ERHAN ERSÖZ*
Seçim sonuçları herkese süpriz yaşattı. Muhalefet kanadı hüsran içinde, iktidar kanadındaysa sevinç var. Yaşadığım yerde AKP’lilerin konvoyları sabaha kadar susmadı. 2007’den beri bu kadar muzaffer olunduğunu hatırlamıyorum.
Haliyle haklı bir sevinç, küllerinden yeniden doğdu AKP. ‘Post-ustalık’ mı dersiniz, ‘über-ustalık’ mı dersiniz bilemem ama yeniden tek başına AKP iktidarıyla başbaşayız.
Sonuçtan memnun olmayanların köşe yazılarına bakıyorum. Seçim öncesi yaşanan olağanüstü duruma (yaşanan katliamlar ve savaş hali), Bahçeli’nin tutumuna dikkat çekmekle beraber geleceğe dair ‘Enseyi karartmayın’ mesajları çoğunun özünü oluşturmakta. Yanlış bulunacak bir taraf yok, kesinlikle doğru. Ancak bana çocukken başarısız olduğumuzda büyüklerimizin tepkisini hatırlatıyor: ‘Çok stresliydin’, ‘Düzgün bir ortam olsaydı biliyorum sen yapardın’, ‘Olsun bir dahakine yaparsın’ mealinde yorumlar…
Bu gemi yürümez
İtirazım bu noktada: Hayır arkadaş bu yorumlarla bu perspektifle bu gemi yürümez, rotasız dolanır durur. Yeniden düşünmek lazım değil mi? Bu ilk defa olmuyor.
Sosyal medya üzerinden vatandaşların yorumlarında ise son iki yılın popular geyiği hangi ülkelere göç edilebiyor ve ‘Millet buysa olacağı budur’ gibi alışılmış cümleler var ise de asıl olarak ‘inanamamak’ duygusu ağır basmakta. Duygu diyorum çünkü rasyonel olarak düşününce bu durumun inanamamak boyutunda olmaması gerekir.
‘AKP’nin, oylarını yüzde 40’tan 49’a yükselttiğine inanamamak’ diye formüle edersek bu duyguyu, MHP’nin yüzde 4’ün üzerinde oy kaybetmesi, HDP’nin yüzde 1’in üzerinde oy kaybetmesi, CHP’nin yüzde 0.5 oy yükseltmesine de inanamıyor muyuz? Yani seçim öncesi CHP olduğu yerde kalır, MHP’yi seçmen cezalandırır, HDP mutlaka biraz da olsa oy kaybedecektir dense yok canım olmaz mı derdiniz?
AKP’nin kutuplaştırıcı politikaları, ne yazık ki herkesi taraf olmaya itti. AKP’li ya da muhalif olmak! Kendini merkezde konumlandırmış, 13 yıllık iktidar gücü elinde bulunan AKP bu durumun kazananı oluyor ve olacak. Çünkü muhalefette AKP gibi güçlü bir adres bulunmamakta.
Sıkıntı yapısal
Cepheleştirme siyaseti ufak pürüzleri ortadan kaldırır, itirazlar öteye itilir. ‘Savaş durumu vardı’ eleştirisinin sırası şimdi değil. Eleştiri yapanlar karşı cephenin değirmenine su taşımakta. Muhalefet cephesini keskin şekilde sıkıntıya sokan şey, yapısaldır, işlemeyen organizasyonudur.
Cepheleşme sonucunda politikalarınız söylemsel kalmaya zorlanmakta ve sizi yeni bir başlangıç yapmaktan alıkoymakta. Sonuç olarak muhalefette statükonun devamını getirmekte.
Somutlaştımak gerekirse, iktidarın nimetlerinden yararlanan büyük bir kesim var Türkiye’de. AKP’li olan alt sınıf, kamunun desteklerinden direkt olarak yararlanmakta. Yeni bir orta sınıf oluştu. 13 yıldır iktidar olan bir partinin memur alımlarını, özel sektörde el koyduğu veya baskıyla sindirdiği kurumlardaki işe alımlarını düşünün. Beyaz yakalı bir AKP sınıfının oluşmadığını söyleyebilir misiniz?
Üst sınıfa baktığınız da kamu ihaleleleriyle zenginleşenler, oluşan müstakil burjuvazi. Bu büyük kesim, AKP’yle nereden nereye geldiğinin farkında. Neden bu nimetleri geride bıraksın?
Muhalefetin muhalefete propogandası
AKP bunları yaparken hedef tahtamızdayken, peki muhalefet bu anlayıştan uzak mı? CHP’nin elinde bulunan belediyeler Türkiye’de en fazla rantın olduğu yerler, buralarda yerel krallıklar kurulmamış mı? Bu krallıkların korunmasına göre listeler, işe alımlar, ihaleler yapılmıyor mu?
Aynı durum HDP için de geçerli değil mi? Kaç dönem elinde tuttuğu belediyelerin vatandaşa hizmet götürmediği eleştiri konusu olmadı mı?
Siyasi partilerle beraber muhalif sivil toplum örgütlerinde kadrolar bilgi, beceri ve tecrübeye göre değil, akrabalık, hemşerilik, mezhepsel, etnik köken, fraksiyonel, bedel ödeme kültü, siyasetin finansmanına göre oluşmadı mı? Bu durum, kendi kapalı devresinde, muhalefetin muhalefete propogandasını yaratmakta.
Bunların değişmediği bir muhalefetin, AKP’yi yenebilme ihtimali var mı? Kanımca yok. CHP ve HDP’deki söylemsel olarak değişim vurgusu önemli. Ancak halk bunu somut olarak görmemekte. Muhalefetin oylarını birkaç puan yükseğe çıkarma veya AKP’yi tek başına iktidar yapmama hedefi bile bu acziyeti göstermekteydi.
Bunları bütüncül düşündüğümüzde, AKP’nin cepheleştirme siyasetinin başarıyı nasıl getirdiğini görebiliriz, mahelefeti de başarısızlığa.
Yapısal değişikliğin olmayacağı ve söylemsel boyutta kalacak her politika muhalefetin bir adım daha yol alamamasına sebep olacak. Bu nedenle şimdi muhalefet için öz eleştiri ve radikal değişikler zamanı.
*24. Dönem CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Binnaz Toprak’ın Danışmanı