• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Bırakın canınız sıkılsın!

29/05/2022 13:08


PSK. DR. FEYZA BAYRAKTAR

[email protected]

Yine güneşli bir pazar günü. Birçok insan bugünü olabildiğince verimli geçirmeye çalışacak.


Tatil günü, hava da güneşliyse genelde dışarı çıkılır, eğer kalabalık göze alınamayacaksa evde kalınır ve yarım kalan işler tamamlanır. Her ikisi de yapılmayacaksa iliklerine kadar dinlenilmesi gereken bir gündür pazar.

Sonuç olarak, şöyle ya da böyle illa bir şey yapılmalı, ama asla canı sıkılmamalıdır insanın…

Can sıkıntısı problem mi?

Can sıkıntısının bir problemmiş gibi algılanmasının temel sebeplerinden biri, günümüz dünyasında insanın her dakikasını üretken geçirmesi gerektiğine inanması. Bu algının yaratılmasında medyanın, sosyal medyanın etkisi büyük. Çalışırken, eğlenirken, bir hobiyle meşgulken, dinlenirken dahi yapılan paylaşımlar, diğer herkesin her an bir şeyler yaptığı düşüncesine kapılıp o bir şeyleri kaçırıyormuşuz gibi hissetmemize sebep olabiliyor.

Can sıkıntısı, bir şey üretememe, keyif alamama, yani yaşanan anı boşa harcama, yaşamanın hakkını verememeyle özdeşleştiriliyor.

Can sıkıntısı bir duygudur. Diğer birçok duygu gibi yaşamın doğal bir parçasıdır. Yaşam, koşu pistinde tamamlanması gereken bir yarış olmadığı gibi can sıkıntısı da üstünden atlanması gereken bir engel değildir.

Ara ara monotonluktan canımız sıkılabilir. Hayatımızda yenilik ve heyecan arayabiliriz. Hayat bir lunapark olmadığı için her anımız da lunaparkta oynayan çocuklar gibi neşeli geçemez. Bazen sayısız alternatif arasında ‘en keyifli’yi , ‘en verimli’yi seçmeye çalışmak ya da keyif-verim ikilisine dair gerçekçilikten uzak beklentilere kapılmak da can sıkıntısını her daim önümüze çıkan, çözümsüz bir denklem haline getirebiliyor. 

Boş anları bir hobi edinerek değerlendirmekte bir sakınca yok. Ancak boş kalmanın ya da can sıkıntısının bir problem olduğuna inanıldığı için bu konuda telaşla adım atılması, başlanan her hobinin yarıda bırakılmasına sebep olabiliyor.

Boş anları değerlendirmeye dair baskı yaratan düşünceler zihinde birbirini takip eden vagonlar gibi daireler çizerken, her anını üretken geçirmesi gerektiğine inanan insanın da çabucak tükenmesine sebep olabiliyor. Her zaman eğlenemediğimiz gibi her zaman çalışamayız. Bir şeyler yapmak için her daim motive olamayız. Gayet normal bunlar.

Ya sadece can sıkıntısı değilse?

İnsanın kendisi ve düşünceleriyle baş başa kalması kolay değildir. Özellikle de kendisi ve hayatıyla kavgalıysa… Böyle durumlarda çoğu zaman zihin susmaz, konuştukça konuşur.

Bazen can sıkıntısı olarak tanımlanan duygu, travmatik deneyimlerin maskesi olabileceği gibi, yapılması gereken bir işin ertelenmesi yönünde de kendini sabote etmenin anahtar kelimesi olabilir. Bu sebeple, duygularımızı daha yakından tanımalı ve hissettiğimiz her duygunun yaşamımızda bir işlevi olduğunun farkına varmalıyız. Zorlayıcı duyguları yönetmek için bir uzmandan destek almamız gerekebileceğini unutmamalıyız.

Can sıkıntısının faydaları

Can sıkıntısın -sanıldığının aksine- birçok faydası vardır. Günümüz dünyasında özellikle de internet aracılığıyla birçok farklı uyarana maruz kalmak, dikkatin sürekli farklı alanlara kaymasına, dolayısıyla da zihnin gereğinden fazla yorulmasına sebep oluyor. Can sıkıntısıyla baş başa kalmak pahasına tüm bu uyaranlardan uzak kalmak dinlendiricidir, enerji toplamaya yardım eder.

Bilimsel araştırmalara göre dış uyaranlardan uzak kalmak, problem çözme becerilerini güçlendirdiği gibi, yaratıcılığı da artırıyor. Yani, insan o çok kaçındığı can sıkıntısı duygusundan, hayatı ya da kariyeriyle ilgili yepyeni bir fikirle çıkarken bulabiliyor kendisini. Ayrıca can sıkıntısının ittirici gücü, bu fikri hayata geçirmek için de destek veriyor.

Bunun yanısıra, genç yaşlardan itibaren can sıkıntısına karşı tolerans geliştirmenin, bir işe odaklanabilmek, duygu, düşünce ve davranışları sağlıklı şekilde yönetebilmek üzerinde olumlu etkisi olduğu da yine o araştırmaların sonuçlarından biri.

Bu durumda, can sıkıntısını çözülmesi gereken bir problem olarak değil, problem önleyici ya da bir problemi çözmeden önceki mola alanı olarak tanımlamak daha doğru olur. Tek yapmanız gereken canınızın sıkılmasına izin vermek…

Şimdi yavaşça bu ekranı kapatın ve bırakın canınız sıkılsın.

Filed Under: Agora, Vitrin-mobil

Tüm yazılar: Psk. Dr. Feyza Bayraktar

SON HABERLER

Dünyanın en uzun corona virüs vakası tespit edildi

Yale Üniversitesi'nden araştırmacılar dünyanın en uzun Covid-19 vakasını … Devamı...

Esenyurt’ta annesiyle kardeşlerini öldüren kişi intihar etti

İstanbul Esenyurt'ta annesi ile iki kardeşini silahla öldürdükten sonra … Devamı...

Soylu yine İmamoğlu’nu hedef aldı, ağzına geleni söyledi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yabancı temsilcilerle görüşmelerin … Devamı...

Görev başında vurulan doktor hayatını kaybetti

Konya'da, görev yaptığı hastanede saldırıya uğrayan doktor ve onu vurduktan … Devamı...

İktidar ‘beşli çete’yi ihmal etmiyor: Bakanlıktan Kolin’e kıyak ihale 

BİLAL ÇELİK @bllcelik_ [email protected] İktidar, 'gözde' … Devamı...

Bir dönem jet sosyeteye girdi, en çok aranan isimler listesindeydi: İtalya’ya iade edildi

İtalya'nın bir dönem en çok arananlar isimleri arasında yer alan, geçen yıl … Devamı...

Kadir Şeker’in avukatlarından mahkeme kararına itiraz

Konya’da sevgilisine şiddet uyguladığını düşündüğü kişiyi engellemek … Devamı...

RTÜK, AKP’li şirketten 7 milyon liraya araç kiralamış: Yedisi arazi aracı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK), AKP’den milletvekili aday adayı … Devamı...

‘İade’ muamması: İsveç ve Finlandiya’ya ‘hatırlatma’ gönderildi

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 'terör örgütleriyle ilgili Türkiye'nin daha … Devamı...

‘Stranger Things’ yıldızı uygulamadan tanıştığı eşi Lily Allen’a aşık olduğu anı anlattı

'Stranger Things' dizisindeki rolüyle kariyerinde zirve yaşayan oyuncu … Devamı...

Beğendim, beğenmedim…
Bergama’da 1800 yıllık geometrik tabanlı mozaik bulundu

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1709 gündür hapiste

YAZARLAR

Dört yaşındaki Afgan çocuğun bir ismi de vardı…

Murat Sevinç

Oyun büyük yeğen

Bahadır Kaynak

Neden bu kadar öfkeliyiz?

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sedat Peker meselesi ve içine düştüğümüz sefalet

Levent Gültekin

Türkiye demokrasisinde siyasetçilerin halktan uzaklaşmaması mümkün mü?

Murat Sevinç

AKP neden oy kaybediyor?

İhsan Dağı

Cüneyt Arkın’ın ardından: Baş ucundaki ekmeğe bakarak uyumak

Azime Acar

GÜNÜN 11’İ

Kaan Sezyum: Geleceğe yolculuk

Elçin Poyrazlar: Otokrat rejimler göç taşeronlarının en güçlü adayları

Deniz Zeyrek: Seçimleri kim kazanır? Boş Tencere Partisi

Esfender Korkmaz: Patlayan ihracat değil, dış ticaret açığı

Mehmet Açar: NBA kadar sokak basketboluna da güzelleme yapan bir film ‘Hustle’…

Şeref Oğuz: Enflasyon seçim sonrasında zirve yapar

Oğuz Demir: Bahsettikleri küresel enflasyon yüzde 10-15 bandında

Bahadır Özgür: 20,6 milyar liralık vurgunun paravan ağı

İbrahim Kahveci: Geçmişten tek fark iktidarın yıkımı başarı olarak satması

Zeki Gül: SGK, hekimin yazdığı ilaçları değil, en ucuzunu karşılıyor

Barış Pehlivan: Erdoğan, İstanbul’a Adil Karaismailoğlu’nu düşünüyor

Aşırı doz D vitamini hastanelik etti

Mavi yüzgeçli orkinoslara ‘çipli’ takip

Sahnede bayılan Carlos Santana hastaneye kaldırıldı

Kütüphaneden aldığı kitabı 46 yıl gecikmeli iade etti

Trafo merkezine giren yılan 10 bin hanenin elektriğini kesti

Sarıyer’deki balıkçıda sergilenen amforalara el kondu

Bu kafenin garsonları kekeme: Para kazanıyor, konuşma pratiği yapıyor, özgüvenlerini geliştiriyorlar

95-0 ve 91-1 biten iki futbol maçına inceleme

Başına beş yılda üç kez talih kuşu konan kadın, kazandıran taktiğini anlattı

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi