• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Buluşalım artık!

15/05/2022 12:17


PSK. DR. FEYZA BAYRAKTAR

[email protected]

Son yıllarda -özellikle de büyük şehirlerde-  “Yalnız hissediyorum”, “Artık hiç yeni arkadaş edinemiyorum”, “Bir türlü buluşamıyoruz”,  “Bu gidişle yalnız öleceğim” benzeri serzenişleri daha sık duyar olduk. Pandemiyle birlikte evin insanı kendine çeken gücü, sosyalleşme alışkanlığını bastırıp bu serzenişleri hepten yaygınlaştırdı gerçi ama öncesinde de insanlar hayli şikayetçiydi giderek yalnızlaşmaktan..


Evet giderek yalnızlaşıyoruz; birbirimizi aramıyor, konuşmuyor, onun yerine daha çok mesajlaşıyoruz. Hatta sanki kelime başına ücret ödüyormuşuz gibi mesajlaşmalarımızda kelimeleri değil, kalıp emojileri kullanıyoruz. Arkadaşlarla buluşmuyor, birbirimizin hayatında ne olup bittiğini sosyal medya hesaplarından takip ediyor ve sadece gördüğümüz kadarını biliyoruz. Tanıdığımız insanlarla ilgili duygu ve düşüncelerimizi bile sosyal medya gönderilerinin altına yazıyoruz.

Hep çok meşgulüz ancak sosyal medyada hikayelere bakabilecek zamanımız hep var. Birçok kişiden oluşan WhatsApp gruplarında mesaj yağmurundan bunalıp grupları sessize alıyoruz. Öte taraftan, yalnızlaşmaktan, hep aynı kişilerle görüşmekten, dostları kaybedip yeni insanlarla tanışamamaktan şikayet ediyoruz. Sokakta eski bir arkadaşla karşılaştığımız zaman, ”Mutlaka ara”, “Kesin buluşalım” diyoruz, ama o telefon bir türlü çalmıyor.

“En son ne zaman görüşmüştük?”, “Oldu mu o kadar ya..?!” Zamanın ne kadar hızlı aktığının farkına ancak bu diyalogları yaparken varıyoruz. Birlikte birçok anı biriktirdiğimiz insanları görmüyor, yeni insanlarla tanışmıyoruz. Aynı çemberin içinde dönüp duruyoruz. Sanki bir deneyin parçasıymışız ve tüm değişkenlerin olabildiğince sabit kalması gerekiyormuş gibi aynı birkaç kişiyle -görüşebiliyorsak- görüşüyoruz.  Bir karakterin sahneye girerken aynı anda diğerinin çıktığı ve bir türlü karşılaşamadığı tiyatro oyunlarından birinin içindeymişiz gibi, aynı sahneyi paylaşıyor ama bir türlü bulaşamıyoruz. 

İlişkilenmek için ne yapıyoruz?

Hayat koşulları zor ve yorucu.  Arta kalan zamanları, her ne kadar şikayet etsek de seneler içinde inşa ettiğimiz konforsuz konfor alanında geçirmeyi tercih ediyoruz. Günümüzde, özellikle de belli bir yaştan sonra, iş hayatı dışında, yeni insanlarla tanışma olanaklarının hayli sınırlı olduğu göz önüne alınırsa birçoğumuz sosyal medya üzerinden yeni insanlarla tanışıyor, yazışıyor ama çoğunlukla onlarla da ilişkileri derinleştiremiyoruz. Sadece konuşup anı kurtarmaya, yalnızlığımızı paylaşmaya çalışıyoruz.

Bazı ülkelerde restoranda, sokakta, metroda yeni birisiyle tanışmak ve arkadaş olmak işten bile değilken bizim toplumumuzda -özellikle de büyük şehirlerde- bir yere giden insanlar birlikte olmanın tadını çıkarmaktansa telefonunu kurcaladığı için, çevredeki bir başkasıyla tanışmak, yeni arkadaş edinmek pek mümkün olmuyor. Tüm bunların sonucunda da yalnızlaşmaktan şikayet edip, “Yalnız öleceğim” endişesiyle -bize iyi gelmese de- var olan sözde ilişkilerimize tutunmaya çalışıyoruz.

Eskiye duyulan özlemi sürekli taze tutarken, bugün için bir şey yapmıyoruz. Teknoloji bu kadar gelişmemişken bağların kopmaması için birbirimizle konuşmamız, buluşmamız gerekiyordu. Belki hayat koşulları da bunun için daha elverişliydi ama günümüzde zaman ayırmak yerine birbirimizi boş zamanlarımıza sığdırmaya çalışıyor, sonra da ilişkilerin kopmasından, yüzeyselleşmesinden ve yalnızlaşmaktan dert yanıyoruz.

İlişkilenmek, bağları kuvvetlendirmek, bize iyi gelen insanlarla ilişkilerimizi sürdürebilmek ve yeni insanlarla tanışabilmek için emek harcıyor muyuz? Zaman zaman bize iyi gelmediği halde, sadece konforsuz konfor alanlarımız kesişiyor ve yalnız kalmayalım diye birilerine tutunmaya çalışmıyor muyuz? İlişkilerle ilgili okuyor, tespitler yapıyor ama değişimi gerçekleştirecek için adım atıyor muyuz?

Ne yapmalıyız?

Bir türlü gerçekleşmeyen “Kesin görüşelim”, “Mutlaka ara, ben de ararım”lardan yorulmadık mı? Belki de artık sürekli şikayet edip bir şey yapmamak yerine, ilişkilere emek harcamayı, insanlar için zaman yaratmayı öğrenmemiz gerekiyordur. Bir araya geldiğimiz zaman telefonlara değil, birbirimizin gözlerine bakmayı alışkanlık haline getirmemiz gerekiyordur. Bir yere gittiğimizde, oradaki diğer insanlarla tanışmak ve yeni bağlar kurmak için hem kendimize, hem de onlara fırsat verebileceğimizi göz ardı etmememiz gerekiyordur. “Yalnız öleceğim” düşüncesiyle bizi iyi gelmeyen insanlara tutunmaya çalışmak yerine, yeni insanlar için yer açmamız gerekiyordur.

Tabii bu noktada atlamamamız gereken bir gerçek var: Ölmek sosyal bir aktivite değildir ve zaten yalnız ölünür.

Yaşam öyküleri, diğer insanlarla kurduğumuz bağlarla renklenir ve zenginleşir.  Hayatımızda yeterince gereklilik varken, yenilerini eklemek yorucu gibi gözükse de travmatik deneyimlerin üstesinden gelmek, stresi daha sağlıklı yönetebilmek için ilişkilerin ve sosyal bağların önemini vurgulamadan geçmeyelim.

Sevip değer verirken, sevilip değer görebileceğimiz ilişkiler kurabilmenin de emek gerektiğini unutmayalım.

Filed Under: Agora, Vitrin-mobil

Tüm yazılar: Psk. Dr. Feyza Bayraktar

SON HABERLER

Babacan: Aday açık ara ilk turda seçilecek isim olmalı

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde altı … Devamı...

‘Altılı masa’: Dezenformasyon yasasının ertelenmesi bizi rehavete sürüklemeyecek

Beşinci kez toplanan altı muhalefet lideri, 'sansür yasası'na atıfla, … Devamı...

HDP muhalefete ‘arka kapı’yı kapattı: Kamuoyu ve basının gördüğü yerden gelin

ALTAN SANCAR [email protected] @altansancarr Kapatma … Devamı...

Kırşehir’in ‘koku vadisi’ ziyaretçilerini bekliyor

Kırşehir'de, 18 bin metrekare alana dikilen lavantalar hasat … Devamı...

Akşam Postası / 3 Temmuz 2022

HDP’de Buldan ve Sancar yeniden eş genel başkan HDP’nin 5’inci Olağan … Devamı...

29’uncu kattan düşen üç yaşındaki çocuk hayatını kaybetti

ABD'nin New York kentinde, üç yaşındaki çocuk 29'uncu kattaki evin … Devamı...

HDP’de Buldan ve Sancar yeniden eş genel başkan

HDP’nin 5’inci Olağan Büyük Kongresi'nde Pervin Buldan ve Mithat Sancar … Devamı...

HDP kongresinde dört gözaltı

HDP 5'inci Olağan Büyük Kongresi'nde, 'terör örgütü lehine slogan … Devamı...

Kurban pazarında denetim: İstanbul’da 400 yerde satış, 1000’i aşkın noktada kesim izni

İstanbul'da 400 yerde kurban satış izni, 1000'in üzerinde nokta da kesim … Devamı...

Paraşütçüler, Çankırı semalarında yarışıyor

Çankırı'nın Bayramören ilçesinde düzenlenen Yamaç Paraşütü Mesafe (XC Open) … Devamı...

Üç katlı topraksız serada çilek hasadı hazırlığı
Kedilerin soyağacı çıkarılıyor

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1706 gündür hapiste

YAZARLAR

Sedat Peker meselesi ve içine düştüğümüz sefalet

Levent Gültekin

Türkiye demokrasisinde siyasetçilerin halktan uzaklaşmaması mümkün mü?

Murat Sevinç

AKP neden oy kaybediyor?

İhsan Dağı

Cüneyt Arkın’ın ardından: Baş ucundaki ekmeğe bakarak uyumak

Azime Acar

Başka bir Cüneyt Arkın: Oğlum, İkinci Yenicilerle düştük kalktık biz gençliğimizde

Mustafa Dağıstanlı

Aradığınız motivasyona ulaşılamıyor

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Selamünaleyküm asker, aleykümselam bin Selman

Bahadır Kaynak

GÜNÜN 11’İ

Veysel Ulusoy: Türkiye ihracatını artırırken yoksullaşıyor

Ümit Alan: Sonraki nesiller ‘Atalarımız ne kadar kerizmiş’ diyebilir

Merdan Yanardağ: Batılılar Erdoğan’ın bu kadar hızlı çark etmesini beklemiyordu

Necati Doğru: Tükürükleri kurumadan tükürdüklerini yaladılar

Ahmet Taşgetiren: Geniş, çok geniş bir kitle bugün ‘açlık bilinci’yle yoğruluyor

Esfender Korkmaz: Otokrasi kalkınma için tehdit

Ender Bilgin: Ligimizdeki oyuncular için ödenecek rakam 15 milyonu geçmez

Rahmi Turan: Vah vah! Çok acıdım!

Ege Cansen: AKP, taze döviz bulmak için papazı tavlamak şartsa oruç bile bozabilir

Kürşad Zorlu: Türkiye yaklaşan ihtimale karşı çok iyi hazırlık yapmalı

Muhsin Kızılkaya: Asılma günleri

Ödünç aldığı oklarla beş madalya kazandı

Hakemden hakeme yeşil sahada evlenme teklifi

Ölmeden önceki son dileği gerçek oldu: Atıyla, kaldığı merkezin bahçesinde buluştu

Beş kez ikiz babası oldu: Çocuklarını yalnız büyütüyor

Konser için 7 bin 700 kilometre yol kat ettiler; iptal edildi

‘American Woman’ı yazarken kullanmıştı: 45 yıl önce çalınan gitarına filmi çekilen hikayeyle kavuştu

Yolunu şaşıran yarış güvercini Britanya yerine ABD’ye uçtu

Victoria Beckham: Televizyonda tartıya çıkarıp kilomu ölçtüler, bugün kim böyle bir şey yapabilir

1 numaraya çıkması en uzun süren şarkı: 36 yıl 310 gün

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi