Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Öznur Sevdiren, Roboski katliamının savaş suçu olarak uluslararası mahkemelerde yargılanması ihtimaline ilişkin yasal süreci Radikal’e yazdı:
“Bu konudaki kimi girişimlere rağmen, Türkiye (ve Irak) UCM [Uluslararası Ceza Mahkemesi] Statüsü’ne taraf olmadığı ve mahkemenin yargı yetkisinin önkoşulu suçun taraf bir devletin ülkesinde veya taraf bir devletin vatandaşı tarafından işlenmesi olduğu için Roboski faillerinin UCM’de yargılanması mümkün görünmüyor.
Bu kuralın iki istisnası, taraf olmasa da bir devletin mahkemenin yargı yetkisini somut bir olay için tanıması veya BM Güvenlik Konseyi’nin kararı olabilir, ki söz konusu her iki yolun Roboski için reel ihtimaller olmadığını belirtmek gerekir.
Olması gereken kuşkusuz, başta AİHM olmak üzere (McCann vd./Birleşik Krallık, Isayeva vd./Rusya, Benzer vd./Türkiye) insan hakları mahkemelerinin içtihatlarının da dikkate alınarak, takipsizlik kararının kaldırılması ve nihai olarak da Roboski bombalamasında emri verenlerin de yargılanmasıdır.
Takipsizlik kararına yapılan itirazın reddi halinde, bombalama bireysel başvuru ile Anayasa Mahkemesi’nin önüne gelecektir. Anayasa Mahkemesi’nin ise 34 insanın ölümünün yargılanmaya değer dahi bulunmadığı anlamına gelen bir kararı hukuka uygun bulması herhalde, bu ülkede dahi, mümkün değildir. “