platformda müzik, sinema, tiyatro, eğitim programı, tarih, din, bilim, spor, her türlü aktivite konularında binlerce yayın var.
Şimdi siz kalkıp bunların hepsine “benden frekans alacaksınız, şu kadar da para ödeyeceksiniz” demeye kalkarsanız dünyada gülünç olursunuz.