Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın 19 gün sonra cansız bedeninin bulunmasının ardından pek çok kentte eylem düzenlendi.
Narin Güran, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta 15:00 sıralarında kaybolmuş, kızlarından haber alamayan aile durumu yetkililere bildirmişti.
Olayı araştıran Diyarbakır başsavcılığı, Narin Güran hakkındaki haberlere yayın yasağı getirilmesini talep etmişti.
Soruşturma kapsamında elde edilen yeni deliller ve iddialar nedeniyle Tavşantepe köyü muhtarı ve Narin Güran’ın amcası S.G ‘kasten öldürme’ şüphesiyle tutuklanmıştı.
Arama çalışmaların 19’uncu gününde Narin Güran’ın cansız bedeni giriş çıkışların kapalı olduğu köyün yakınlarındaki Eğertutmaz Deresi’nde bulunmuştu.
Güran’ın ölüm haberi sonrası yurttaşlar başta Diyarbakır olmak üzere pek çok kentte ‘adalet’ talebiyle sokağa çıktı.
Evrensel’in haberine göre cezasızlık politikalarının, gerekli önleyici ve koruyucu önlemlerin alınmamasının çocukların ölümüne ve istismarına neden olduğu belirtildi ve iktidarın politikaları eleştirildi.
Diyarbakır’da polis müdahalesi
Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeninin bulunması üzerine iki noktada kadın örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler yürüyüş düzenlemek için bir araya geldi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır İl Örgütü önünde bir araya gelen yüzlerce kişinin yapmak istediği yürüyüş polis tarafından engellenmek istendi.
Polise seslenen DEM Parti İl Eş Başkanı Abbas Şahin “Burada yapılmak istenen yürüyüş kanunsuz değildir. Burada bizi engelleyeceğinize katilleri açığa çıkarın” diyerek tepki gösterdi.
Diyarbakır Çocuk Hakları Komisyonu, Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı ve Dicle Diyarbakır Kadın Platformu’nun (DAKAP) çağrısıyla birçok demokratik kitle örgütü ve siyasi parti de Yenişehir ilçesine bağlı Ofis semtinde bulunan AZC Plaza önünde toplandı.
Aralarında DEM Parti Milletvekili Beritan Güneş’in de olduğu kitleye polis barikat kurarak müdahale etti.
Bu sırada “Katilleri koruma, hemen yargıla” sloganları attı.
İstanbul’da dokuz gözaltı
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri de Narin için İstanbul’da eylem düzenlendi ve şu açıklama yapıldı:
“Aramalar yapılırken gizlilik kararı getirildi. Neden? Ne gizliyorsunuz? Susmadık. Biz bu ülkede çocukların kaybedildiğini biliyoruz. Çocukların istismara uğradığını biliyoruz. Verileri maniple etmeye kalkmayın. Aklımız var. Aklımızla alay etmeyeceksiniz.
Sözde adı bakanlar neden 19 gündür köyü bir buçuk kilometre ötesinde bulundu Narin. Vali açıklama yapıyor; belli olmasın diye dallarla üstü kapatılmış diye söylüyor. Kayıp bir çocuğun bulunması ile ilgili titizlikle arıyoruz dediğiniz şey bu mu? Dalga mı geçiyorsunuz?”
Polis, iki kadını GBT işlemi yaparak gözaltına aldı. Gözaltına alınan kadınların Kadıköy karakoluna götürüldüğü belirtildi.
Demir Leblebi grubu da Beyoğlu’nun Taksim semtinde bulunan İstiklal Caddesi’nde protesto yaptı.
“Narin’in katili kutsal aileniz” pankartı açılan eylem sonrası polis yedi kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar Fatih’te bulunan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü belirtildi.
Van
Van Emek ve Demokrasi Platformu, Cumhuriyet Caddesi’nde yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşte Kürtçe ve Türkçe “Çocuklar için güvenli bir dünya Narin için adalet” yazılı pankart taşındı.
Eğitim Sen Van Şube Eş Başkanı Funda Demir Bozkurt platform adına yaptığı açıklamada ‘iktidarın politikalarının kadın ve çocuk faillerine güç verdiğini’ söyledi:
“Çocuğu koruyan güvencelerin uygulanmadığı, çocuk katillerinin cezasızlık ile korunduğu, çocuğa karşı şiddeti önleyici çalışmaların yapılmadığı, çocuk alanındaki kazanımların ortadan kaldırıldığı bu çocuk düşmanı düzende tek bir çocuğu daha kaybetmek istemiyoruz. Çocuğu koruma çalışmalarının çocukların hakları ihlal edildiği zaman değil bu ihlaller yaşanmadan yapılması gerekmektedir.
Maalesef Türkiye’de devlet yetkilileri ve ilgili bakanlıklar ancak çocukların hakları ihlal edildiğinde, çocuklar kaybolduğunda veya çocuklar yaşamlarını yitirdiğinde yükselen baskı karşısında yalnızca anlık, işlevsel olmayan ve geçici tepki geliştirmektedir.
Müslime Yağal, Leyla Akdemir ve daha nicelerinin arkasında benzer hikayelerin olduğunu biliyoruz. Bu çocukların öldürülmesinden sonra gerekli önleyici ve koruyucu önlemler alınmış olsaydı bugün Narin yaşıyor olacaktı.
Çocuklar için yaşanılabilir ve güvenli bir dünya kurmak için iktidarın çocuk düşmanı, çocuğu hayattan koparan politikalarına karşı mücadeleye devam edeceğimize ve Narin’in faillerinin tespit edilip hak ettikleri cezayı almaları için dosyanın takipçisi olacağımıza kamuoyu önünde söz veriyoruz.
Protesto oturma eylemiyle son buldu.
Adana
Adana’da Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri, Atatürk Parkı’nda eylem yaptı.
Platform adına açıklama yapan Ecem Sena Mutlay ‘ayda bin çocuğun kaybolduğunun konuşulduğunu, TÜİK’in 2016’dan beri kaybolan çocuk verilerini açıklamadığını’ hatırlattı:
“Çocukların kaderi ölüm değildir. Gerçekleri susarak ortadan kaldıramazsınız. Daha kaç çocuk daha Narin gibi küçücük yaşta hayattan koparılacak? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ne iş yapıyor? Bakanlığın görevi sadece ailelerin ne kadar kutsal olduğunu anlatmak mı? O ailelerde çocuklar neler yaşıyor sormaz mısınız?
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu var, tıpkı 6284 gibi. Kanun etkin uygulansın ki çocuklar yaşasın, özgürce yaşayabilsin. Lanzarote Sözleşmesi var, tıpkı İstanbul Sözleşmesi gibi. Uygulansın ki başka Narinler öldürülmesin. Yarın okullar açılıyor. Okullarda risk tarama formları uygulansın. Uygulansın ki çocuklar istismar edilmesin.
Çözüm uzakta değil. Sözleşme, yasa etkin uygulanırsa çocuklar yaşayacak. Eşitçe yaşayacak. Narin’in de yarın okula gidecekti. Olması gereken yer sınıfıydı. Bir çocuğa daha ne oldu diye sormak istemiyoruz. Sormamak için mücadele edeceğiz.”