Küresel birincil enerji tüketiminde ihtiyacın yüzde 81,2’sini fosil yakıtlar (petrol, doğalgaz, kömür) karşılıyor. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkisini artıran bu yakıtlara karşı çağrılar yapılsa da kullanım azalmıyor, artıyor.
Genellikle ısınma, yakıt ve elektrik ihtiyacını karşılamada kullanılan fosil yakıtlar, sera etkisine sahip karbondioksit, metan, nitröz oksit, su buharı ve ozon gibi gazların salımını artırarak atmosferin daha fazla ısınmasına, iklim değişikliğinin etkilerinin de daha fazla hissedilmesine neden oluyor.
AA’nın aktardığı Londra merkezli Enerji Enstitüsü’nün Dünya Enerji İstatistikleri İncelemesi raporuna göre 2023’te kömür ve petrol kullanımındaki artış sera gazı emisyonlarını rekor seviyelere yükseltti.
Rapora göre küresel birincil enerji tüketimi 2023’te bir önceki yıla göre yüzde 2 artışla en yüksek seviyeye çıktı (620 EJ). Bunun 196 EJ’si petrol, 164 EJ’si kömür, 144 EJ’si kısmı doğalgazdan oluştu. Yani enerji ihtiyacının yüzde 81,2’si (504 EJ) fosil yakıtlardan karşılandı.
Geri kalan yüzde 18,8’lik bölümün 25 EJ’si nükleerden, 40 EJ’si hidroelektrikten, 51 EJ’siyse (toplam 116 EJ) diğer yenilenebilir kaynaklardan sağlandı.
Rapora göre küresel fosil yakıt tüketimi bir önceki yıla göre yüzde 1,5 arttı. Tüketimle bağlantılı yüzde 2 artan enerji kaynaklı emisyonlarsa ilk kez 40 gigaton karbondioksiti geçti.
‘Fosil yakıtta tüm zamanların en yüksek üretimi’
Fosil yakıtlar arasında petrol üretimi yüzde 2,2 artarak 4 milyar 514 milyon tona, doğalgaz üretimi yüzde 0,3 artışla 4 trilyon 59 milyar metreküpe, kömür üretimi ise yüzde 3,1 yükselişle 9 milyar 95 milyon tona ulaştı. Rapor göre bu her üç fosil yakıt kaynağında da tüm zamanların en yüksek üretim rakamları.
Bölgelere ve ülkelere göre enerji tüketimi
Bölge bazında birincil enerji tüketimi sıralaması şöyle:
- 247 EJ Asya Pasifik
- 117 EJ Kuzey Amerika
- 78 EJ Avrupa, 45 EJ Güney Asya
- 41 EJ Bağımsız Devletler Topluluğu
- 40 EJ Ortadoğu,
- 31 EJ Orta ve Güney Amerika
- 21 EJ Afrika
Birincil enerji tüketiminde sıralama ülke bazındaysa şöyle:
- Çin 170,74 EJ
- ABD 94,28 EJ
- Hindistan 39,02 EJ
- Rusya 31,29 EJ
- Japonya 17,40 EJ
Raporda fosil yakıt kullanımının birincil enerjideki payı Çin’de yüzde 81,6, Hindistan’da yüzde 89, ABD’deyse yüzde 80 olarak hesaplandı.
Karbondioksit salınım miktarları
Ülkelerin enerji kaynaklı karbondioksit salımı miktarlarıyla şöyle hesaplandı:
- Çin 11 milyar 218 milyon ton
- ABD 4 milyar 639 milyon ton
- Hindistan 2 milyar 814 milyon ton
- Rusya 1 milyar 614 milyon ton
- Japonya 1 milyar 12 milyon ton
‘Sanayi Devrimi’nden sonra atmosferdeki karbondioksit miktarı 1,5 katına çıktı’
Dr. Ümit Şahin raporla ilgili AA’ya şu değerlendirmeleri yaptı:
“Fosil yakıtların elektrik üretimi, ulaşım, sanayi, ısınma gibi amaçlarla yakılması sonucunda havaya büyük miktarlarda karbondioksit salınır. Bu karbondioksit atmosferde yüzyıllar boyunca kaldığı için birikir. Sanayi Devrimi’nden sonra son 200 yıldır kömür, petrol ve doğal gazın yakılmasıyla atmosferdeki karbondioksit miktarı 1,5 katına çıkmıştır. Karbondioksit de bir sera gazıdır ve yeryüzünü ısıtır.
Fosil yakıt kullanımı yavaş da olsa azalıyor. AB ülkelerinde fosil yakıtlardan kaynaklanan karbondioksit emisyonları hızla azalıyor. ABD’de de kömür kullanımı azaldı. İngiltere, ABD, Almanya gibi büyük ekonomiler dahil pek çok ülke kömürü terk etme sözü verdi. Hatta Çin’de bile birkaç yıl içinde fosil yakıtların payı azalacak. Ancak bu azalış olması gerekenden çok yavaş gidiyor. Geçen yıl düzenlenen COP28’de ülkeler ilk kez iklim kriziyle mücadele için fosil yakıtlardan uzaklaşma çağrısı yapmalarına rağmen yaklaşık bir yıllık sürenin ardından henüz bir gelişme yok.
‘Fosil yakıt şirketleri dönüşüme izin vermiyor’
* 2050’lere kadar yenilenebilir kaynakların enerji üretimindeki payının yüzde 90’ı geçmeli. Bundan 20-30 yıl önce yenilenebilir enerji teknolojisi yeterince gelişmemişti ve pahalıydı. Oysa bugün rüzgar ve güneş en ucuz enerji üretim biçimi ve teknoloji de inanılmaz ilerledi. Buna rağmen yılda trilyonlarca dolar kar eden fosil yakıt şirketleri dönüşüme izin vermiyor.
‘İntihar senaryosu’
Fosil yakıtların artarak devam ettiği bir senaryonun, iklim değişikliğinin hızlanması ve yüzyıl sonuna kadar en az dört beş derece sıcaklık artışı anlamına geliyor. Bugün 1,5 derece sınırına ulaştık, iklim felaketleri şiddetlendi ve iki dereceyi geçmemiz halinde bu felaketler tolere edilemez hale gelebilir. Gıda ve su krizi nedeniyle yaşanacak sosyal patlamalar ve göçlerle başa çıkılamaz. Sanayi öncesine göre 3-4 derece sıcak bir dünyadaysa insan uygarlıklarının ayakta kalması mümkün değil. Bu nedenle fosil yakıt kullanımının artarak devam ettiği bir senaryo insanlık için intihar senaryosudur.“