Habertürk gazetesinin doğrudan ve sistematik biçimde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sansürüne maruz kaldığına ilişkin ses kayıtlarına bir yenisi eklendi. Yeni kayıtlar, Erdoğan’ın beğenmediği bir haber yüzünden aralarında Sağlık Editörü Dilek Şanlı’nın da bulunduğu üç basın çalışanının hızla nasıl işten kovulduğunu da açıkça ortaya koyuyor.
Bu kez Yalçın Akdoğan da işin içinde
Kayıtlarda, ‘bir Habertürk klasiği’ olarak Erdoğan, Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatih Saraç ve Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı arasındaki diyaloglar duyuluyor. Fakat bu kez yeni bir ses de var: Saraç son olarak, Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ı da bilgilendiriyor.
İlk kayıtlar için, “Montaj bant” diyen, ancak hiçbir inandırıcı argüman ortaya koyamayan Fatih Altaylı’nın yeni kayıt hakkında nasıl bir savunma yapacağı merak konusu.
Babanın feryadına öfke
‘Sorun’ bu kez, bir sağlık haberi yüzünden patlak vermiş. Gazetenin 24. sayfasında yayımlanan haberin başlığı, ‘Bu mu sağlıkta çağ atlayan Türkiye?’
Dikkat ederseniz ifade tırnak içinde… Zira gazetenin kendi görüşü değil, akraba evliliği nedeniyle engelli doğan üç yaşındaki kız çocuğunu kapı kapı dolaşmasına rağmen tedavi ettirememiş bir babanın feryadı. Ancak Erdoğan, bu feryada öyle öfkeleniyor ki, ‘Habertürk’teki adamı’ diye anılan Saraç’ı arıyor. Ve olaylar şöyle gelişiyor:
‘Kaçak var’
* İlk kayıtta, Erdoğan haberin tam sayfaya yakın verilmesinden dolayı kızıyor; “Biz bu kadar adım atarken yaptıklarımızı görmemezlikten gelmek bizi üzüyor. El insaf. Nasıl başlık atıyorsunuz. Bunu artık gel de sil çıkar. Bakracı dolduruyoruz. Bir tekme vuruyorsunuz, yıkıyorsunuz. Bu yayınları A’dan Z’ye takip edemeyiz ki” diyor. Saraç şaşkın, kendini ancak “Kaçak var, ayıp olmuş efendim” gibi sözcüklerle ifade edebiliyor ve hemen çözüm geliştiriyor: “Efendim bu ayıptır. Hemen [Sağlık Bakanı] Mehmet Müezzinoğlu beyi aratıp 1’inci sayfadan haber yaptırıyorum. Özür dileriz.”
Altaylı’nın aklına sabah gelmiş…
* İkinci konuşmada, Saraç Altaylı’yı arıyor ve Erdoğan’ın şikayetini aktarıyor. Altaylı’nın kendi gazetesi için yorumu ilginç: “Aklıma da gelmedi değil ha sabah görünce.” Saraç Altaylı’ya Müezzinoğlu’yla görüşülüp 1’inci sayfadan bir haber yapılması talimatı veriyor. İkili arasındaki sonraki konuşmada, Müezzinoğlu’nun yurtdışında oduğu anlaşılmış.. Saraç “Müsteşarlan, birinlen konuş” diyor, Altaylı onaylıyor.
‘Namus fukaraları’
* Bu sırada Saraç ilginç bir ayrıntıyı keşfediyor: Söz konusu haber gazetenin sadece İstanbul baskısında var… Bunu fark edince, gazete çalışanı olduğu anlaşılan bir kişiyi arıyor ve “Namus fukaraları. Benim eşekliğim bu. Benden kaçırarak operasyon yapmışlar. Allah kahretsin” diyerek haberi taşra baskılarına girmeyen basın emekçilerine tepki gösteriyor.
* Saraç en son da Başdanışman Yalçın Akdoğan’ı arayarak editör ve haberi yapan üç kişinin işten çıkarıldığını haber veriyor: “Editör, haberi yapan üç kişi toptan gitti. Bilgin olsun.”
Altaylı köşesinden özür dilemişti
Habertük gazetesindeki işten çıkarmalar, o dönem gazetelere de haber olmuştu. Altaylı’ysa 25 Eylül 2013 tarihli köşesinde ‘Eleştiriye evet, nankörlüğe hayır’ başlıklı bir yazı kaleme almış, akraba evliliği yapan aileyi suçlayıp Sağlık Bakanlığı’nı temize çıkarmaya çalışarak Erdoğan’dan özür dilemişti.
1’inci sayfadan da Sağlık Bakanlığı’nın nasıl hayırlara vesile olduğuna dair bir haber koyulmuştu.