ŞULE TÜRKER
suleturker34@gmail.com
Tiyatro ve ekranların öne çıkan isimlerinden Ahmet Mümtaz Taylan, Irmak Zileli’nin yaptığı kapsamlı söyleşiden oluşan kitap ‘Ara Toplam’da, hayatının bugüne kadarki kısmını ‘hesaba çekiyor.’
Tiyatro kökenli oyunculardan Ahmet Mümtaz Taylan…
Uzun yıllar emek verdiği Devlet Tiyatrosu’nda hem oyuncu hem idareci olarak görev yaptı. Beyaz perdede rol aldığı, yönettiği filmler ona birçok ödül getirdi.
Neredeyse tüm tiyatro oyuncularının yolunun kesiştiği televizyon yapımlarında da yer aldı. TRT’nin kült dizisi ‘Leyla ile Mecnun’ gibi birkaç istisna dışında genelde de ‘ağır’ rollerle çıktı karşımıza. Halihazırda Show TV’de yayınlanan ‘Arıza’da olduğu gibi…
Ancak Taylan’ın yazımıza konu olma nedeni yeni bir film, yapım ya da oyun değil. Irmak Zileli’nin her konuda yönelttiği sorulara verdiği samimi, sorgulatan, düşünmeye sevk eden cevaplarından oluşan söyleşi kitabı; ‘Ara Toplam-Yolumu Ararken Öğrendiklerim.’
‘Tamamen içerlek meselelerim kimi neden ilgilendirsin?‘
Taylan, kadın-erkek ilişkilerinden sanat-iktidar, usta-çırak ilişkilerine, eğitimden aileye, yurttan teknolojiye uzanan 19 başlıktan oluşan kitabın önsözünde neden böyle bir işe kalkıştığını şöyle anlatıyor:
“Hayatımın, işimin ne başındayım, ne sonunda. Çekmek, yazmak, lazımsa oynamak istediğim pek çok hikaye ve senaryo taslağı istifli yastığımın altında. Akan görüntüler, kelimeler, ne idüğü belirsiz eksik kusurlu cümleler çekişip itişiyor, yataklarını arıyor zihnimde, uykuyla uyanıklık arafında.
Halim böyle olunca bu söyleşi koltuğuna oturmakta tereddüt ettim. Yani kimim ve ne yaptım ki bunları hikayem olarak okurun önüne koyuyoruz?
Tepeden tırnağa öznel, haliyle büyük oranda içerlek meselelerim kimi neden ilgilendirsin?
Diğer yandan galiba hepimiz hayatımızın bir döneminde şöyle bir durup düşünmek isteriz değil mi? Kendimizi hesaba çekmek için. Yaptığımızın ettiğimizin yapmadıklarımızın etmediklerimizin envanterini çıkarmak için.
Genç yaşta çalışmaya başladım ve neredeyse bir daha hiç durmadım. İşte bu soru cevap maratonunu benim için kalkışılır kılan şey, o soluksuz, ara toplamsız akmakta olan zamanıma durup bakmak ihtiyacı oldu…”
‘Sadece bir düşünce kitabı değil‘
Söyleşiyi gerçekleştiren Irmak Zileli ise sunuş yazısında kitabın içeriğine dair ipuçlarını şöyle veriyor:
“… Ahmet Mümtaz Taylan’ın kadın-erkek ilişkilerine anne baba rollerine, sanat ve sanatçı kavramlarına, eğitime, politikaya, doğayla ve hayvanla kurduğumuz ilişkiye, gelişen teknolojik ve yeniliklere dair düşüncelerini, sorularını, kendi içinde yürüttüğü tartışmaları okuyacaksınız… Bu kitapta canlı, dinamik, oradan oraya sıçrayan yer yer kendi sözünü de tartışmaya açan bir zihin akışı göreceksiniz…
Bu düşünme sistematiğinin içine dahil olmak, zihnimin adımlarını ona uydurmak benim için son derece ilham dolu bir deneyimdi. Hem çok şey öğrendim hem de yeni pek çok üzerine düşündüm…
Bu kitap sadece bir düşünce kitabı değil; aynı zamanda bir sanatçının oluşum sürecini, bir insanın mesleki olarak yolunu çizerken geçtiği aşamaları, bu seçimlerin kişinin kendini gerçekleştirmesinde oynadığı rolü kuşkusuz ki Ahmet Mümtaz Taylan’ın hayatı ve deneyimleri ışığında açığa çıkarıyor.
Kitapta anlatılanlar Türkiye’nin son elli yılının toplumsal, politik, ekonomik süreçlerinin tanıklığı olarak da önem arz ediyor. Taylan bu yıllar içinde ülkenin devlet tiyatrolarında yönetmen ve oyuncu olarak görev almanın yanı sıra idari kadroda da yöneticilik yapmış, devlet tiyatrosu müdürlüğünü yürütmüş biri. Dolayısıyla bu kitap Türkiye’nin sanat politikalarının son elli yıllık seyriyle ilgili bir belgesel niteliğine de sahip…”
Bir nefes molası
“Yeniden başlama imkânı doğada insanın en büyük lüksü. Ne kadar çok düşersen o kadar çok kalkma şansın da var. Sen onu yapacak mısın, yapmayacak mısın? Başarısızlık yan etkilere bağlı olabilir ama ayağa kalkmak sadece sana bağlıdır” diyen Ahmet Mümtaz Taylan’ın deyimiyle bu kitap ‘bir nefes molası.’
Hayatlarının bir döneminde kendilerini hesaba çekmek için şöyle bir durup düşünmek ve yeniden başlamak isteyenler için…
Keyifli okumalar…
Tırnak içinde
“İnsanın kişiliğini, yaşadıkları-yaşayamadıklarından öte, onları değerlendirmesi oluşturuyor. Doğru değerlendirme, ondan sonuç çıkartma. Bir parçan sürekli kendi notunu kendi verir halde olmalı.”
“Çok alkış beklemeden yaşamayı öğreneceksin.”
“Meseleni anlatmak, paylaşmak için hayatta lüks pozisyonlar, her an iletişim kurabilecek bazı enstrümanların var elinde ama onları nasıl kullandığına da dikkat etmek zorundasın; O kadar büyüsüne kapılmayacaksın. İnsan kendi sesinin büyüsüne kapılmaya başladığı zaman gerçekten faşistleşiyor. Herkes için geçerli bu.”
“Sanatın muazzam bir iyileştirici gücü vardır ama eşitsizliğin, adaletsizliğin bu kadar derin uçurumlarla birbirinden ayrıldığı bir yerde neye yarar?”
Taylan’ın gözünden…
Arşivde olmazsa olmaz filmler:
Metropolis (1927, Yönetmen: Fritz Lang)
Yurttaş Kane (1941, Yönetmen: Orson Welles)
Venedik’te Ölüm (1971, Yönetmen: Luchino Visconti)
Amarcord (1973, Yönetmen: Federico Fellini)
Canım Kardeşim (1973, Yönetmen: Ertem Eğilmez)
Ayna (1975, Yönetmen: Andrei Tarkovsky)
Dersu Uzala (1975, Yönetmen: Akira Korosava)
Maria Braun’un Evliliği (1978, Yönetmen: Rainer Werner Fassbinder)
Bir Zamanlar Amerika’da (1984, Yönetmen: Sergio Leone)
Gel ve Gör (1985, Yönetmen: Elem Klimov)
Bir Zamanlar Anadolu’da (2011, Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan)
Başucu kitapları:
Don Kişot – Miguel de Cervantes
İlyada – Homeros
Malte Laurids Brigge’nin Notları – Rainer Maria Rilke
Çavdar Tarlasında Çocuklar – J.D.Salinger
Huzur – Ahmet Hamdi Tampınar
Tutunamayanlar – Oğuz Atay
Kült televizyon yapımları:
Zengin ve Yoksul
Breaking Bad
After Life
Peaky Blinders
İkinci Bahar
Leyla ile Mecnun
Tiyatro klasikleri
Hamlet – William Shakespeare
Godot’yu Beklerken – Samuel Beckett
Martı – Anton Çehov
Fizikçiler – Friedrich Dürrenmatt
72. Koğuş – Orhan Kemal
Misafir – Bilgesu Erenus
Azizname – Aziz Nesin
Ahmet Mümtaz Taylan kimdir?
1965’te Ankara’da doğdu. Babasının vazifesi nedeniyle çocukluğu boyunca hep yer değiştirdi. İlkokula Şarkikaraağaç’ta (Isparta) başladı, Eğridir’de (Burdur) devam etti, Ankara’da bitirdi. Ortaokula Ankara’da başladı, liseyi İzmir’de bitirdi. Döndü Ankara’da iki üniversite okudu.
Devlet Tiyatrosu’ndaki görevine Diyarbakır’da başladı, Almanya’da devam etti, Ankara’da bitirdi.
1999’da İstanbul’a yerleşti. O tarihten bu yana birçok televizyon dizisi ve sinema filminde oynadı. Aralarında İsmet Küntay En İyi Yönetmen, iki Altın Portakal, bir Altın Koza Film Festivali En İyi Erkek Oyuncu, Sadri Alışık, Tataristan Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu dahil olmak üzere birçok ödül aldı.
Hürriyet, Radikal, Ot Dergisi ve son olarak Tuhaf Dergi’de köşe yazıları yazdı.
Üç evlilik yaptı. Ümit Can ve Ayşe Dilan isiminde iki çocuğu var.