Gelelim prim meselesine… Dünya üçüncüsü olduk, jeep olayı patladı! Ben yazarken utanıyordum. Tartışmalar bir yıl sürdü… Dememiz o ki, o dönemde de prim tartışmaları vardı, bu olay günlerce gazete manşetlerinden inmedi… Ne yani, ortada bir prim olayı varsa, yazmayalım mı?
Rotayı yazar tarafıma çevirelim….Tayfun Bayındır müdür olduktan sonra, bana bir köşe verdi ve yazarlık apoletini taktı. O köşede tek satır, hakaret bulamazsınız… Kişisel eleştirilerimi yaparken, ağacı kökünden sökmem, belden aşağı vurmam, yapıcı cümlelere yer veririm… Öyle kalkıp da birilerinin siparişiyle yazı yazmam… O köşe benim onurum, gururum, namusumdur… Oraya kimseyi ortak etmem! Haaa beğenmeyen de olabilir, buna saygı duyarım..
Şimdi, hâlâ şaşkınlığını ve de üzüntüsünü üzerimden atamadığım, uçaktaki olayla ilgili benim penceremden görünenleri merak ediyorsunuzdur…
Tarifsiz kederler içindeyim… Çünkü nereden bakarsak bakalım, bunların hiçbirini hak etmedim… Suskun ve de tepkisiz kalmam, hiç kimseyi haklı çıkarmaz. Bana yöneltilen suçlamaların doğru olduğunu kimse iddia edemez…
Maalesef bu yaştan sonra öğreneceklerim bitmemiş! Para ve şöhretin insanı adam etmeyeceğini biliyordum ama insanlıktan çıkaracağını yeni öğrendim.